horizon
sonuçlara bakan var mı ?
sonuçlara bakan var mı ?
0
bu sene de kazanamamışım.
buralarda telef oldu şu ezik diye acır insan bee.
zalım amarika.
buralarda telef oldu şu ezik diye acır insan bee.
zalım amarika.
0
bana da çıkmadı.
şu tweet zincirine bakıp biraz moral buluyorum. abd rüyası olan herkes iyi okusun derim:
twitter.com
:)
şu tweet zincirine bakıp biraz moral buluyorum. abd rüyası olan herkes iyi okusun derim:
twitter.com
:)
0
siteye giremedim ki çökmüş :) umutlar hala istanbul başkanlık yarışı kadar taze ama..
alternatif şeyler arıyorum, yoksa çok pis düşüş yaşayacağım :/
alternatif şeyler arıyorum, yoksa çok pis düşüş yaşayacağım :/
0
ilk dakikalarda sorgu ekranina erismistim, sonra yanlis bilgi girdiniz yazisi cikti. o dakikadan sonra tekrar gir(ebil)me sansim olmadi. site coktu heralde.
bu arada turkiye ile ilgisi yok bu baglanmama durumunun. ingiltere'deki bilgisayarim uzerinden (teamviewer) denedim, yine acilmiyor.
bu arada turkiye ile ilgisi yok bu baglanmama durumunun. ingiltere'deki bilgisayarim uzerinden (teamviewer) denedim, yine acilmiyor.
0
siteyi acamadigimdan bakamadim ben de, bu sefer sansin bana gulmesini temenni ediyorum ben de.
0
duvardakiresmimiz
bu ulkelerden kalici oturum alma sansiniz var diyelim. hangisini secerdiniz? neden?
bu ulkelerden kalici oturum alma sansiniz var diyelim. hangisini secerdiniz? neden?
0
çok sosyal değilsem avustralya. doğası, kültürü bambaşka.
arkamda eş, dost bir sürü insan varsa ingiltere. ha deyip uçakla ziyaret ederim mmleketi.
arkamda eş, dost bir sürü insan varsa ingiltere. ha deyip uçakla ziyaret ederim mmleketi.
0
Avustralya’yı seçerim. Ülke büyük. İklimi sıcak ve tam istediğim şekilde. Göçmenlere yönelik görüş çoğunlukla nötr ya da iyi. Doğası güzel.
0
ikisi de yaşamak isteyeceğim ülkeler olmamakla birlikte böyle bir seçim yapmam gerekirse ingiltere derim.
avustralya her şeye çok uzak. yapay memleket gibi geliyor bana. zaten öyle sayılır. rahat edebileceğimi, uyum sağlayabileceğimi hiç sanmıyorum. ingiltere'yi de sevmem ama neblim en azından avrupa'nın diğer ülkelerine çok yakın. ben izlanda ile yekaterinburg arasında kalan bir alanda yaşamak istiyorum, bunun dışına çıkmam için bayağı tuhaf şeyler olması lazım. tek istisnası dediğim gibi sibirya olur, orada yaşamak isteyebilirim. avustralya nö.
velhasıl bana daha "hayatlı" geliyor ingiltere. bir türk olarak avrupalı olduğumu iddia edecek kadar şuursuz değilim tabii ama sonuçta bu kültürlerle birlikte, onların etkisiyle büyüdük. avrupa şampiyonalarına katıldık, eurovision'a çıktık, hiç değilse coğrafi olarak avrupa ülkesi sayıldık vs. ben bu tarafları seviyorum. avrupa ve biraz da asya dışında bir yerde yaşamak istemem.
avustralya her şeye çok uzak. yapay memleket gibi geliyor bana. zaten öyle sayılır. rahat edebileceğimi, uyum sağlayabileceğimi hiç sanmıyorum. ingiltere'yi de sevmem ama neblim en azından avrupa'nın diğer ülkelerine çok yakın. ben izlanda ile yekaterinburg arasında kalan bir alanda yaşamak istiyorum, bunun dışına çıkmam için bayağı tuhaf şeyler olması lazım. tek istisnası dediğim gibi sibirya olur, orada yaşamak isteyebilirim. avustralya nö.
velhasıl bana daha "hayatlı" geliyor ingiltere. bir türk olarak avrupalı olduğumu iddia edecek kadar şuursuz değilim tabii ama sonuçta bu kültürlerle birlikte, onların etkisiyle büyüdük. avrupa şampiyonalarına katıldık, eurovision'a çıktık, hiç değilse coğrafi olarak avrupa ülkesi sayıldık vs. ben bu tarafları seviyorum. avrupa ve biraz da asya dışında bir yerde yaşamak istemem.
0
avustralya. ne kadar uzak, o kadar iyi. tayyip'i görme ihtimalim daha düşük.
0
nemo problemo
https://www.monsternotebook.com.tr/abra/MONSTER-ABRA-A5-V13-2-3.htmlbu fiyata bu laptop iyi midir yoksa aynı paraya daha iyi bir şey alınabilir mi? alınabilirse ne alınabilir?
www.monsternotebook.com.tr
bu fiyata bu laptop iyi midir yoksa aynı paraya daha iyi bir şey alınabilir mi? alınabilirse ne alınabilir?
bu fiyata bu laptop iyi midir yoksa aynı paraya daha iyi bir şey alınabilir mi? alınabilirse ne alınabilir?
0
ekran karti işe yaramaz.
+
daha geçen gün bi başlık vardı sözlükte abra modeli ile ilgili. anakarti mi arizaliymis neymis. bi bak istersen.
kisisel onerim msi
+
daha geçen gün bi başlık vardı sözlükte abra modeli ile ilgili. anakarti mi arizaliymis neymis. bi bak istersen.
kisisel onerim msi
0
ya ben üç yıl önce aldım o sıralar dell vardı aynı özelliklerde ve daha ucuzdu. bence ekran kartı aynı olan bir modelde daha güvenilir bir markaya bakın.
valla üç yıl oldu tık demedi. taş gibi bilgisayar.
valla üç yıl oldu tık demedi. taş gibi bilgisayar.
0
Dell gaming serisi, alianwere (dell'e ait), msi gibi markalari tercih etmeniz daha dogru olur. Monster'in sizi yari yolda birakmasi kuvvetle muhtemel.
0
1050 dediğin kart masaüstü gtx 760'a falan denk hatta daha aşağıda bir kart.
1050ti da aşağı yukarı 960'a denk.
O yüzden bu laptop öyle gaming gibi görünse de oyun performansında memnun edemez. An itibariyle sıfır makina alacaksanız alacağınız en düşük ekran kartı düşeş gelirse o da 1050ti olmalı. Yoksa 1060-70-80 rtx 2060 falan anca keser.
1050ti da aşağı yukarı 960'a denk.
O yüzden bu laptop öyle gaming gibi görünse de oyun performansında memnun edemez. An itibariyle sıfır makina alacaksanız alacağınız en düşük ekran kartı düşeş gelirse o da 1050ti olmalı. Yoksa 1060-70-80 rtx 2060 falan anca keser.
0
Aynı paraya daha iyisini muhtemelen alamazsınız.
Eksilerini söyleyeyim.
Ekran kartı daha iyi olabilir. Ama şu haliyle de çöp değil çoğu oyunu sıkıntısız oynatır.
Ram kesinlikle artmalı, 8 gb yetmeyen bir ram oluyor git gide.
Aslına bakarsanız çiçek gibi bilgisayar ya, hakikaten temel kullanıcı için bu paraya gayet alınabilir.
Bir de ekleme yapayım, işletim sistemi içinde satmıyorlar, o kısma dikkat edin.
Eksilerini söyleyeyim.
Ekran kartı daha iyi olabilir. Ama şu haliyle de çöp değil çoğu oyunu sıkıntısız oynatır.
Ram kesinlikle artmalı, 8 gb yetmeyen bir ram oluyor git gide.
Aslına bakarsanız çiçek gibi bilgisayar ya, hakikaten temel kullanıcı için bu paraya gayet alınabilir.
Bir de ekleme yapayım, işletim sistemi içinde satmıyorlar, o kısma dikkat edin.
0
bir peynir kutusu kibrit
Merhabalar, Yazılımcıyım ama kendimi çok eksik hissediyorum bilgisayar mimarisi konusunda CPU da işler nasıl yürüyor? GPU da CPU dan neleri kırparak daha hızlı işlem sağladılar? Double veri tipi diğer veri tiplerinden neden farklı depolanıyor? Ram de neler oluyor? Gibi sorularımın cevaplarını bulabi
Merhabalar,
Yazılımcıyım ama kendimi çok eksik hissediyorum bilgisayar mimarisi konusunda CPU da işler nasıl yürüyor? GPU da CPU dan neleri kırparak daha hızlı işlem sağladılar? Double veri tipi diğer veri tiplerinden neden farklı depolanıyor? Ram de neler oluyor? Gibi sorularımın cevaplarını bulabileceğim referans kitaplar istiyorum sizlerden. Amacım yazdığım programda herhangi bir şeye tıkladığımda ve gözlerimi kapattığımda tüm yolculuğunu canlandırabilmek. İş en nihayetinde elektriğe gidiyor farkındayım ama mühim değil. Dil olarak ingilizce ve türkçe ile kısıtlıyım ama başka dillerde de referans verebiliyorsanız ve iyi bir kitapsa muhtemelen ingilizceye çevrilmiştir.. Şimdiden teşekkür ederim.
Yazılımcıyım ama kendimi çok eksik hissediyorum bilgisayar mimarisi konusunda CPU da işler nasıl yürüyor? GPU da CPU dan neleri kırparak daha hızlı işlem sağladılar? Double veri tipi diğer veri tiplerinden neden farklı depolanıyor? Ram de neler oluyor? Gibi sorularımın cevaplarını bulabileceğim referans kitaplar istiyorum sizlerden. Amacım yazdığım programda herhangi bir şeye tıkladığımda ve gözlerimi kapattığımda tüm yolculuğunu canlandırabilmek. İş en nihayetinde elektriğe gidiyor farkındayım ama mühim değil. Dil olarak ingilizce ve türkçe ile kısıtlıyım ama başka dillerde de referans verebiliyorsanız ve iyi bir kitapsa muhtemelen ingilizceye çevrilmiştir.. Şimdiden teşekkür ederim.
0
dogrudan kitap adi veremem ama aradigin alan/konu "Computer Architecture" bu konu ile ilgili kitaplara, videolara vs bakabilirsin. bir de aradigin herseyi tek bir yerde bulabilecegini zannetmiyorum. belirttigin her bir konu icin ayri ayri arastirma yapman gerekebilir
0
@crudio Mutlaka her biri için ayrı araştırma gerekli. Videolu kaynakların çok işlevsel olduğu kanaatinde değilim.
0
her yazılımcıyım diyenin aslında yazılımcı olmadığı burda ortaya çıkıyor düşük seviyeli dillerde değişkenin hafızada kapladığı yer ve kullanımı bile önem arz ederken yüksek seviyeli dillerde kimsenin umrunda değil neymş GC varmış o halledermiş vs vs bu kavramların projeden projeye değiştiğini idda eden arkadaşlarda vardır inanmayın yarısı microsoftun kölesi durumunda dolayısıyla inanılmaz yavaş verimsiz hafızada çok fazla yer kaplayan uygulamalar yazılmakta CPU mimarisinin yanında derinlemesine veri yapıları öğrenirseniz seviye atlarsınız MIT in dersleri var internette araştırın alt yazılı bile bulunabilir izleyin assambly ,c ,c++ öğrenin pointer mantığını anlayın vs vs
0
@baknedicem Sözlerinize kesinlikle katılıyorum. GC denilen meret dynamic memory allocationu yerle yeksan ediyor. .Net dllerini decompile ettiğimde gördüm ki bir framework ne kadar soyutlarsa dili, performansı o kadar kan ağlatıyor.
blog.expensify.com
Bir işverenin neden .Net programcısı işe almadıklarına dair yazdığı güzel bir yazı. Yakında türkçeye çevireceğim.
blog.expensify.com
Bir işverenin neden .Net programcısı işe almadıklarına dair yazdığı güzel bir yazı. Yakında türkçeye çevireceğim.
0
Computer Organization and Design: the Hardware/Software Interface
David Patterson ve John L. Hennessy
David Patterson ve John L. Hennessy
0
mano'nun kitabının fotokopisinin ciltlisi var bende.
20 tlik bi yerlere kedi maması yardımı karşılığı yollarım isteyene :)
şöyle:
eksiup.com
20 tlik bi yerlere kedi maması yardımı karşılığı yollarım isteyene :)
şöyle:
eksiup.com
0
Techsavvy
diye sordu gerizekalı ikcı kız 28 yaşında adama...Amaç nedir bu sorudaki? yani ''ben gerizekalı bir ıkcıyım'' diye bağırmaktan başka ne işe yarıyor?ben ornitorenk demiştim.. ciddiyim..
diye sordu gerizekalı ikcı kız 28 yaşında adama...
Amaç nedir bu sorudaki? yani ''ben gerizekalı bir ıkcıyım'' diye bağırmaktan başka ne işe yarıyor?
ben ornitorenk demiştim.. ciddiyim..
Amaç nedir bu sorudaki? yani ''ben gerizekalı bir ıkcıyım'' diye bağırmaktan başka ne işe yarıyor?
ben ornitorenk demiştim.. ciddiyim..
0
Bu sorunun cevabı yunus balığı olmak. Yunus balıkları grup halinde uyumludur. Ama tek başına kaldığında gerekirse köpek balığını parçalar
0
Ben bu soruya kedi olmak isterdim diyorum. Sobanın başında süt yalanmak ve damda kedi kovalamak. Tembellik yapmak. Ama insan olduğumuz için çalışmamız gerekiyor
0
@seyyar satıcı
bana yunus balığı diye cevap versen konuşmayı orda sonlandırırdım çünkü yunuslar balık değil :)
bence burda amaç söylediğin hayvanı nasıl savunabilirsin ve kendini nasıl ifade edebilirsn. Eğer işinden anlayan kaliteli bir ikcı ise düzgün yorumlayabilir gibi geldi.
Ayrıca ben ayı derdim çünkü ayılar <3 ben
bana yunus balığı diye cevap versen konuşmayı orda sonlandırırdım çünkü yunuslar balık değil :)
bence burda amaç söylediğin hayvanı nasıl savunabilirsin ve kendini nasıl ifade edebilirsn. Eğer işinden anlayan kaliteli bir ikcı ise düzgün yorumlayabilir gibi geldi.
Ayrıca ben ayı derdim çünkü ayılar <3 ben
0
okuz olmak isterdim diye cevap verilebilir
neden diye sorulursa "dis etkenlerden minimum duzeyde etkilenirim, demoralize olmam kolay degildir, full motivasyon ve takim oyuncusu" diye cevaplardim
neden diye sorulursa "dis etkenlerden minimum duzeyde etkilenirim, demoralize olmam kolay degildir, full motivasyon ve takim oyuncusu" diye cevaplardim
0
bir bakteri olsan hangisi olurdun diye de sorulabilir:)? ya da bir alg olsan? bir organel olsan hangisi olurdun? ve neden?
hayvan sorusu baydi artik..
soru onemli degil. sorunun muhatabinin soruya karsilik takindigi tavir onemli.
buradaki amac sabrinizi olcmek.
sizi koseye sikistirirlar, sinirlendirmeye calisirlar.. buna karsilik nasil tepki vereceginiz onlar icin cok onemli. sonucta is ortaminda turlu turlu seyle karsilasir calisan.
ik'ci degilim. mantiken boyle bence.
sorunun asil cevabina gelirsek, bir hayvan olsam penguen olmak isterdim. kendime yakin buldugum bir hayvan.
hayvan sorusu baydi artik..
soru onemli degil. sorunun muhatabinin soruya karsilik takindigi tavir onemli.
buradaki amac sabrinizi olcmek.
sizi koseye sikistirirlar, sinirlendirmeye calisirlar.. buna karsilik nasil tepki vereceginiz onlar icin cok onemli. sonucta is ortaminda turlu turlu seyle karsilasir calisan.
ik'ci degilim. mantiken boyle bence.
sorunun asil cevabina gelirsek, bir hayvan olsam penguen olmak isterdim. kendime yakin buldugum bir hayvan.
0
zaten hayvanız. memeli
hea illa başka hayvan seçeceksek an itibariyla üçparmaklıtembelhayvan olmam gerekiyor. bak adamdaki komplekssizliğe bak. senin benim gibi hayvan olduğunu gizleme telaşı yok. üç parmaklıyım, tembelim ve hayvanım benim olayım bu. netliğini sevdim.
hea illa başka hayvan seçeceksek an itibariyla üçparmaklıtembelhayvan olmam gerekiyor. bak adamdaki komplekssizliğe bak. senin benim gibi hayvan olduğunu gizleme telaşı yok. üç parmaklıyım, tembelim ve hayvanım benim olayım bu. netliğini sevdim.
0
ben mi yanlis anliyorum? duyuruculara hangi hayvan olmak istersiniz diye sormuyorsun. sana ik'ci sormus, neden sormus olabilir diye soruyorsun. insanlar okumadan yaziyor herhalde.
ik'ci da aynini yapiyor olabilir. yurtdisindaki ik yayinlarindan boyle bir soru soruldugunu ogrenmis, anlamini kavramaya calismadan turkce'ye cevirip onuune gelene yapistiriyordur soruyu. kurcalasan kendi de bilmiyordur niye sordugunu.
ik'ci da aynini yapiyor olabilir. yurtdisindaki ik yayinlarindan boyle bir soru soruldugunu ogrenmis, anlamini kavramaya calismadan turkce'ye cevirip onuune gelene yapistiriyordur soruyu. kurcalasan kendi de bilmiyordur niye sordugunu.
0
nick bulamadim
var mı? eşanlamlı kelimeler mi?
var mı? eşanlamlı kelimeler mi?
0
nick bulamadim
şu ikisi arasında ne fark var? neden birinde keep derken birinde keep on demiş?Keep smiling! Don't keep on interrupting me!
şu ikisi arasında ne fark var? neden birinde keep derken birinde keep on demiş?
Keep smiling!
Don't keep on interrupting me!
Keep smiling!
Don't keep on interrupting me!
0
keep on'un yapıp durma, diretme anlamları da var.
ikincisinde beni kesip durma diyor.
ikincisinde beni kesip durma diyor.
0
annebenasikoldum
Olay Avrupa’da geçiyor arkadaşlar.Üst komşum yaklaşık 2 yıldır olur olmaz saatlerde, ayda 4-5 kez olmak üzere duvara çivi çakıyor ve evin tam olarak neresinde olduğunu anlamadığım yerlerinde matkap kullanıyor.Hadi duvara bir şey assa falan neyse, bu iki yıl mu sürer? Ya da gecenin bi vakti mi olur?Z
Olay Avrupa’da geçiyor arkadaşlar.
Üst komşum yaklaşık 2 yıldır olur olmaz saatlerde, ayda 4-5 kez olmak üzere duvara çivi çakıyor ve evin tam olarak neresinde olduğunu anlamadığım yerlerinde matkap kullanıyor.
Hadi duvara bir şey assa falan neyse, bu iki yıl mu sürer? Ya da gecenin bi vakti mi olur?
Zaten evler kiralık, evde öyle kafasına göre delme islemi falan yapamaz.
Gecen gün se balkonda ot kokusu vardı.
Acaba dedim bu adam ot mu yetiştiriyor?
Bunun için matkap mi kullanilir bilemedim ki?
Üst komşum yaklaşık 2 yıldır olur olmaz saatlerde, ayda 4-5 kez olmak üzere duvara çivi çakıyor ve evin tam olarak neresinde olduğunu anlamadığım yerlerinde matkap kullanıyor.
Hadi duvara bir şey assa falan neyse, bu iki yıl mu sürer? Ya da gecenin bi vakti mi olur?
Zaten evler kiralık, evde öyle kafasına göre delme islemi falan yapamaz.
Gecen gün se balkonda ot kokusu vardı.
Acaba dedim bu adam ot mu yetiştiriyor?
Bunun için matkap mi kullanilir bilemedim ki?
0
resim yapıyorsa tuval çakıyor olabilir. bizim üst katta da vardı öyle biri.
0
Ayda 4 5 kezse iyi. Bizim yan komşu elektrik ustası. Sürekli evde elinde matkapla dolaşıyor deli :) Her ses geldiğinde erkan yine bi yeri deliyor diyoruz
Lesmisrrabkes +1 hobileriyle alakalıdır bence de
Lesmisrrabkes +1 hobileriyle alakalıdır bence de
0
cok alakasiz olacak ama smoothie yapiyor olabilir mi? o makinelerin bazilarinin sesi ayni matkap gibi oluyor belki onun sesidir?
0
valla benim ilk aklıma cesetler var, onların kafasını matkapla deldiği geldi.
0
marlonae
İnsanların ihtiyacı olan ama asla satılmadığını ya da çok zor satıldığını fark ettim.Sahibinden,Letgo hatta burada bile ilan bıraktım.İnsanın aklında tek bir soru:Acaba baika özel bi sitesi mi var..Ya da ne bileyim firmasına geri veriliyor mu yeşillendirirseniz sevinirim.Texas ınstrument TI-84 Plus
İnsanların ihtiyacı olan ama asla satılmadığını ya da çok zor satıldığını fark ettim.Sahibinden,Letgo hatta burada bile ilan bıraktım.İnsanın aklında tek bir soru:Acaba baika özel bi sitesi mi var..
Ya da ne bileyim firmasına geri veriliyor mu yeşillendirirseniz sevinirim.
Texas ınstrument TI-84 Plus hesap makinesi de
Ya da ne bileyim firmasına geri veriliyor mu yeşillendirirseniz sevinirim.
Texas ınstrument TI-84 Plus hesap makinesi de
0
Yanlis fiyata koymus olabilirsin.
Bir de cok az bir zumreyi ilgilendiren ve pahali bir urun. Garantili alip omur boyu kullanmak istiyor olabilir insanlar.
Bir de cok az bir zumreyi ilgilendiren ve pahali bir urun. Garantili alip omur boyu kullanmak istiyor olabilir insanlar.
0
Üniversitelerin itiraf sayfalarında da bazen böyle ilanlar oluyor. Oradan deneyebilirsiniz bir de.
0
Bahsettiğin marka-modeli amazon.com'da aratınca 123 usd'lik bir ürün çıkıyor, o da şimdiki kurla bile 700 liranın altında. Seninki o modelden farklı ise ve çok daha komplike şeyler yapıyorsa bilemicem. Ama benim sıfırı 1400 lira olan böyle bir alete ihtiyacım olsa garantisi olmayan bilmem kaç senelik alete yarı fiyatını bile vermem. Zaten çok çok az kişinin aldığı bir ürün ve 200 lira fazlasına sıfırı var, bence sorun fiyatta.
0
urun.n11.com
hadi amazonu falan boşver sen olsan 30 lira bile olmayan bir fark için tanımadığın birinden, taksit falan imkanı da olmadan ikinci el ürün alır mıydın?
hadi amazonu falan boşver sen olsan 30 lira bile olmayan bir fark için tanımadığın birinden, taksit falan imkanı da olmadan ikinci el ürün alır mıydın?
0
1200 liraya sıfırı var. faturalı, garantili. sen sıfırından fazla para istediğin için -çok da normal olarak- satamıyorsun. sıfırının yarı fiyatına ancak satarsın.
urun.n11.com
urun.n11.com
0
aynı işi bilgisayar yazılımları çok daha ucuza hatta bedavaya yapıyor. bu durumda ben neden çok çok gelişmiş bir hesap makinasına bu kadar para vereyim?
mesela (bkz: wolfram alpha). integral de alıyor, denklem de çözüyor, grafik de çiziyor, matris çarpıyor, determinant buluyor,...
mesela (bkz: wolfram alpha). integral de alıyor, denklem de çözüyor, grafik de çiziyor, matris çarpıyor, determinant buluyor,...
0
bikimoyoz
“Çocuğa soruyorum ‘ben tekstilde çalışamam diyor’. Niye çalışamazsın? ‘mesaisi var’ yanıtını veriyor.” https://ilerihaber.org/icerik/vali-issizlik-konusunda-gencleri-sucladi-is-begenmiyorlar-90942.html
“Çocuğa soruyorum ‘ben tekstilde çalışamam diyor’. Niye çalışamazsın? ‘mesaisi var’ yanıtını veriyor.”
ilerihaber.org
ilerihaber.org
0
çok afedersiniz, dört kişilik bir aileye her öğün çay-simit alamayan bir işi beğenmiyoruz.
zaten iddianın ciddiyet düzeyi şu; "Eğitim fakültesini bitirince neden öğretmen olmak istiyoruz?" kafalar pırıl pırıl.
zaten iddianın ciddiyet düzeyi şu; "Eğitim fakültesini bitirince neden öğretmen olmak istiyoruz?" kafalar pırıl pırıl.
0
Herkese 4 sene universite okutup 1600 tlye çalıştırmak istiyorlar. Sorun burada.
0
Bir kişiden beş kişilik iş bekledikleri için ben de beğenmiyorum. Depocu giriyorsun hamallık işi çıkıyor. Git hamal tut o zaman hQ
0
ben meslek dalımdaki bu tutmuş, bu kesmiş, bu pişirmiş, bu yemiş teki atıyorum illa ki kesmiş olan olmak için diretiyorum, öyle olunca da olmuyor, hani bana hani bana oluyorum.
0
iş beğenmemek denmez ona.
"çalışmak" ile "istismar edilmek" arasında bir farkı görmek denir.
"çalışmak" ile "istismar edilmek" arasında bir farkı görmek denir.
0
valla ben de beğenmiyorum. sonuçta emek verip meslek sahibi oluyoruz. Sonrasında deneyim kazanmak için nispeten kötü şartları ve düşük maaşları kabul ediyoruz. bunların büyük bir kısmı sonrasında koşulları kendimiz oluşturalım diye.
ama vasıfsız işçi statüsü için bilemiyorum. Yine de insanlar koşullarını kendileri belirleyebilmeli. onların da kendine göre seçenekleri var. ama şartlar da değişiklik gösterebilir.
ama vasıfsız işçi statüsü için bilemiyorum. Yine de insanlar koşullarını kendileri belirleyebilmeli. onların da kendine göre seçenekleri var. ama şartlar da değişiklik gösterebilir.
0
herkes bir prenses/prens olduğundan, 5 senedir evde yatan adam tanıyorum ya iş beğenmiyor sözde.
0
beğenmiyoruz.
bu arada çocuk haklı, mesaisi olan işyerinden neden çalışsın.
zaten tekstilde normal mesailer bile fazla, haftanın üç günü ekstra mesai ve cumartesi çalışmayı beğenmemesi normal
bu arada çocuk haklı, mesaisi olan işyerinden neden çalışsın.
zaten tekstilde normal mesailer bile fazla, haftanın üç günü ekstra mesai ve cumartesi çalışmayı beğenmemesi normal
0
12 yıllık tekstil işçisiyim. Trakya da çalışıyorum. Birebir üretim elemanıyım. Aldığım maaş bordolanıyor. Mesailer de aynı şekilde.pazar çalışırsam 1 ekstra gündelik+1 ücretli izin hakkım oluyor. buraya kadar memnunum. Ama iş ağır,verilen sözler tutulmuyor. Bağlı olduğum bölümde adam barınmıyor. Bana yardımcı olarak alınan arkadaş 2 ay sonra maaş zammı istiyor. Hakkıdır. Ama en fazla çalışma istememe sebepleri x işi yaptın, boş kalınca y işini de yap demeleri. Memur kadrosundan değil ama ara usta kadrosundan aşırı mobbing görmeleri. Ben neden çalışıyorum? Eşime 4 yıldır iş bulamadık, evim kira, ve bu bulaştığım alan yaygın olmadığı için 12 yıllık tecrübemi değerlendirecek yan firmaya kaçamıyorum. Çünkü yok.
0
hakkımı alacaksam ve durumum kötü ise asgari ücretle de çalışmaktan gocunmam. benim sorunum her işe asgari ücreti hak görmeleri, yeni mezun gençleri gelecek vaadi ile asgariden çalıştırmaya başlayıp sonra da çocukcağız söylenince postalayıp yerine yeniden aynı vaadler ile gencecik çocuğu işe almaları.
mesaisi var demek de haklı bir şey bence. bir arkadaşım zar zor iş buldu, mağazada eleman işte, çalıştığı yer de şehir dışında bir outlet. asgari ücret alıyor, sabahtan akşama çalışıyor ve işi bitince ama servis yok bilmemne yok bahanesi ile 3-4 saat daha çalıştırılıyor ve bu da maaşına yansımıyor. hayatı kalmadı çocuğun pazar bile çalıştırıldı ve sonunda sokakta aç kalmadığım sürece bu işi yapmam ailemin yanında dışarı çıkmadan hiç bir şey yapmadan dururum daha iyi yaşadığımı hissetmiyorum dedi.
bu durumu yaşayan milyonlarca insan var.
mesaisi var demek de haklı bir şey bence. bir arkadaşım zar zor iş buldu, mağazada eleman işte, çalıştığı yer de şehir dışında bir outlet. asgari ücret alıyor, sabahtan akşama çalışıyor ve işi bitince ama servis yok bilmemne yok bahanesi ile 3-4 saat daha çalıştırılıyor ve bu da maaşına yansımıyor. hayatı kalmadı çocuğun pazar bile çalıştırıldı ve sonunda sokakta aç kalmadığım sürece bu işi yapmam ailemin yanında dışarı çıkmadan hiç bir şey yapmadan dururum daha iyi yaşadığımı hissetmiyorum dedi.
bu durumu yaşayan milyonlarca insan var.
0
sayın valimizin çocuğu olur, torunu olur, yiğeni olur artık hangileri varsa. alalım bunları. random atalım ister ordu'da ister istanbul'da isterse memleketin başka yerindeki tekstil atölyelerine bir haftalığına.
o "bunlar benim akrabam demesin", onlar da "ordu valisi benim akrabam" demesin bu süreçte. sadece bir hafta "bu garibanın kimi kimsesi yok bir iş aş verin" diye sokalım o işe.
bir hafta sonunda alalım işten. tek tek konuşsunlar vali dedeleriyle, amcalarıyla.
on atölyeye yollamışsak en az dokuzunun patronlarını, ustabaşlarını evlerinden gece üçte helikopterli, tomalı, pöhlü aldırmazsa o vali bir tarafıma serim masası soksunlar.
o kalan bir atölye için de gece üçte değilde daha insanı bir saatte ekip gider daha normal şartlarda alır patronu, ustabaşını.
o "bunlar benim akrabam demesin", onlar da "ordu valisi benim akrabam" demesin bu süreçte. sadece bir hafta "bu garibanın kimi kimsesi yok bir iş aş verin" diye sokalım o işe.
bir hafta sonunda alalım işten. tek tek konuşsunlar vali dedeleriyle, amcalarıyla.
on atölyeye yollamışsak en az dokuzunun patronlarını, ustabaşlarını evlerinden gece üçte helikopterli, tomalı, pöhlü aldırmazsa o vali bir tarafıma serim masası soksunlar.
o kalan bir atölye için de gece üçte değilde daha insanı bir saatte ekip gider daha normal şartlarda alır patronu, ustabaşını.
0
çünkü küçük esnaf ve kobiler de şöyle bir şey var,adam metal kesim-işleme atölyesinde kaynakçı olarak işe başlamış;
patron da istiyor ki hem kaynak yapsın,hem forklift kullansın,hem tır yükleyip bindirsin,bunun karşılığında hiçbir ücret talep etmesin,her zaman mesaiye hazır olsun,bu şartlarda tabi ki de insanlar çalışmayı istemiyor veya az biraz daha fazla para veren bir yer bulduğunda hemen iş değiştiriyor.
çünkü bu ülkede çalışanın,emeğin karşılığı verilmiyor,verilen vaatler adam işini on numara yapsa da yokuşa sürülüyor.
mesailer birçok yerde verilmiyor,maaşlar zamanında ödenmiyor v.s
şevkle çalışanı zevkle s.....r diye bir söz var.
patron da istiyor ki hem kaynak yapsın,hem forklift kullansın,hem tır yükleyip bindirsin,bunun karşılığında hiçbir ücret talep etmesin,her zaman mesaiye hazır olsun,bu şartlarda tabi ki de insanlar çalışmayı istemiyor veya az biraz daha fazla para veren bir yer bulduğunda hemen iş değiştiriyor.
çünkü bu ülkede çalışanın,emeğin karşılığı verilmiyor,verilen vaatler adam işini on numara yapsa da yokuşa sürülüyor.
mesailer birçok yerde verilmiyor,maaşlar zamanında ödenmiyor v.s
şevkle çalışanı zevkle s.....r diye bir söz var.
0
gerçekten öyle. kimse iş beğenmiyor, işsizlik maaşıyla, ana baba parasıyla veya borç harçla yan gelip yatmayı tercih ediyolar. daha geçen gün bir meslektaşım maaşını beğenmediği için istifa etti. seneye evlenecek. ne yapacaksın diyorum, allah büyük diyor. böyle millete her türlü kötülük müstehak bence..
0
Patron parayı hamuduyla götürürken işçisine tavuğa yem atar gibi para veriyor. Patron kazanmasa anlayacağım da, gayet gelir elde ediyor. Kazanılan parayla emekçiye verilen arasındaki uçurumu gören de o adamın altında çalışmak istemiyor haklı olarak. Kimi kandırıyorlar??
0
Is sahibi olmakla patronun kopegi olmak ayri seyler. Iki taraf da begenmeme luksune sahip olmali. Mesela eski is yerim ise alimlari ve yoneticilerin mantalitesi sayesinde isimi duzgun yapmama mani oluyordu, ben de siktir olup gittim, tek basvurdugum yere de alindim, cok normal bir sey. Ha ama niye normal, kanada'da yadadigim icin. Yoksa bir ton tantana, patron tribi vs olurdu
0
ulukayin
İlk sorum başlıkta. İkinci sorum;Diyelim ki, işveren yahut yöneticisiniz. Bir pozisyon için açığınız mevcut ve iş ilanı açıyorsunuz. Açık pozisyon için iki aday kalıyor. İkisi de aynı niteliklere sahip. Adaylardan birisi bir tanıdığınızı referans göstermiş, diğer adayın ise referansları mesleki ve s
İlk sorum başlıkta.
İkinci sorum;
Diyelim ki, işveren yahut yöneticisiniz. Bir pozisyon için açığınız mevcut ve iş ilanı açıyorsunuz. Açık pozisyon için iki aday kalıyor. İkisi de aynı niteliklere sahip. Adaylardan birisi bir tanıdığınızı referans göstermiş, diğer adayın ise referansları mesleki ve sektörel anlamda üst düzey kişiler. Hangi adayı işe alırdınız?
İkinci sorum;
Diyelim ki, işveren yahut yöneticisiniz. Bir pozisyon için açığınız mevcut ve iş ilanı açıyorsunuz. Açık pozisyon için iki aday kalıyor. İkisi de aynı niteliklere sahip. Adaylardan birisi bir tanıdığınızı referans göstermiş, diğer adayın ise referansları mesleki ve sektörel anlamda üst düzey kişiler. Hangi adayı işe alırdınız?
0
ismen tdk'ya göre Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu, değim) cismen pek rastlanılmaz.
2. adayı alırım hem mesleki hem şahsi çünkü tanıdıkla iş yapmak suistimal edilebilir hatır/gönül ilişkisi çerçevesinde.bir sürü de deyim tabir vardır iş/tanıdıkla ilgili.
2. adayı alırım hem mesleki hem şahsi çünkü tanıdıkla iş yapmak suistimal edilebilir hatır/gönül ilişkisi çerçevesinde.bir sürü de deyim tabir vardır iş/tanıdıkla ilgili.
0
Kanıtlanabilir yeterliliğe liyakat derim. Diplomaya, çalışılan pozisyona bakmam. Bireysel yapılan işe bakarım.
2. Yi alırdım
2. Yi alırdım
0
aynı niteliklere sahiplerse liyakat kriteri işlevsiz kalıyor. tanıdığımın değerlendirmesine daha çok güvenerek ve ikinci adayın referanslarının şahsi olma ihtimaline göre ilk adayı seçebilirdim. ya da ikinci adayın referanslarının başarı seviyesini gösterdiğine eminsem onu seçebilirdim. bana bunlar dışında da veri lazım. yaş, kıdem, iletişim, kariyer hedefleri, görevin gerektirdiklerine uygunluk vs. vs.
0
ms brownstone
1 saate yakındır İstanbul'un en kalabalık Starbucks şubelerinden birinde oturuyorum. Hafta içi bu saatte bütün masalar dolu. Oturanların çoğu yalnız bir de. Sadece bir çift ve iki arkadaş var birlikte, bunların dışında bir sürü tek başına oturan insan var ben de dahil. Şimdi bakıyorum da öğrenci fal
1 saate yakındır İstanbul'un en kalabalık Starbucks şubelerinden birinde oturuyorum. Hafta içi bu saatte bütün masalar dolu. Oturanların çoğu yalnız bir de. Sadece bir çift ve iki arkadaş var birlikte, bunların dışında bir sürü tek başına oturan insan var ben de dahil.
Şimdi bakıyorum da öğrenci falan olamazlar çünkü çoğu benden büyük bence. Emekli hiç değiller çünkü gençler. Çok zenginler desek o da değil bence. Hepsi mi zengin yani?
Bir de bugünkü öylesine burda denk geldi ama ne zaman kırk yılda bir hafta içi dışarda olsam bütün mekanlar dolu nerdeyse İstanbul'da. Allah aşkına bu insanlar kim ya? Kimse mi çalışmıyor gerçekten çok merak ediyorum. Bir yolu, sırrı falan varsa bunun bilen söylesin. :(
"Ee sen de ordasın" diyecek olursanız ben pazar günü 24 saat nöbet tuttum da geldim. :(
Şimdi bakıyorum da öğrenci falan olamazlar çünkü çoğu benden büyük bence. Emekli hiç değiller çünkü gençler. Çok zenginler desek o da değil bence. Hepsi mi zengin yani?
Bir de bugünkü öylesine burda denk geldi ama ne zaman kırk yılda bir hafta içi dışarda olsam bütün mekanlar dolu nerdeyse İstanbul'da. Allah aşkına bu insanlar kim ya? Kimse mi çalışmıyor gerçekten çok merak ediyorum. Bir yolu, sırrı falan varsa bunun bilen söylesin. :(
"Ee sen de ordasın" diyecek olursanız ben pazar günü 24 saat nöbet tuttum da geldim. :(
0
bunu ben de düşünmüştüm bikaç ay önce gündüz dışarda olma şansını yakalayıp. konuyla alakalı başlık da var. kim olduklarını bilmiyorum.
(bkz: mesai saatlerinde dışarıda dolaşan kalabalık)
(bkz: mesai saatlerinde dışarıda dolaşan kalabalık)
0
"sanki herkes hobi olarak çalışıyor bir ben fakirim" bende de var bu
0
istanbul 20 milyonluk şehir. her türden insan var mekanları doldurmak için. insan var kaç yıl istanbul'da olduğu halde denizi görmemiş, insan var rahat para kazanan veya freelance çalışan, insan var gece gündüz çalışan. yani belli bir gruba bakarak genel profili tanımlamak istanbul'da mümkün değil.
0
Şehrin nüfusunu ve bulunduğun mekanın merkezi lokasyonunu, hizmetinin kalitesini vs. düşününce oldukça normal bence.
Kendi sorunu kendin cevaplamışsın aslında o yüzden. Evden çalışıyordur, yl/doktora öğrencisidir, anne/babadan zengindir (illa Ferrarisi olması gerekmiyor ayda birkaç bin tl ateşleseler yine orada boş boş oturabilir), izinli günündedir, şehre günübirlik vs. dışarıdan gelen kişilerdendir.
Kendi sorunu kendin cevaplamışsın aslında o yüzden. Evden çalışıyordur, yl/doktora öğrencisidir, anne/babadan zengindir (illa Ferrarisi olması gerekmiyor ayda birkaç bin tl ateşleseler yine orada boş boş oturabilir), izinli günündedir, şehre günübirlik vs. dışarıdan gelen kişilerdendir.
0
şehir dışından gelmiş olabilir işleri vardır
o gün izin günü olabilir
hakikaten çalışmıyor olabilir
15 milyonluk şehirde sokakta gördüğün birkaç bin kişiyle kimse çalışmıyor mu demek sağlıklı bir yaklaşım değil.
o gün izin günü olabilir
hakikaten çalışmıyor olabilir
15 milyonluk şehirde sokakta gördüğün birkaç bin kişiyle kimse çalışmıyor mu demek sağlıklı bir yaklaşım değil.
0
Şehir çok kalabalık.
Çok fazla işsiz var.
Yani çalışan olsa bile o güne izinli olabilecek insan sayısı bile çok fazla olabiliyor.
Ben bu durumu günün gayet normal bir saatinde (işe/okula gidiş/dönüş saati olmayan) toplu taşımaya bindiğimde kalabalığa denk gelince düşünüyorum.
Bu insanlar günün bu saatinde ne yapmaya gidiyorlar acaba diye :)
Çok fazla işsiz var.
Yani çalışan olsa bile o güne izinli olabilecek insan sayısı bile çok fazla olabiliyor.
Ben bu durumu günün gayet normal bir saatinde (işe/okula gidiş/dönüş saati olmayan) toplu taşımaya bindiğimde kalabalığa denk gelince düşünüyorum.
Bu insanlar günün bu saatinde ne yapmaya gidiyorlar acaba diye :)
0
Ben de bunu hep düşünüyorum. Alışveriş merkezleri de dolu. Kimse çalışmıyor, ekonomik kriz yaşıyoruz ama ayni zamanda da herkeste para var gibi garip bir görüntü
0
Son cümlende ozetlemissin aslında olayı. O vakit arasında müsait olabilir işsiz, izinli veya işe yeni başlayacak olabilir. Örnekler çoğaltılabilir.
0
Freelancerlar gittikçe artıyor, starbucks da onların mabedlerinden; çalışmak için ya da takılmak için. Ben de bir ara freelancer'dım, sırf evde tıkılı kalmayayım diye öylesine çıkıp bir-iki kahve içip dönerdim.
Ama hiçbir işi olmayıp bomboş takılan zengin insan sayısı da çok İstanbul'da, özellikle nezih semtlerde.
Ama hiçbir işi olmayıp bomboş takılan zengin insan sayısı da çok İstanbul'da, özellikle nezih semtlerde.
0
Bazı işlerin ilginç takvimleri olabiliyor. Mesela ben önümüzdeki haftadan itibaren Christmas tatilinde olacağım bir süre, yani herkes mesai saatindeyken o kahveci senin, bu kahveci benim gezme, çalışma ihtimalim olacak.
Yıllık izin, sömestr tatili, dönemsel başka tatiller, günlük ve haftalık izinler, kafa izinleri, hastalık sonrası nekahat, işsizlik, iş arası geçişler, eşi/partneri çalıştığı için çalışma ihtiyacı duymayanlar, freelance çalışanlar, kendi işinin patronu olanlar, eğitime, toplantıya vs gittiğinden ofiste olması gerekmeyenler, yazarlar...
Ama evet, katılıyorum. Dün Ikea'ya gitmem gerekti ve dünyanın herhangi bir yerinde o saatler arasında gardrop alması gereken bu kadar çok insan olması beni de hayrete düşürdü mesela. Bir de aslında bir nevi fundamental attribution error bu sanki, bizim başımıza gelince mantıklı bir açıklaması olduğunu düşünüyoruz da başkasına gelince öyle değilmiş gibi... falan filan.
Yıllık izin, sömestr tatili, dönemsel başka tatiller, günlük ve haftalık izinler, kafa izinleri, hastalık sonrası nekahat, işsizlik, iş arası geçişler, eşi/partneri çalıştığı için çalışma ihtiyacı duymayanlar, freelance çalışanlar, kendi işinin patronu olanlar, eğitime, toplantıya vs gittiğinden ofiste olması gerekmeyenler, yazarlar...
Ama evet, katılıyorum. Dün Ikea'ya gitmem gerekti ve dünyanın herhangi bir yerinde o saatler arasında gardrop alması gereken bu kadar çok insan olması beni de hayrete düşürdü mesela. Bir de aslında bir nevi fundamental attribution error bu sanki, bizim başımıza gelince mantıklı bir açıklaması olduğunu düşünüyoruz da başkasına gelince öyle değilmiş gibi... falan filan.
0
ben tez çalışmamı starbucksta yapıyorum mesela. Ortam güzel, bir içecek al kurul filan.
0
hafta içi izinli olduğumda ben de çok yaşıyorum bu hissi.
ihtimaller şöyle:
-lisans, yüksek lisans, master öğrencileri. part time işle, bursla, harçlıkla vs geçinenler
-proje bazlı çalışanlar, freelance çalışanlar
-full-time çalışan, senin benim gibi nadiren hafta içi boş kalanlar
-işsizler
-çalışıyor gibi görünen, yarı işsiz, baba parası yiyenler (en sevdiğim tayfa)
istanbul'un nüfusunu da hesaba katmak gerek. %1'lik azınlık bile 200.00 kişi yapıyor, öyle leş bir şehirdeyiz.
ihtimaller şöyle:
-lisans, yüksek lisans, master öğrencileri. part time işle, bursla, harçlıkla vs geçinenler
-proje bazlı çalışanlar, freelance çalışanlar
-full-time çalışan, senin benim gibi nadiren hafta içi boş kalanlar
-işsizler
-çalışıyor gibi görünen, yarı işsiz, baba parası yiyenler (en sevdiğim tayfa)
istanbul'un nüfusunu da hesaba katmak gerek. %1'lik azınlık bile 200.00 kişi yapıyor, öyle leş bir şehirdeyiz.
0
o kadar çok insan var ki
o kadar da çok ihtimal var
orada oturan insanlar, orada oturma potansiyeli olan ama imkan bulamayan insanların belki de %1'i. böyle düşünün.
o kadar da çok ihtimal var
orada oturan insanlar, orada oturma potansiyeli olan ama imkan bulamayan insanların belki de %1'i. böyle düşünün.
0
Kadıköy ve Beşiktaş gibi km2'ye binlerce insanın düştüğü iki ilçede ortalama mekanların bile tenha kalabilmesi mümkün değil. Pek çok ülkeden bile fazla nüfusları.
0
deveyi diken adamin ta kendisi
Çılgınlar gibi yağmur yapıyor. İnsanlar otobüs durağına istif olmuş. Hava buz gibi.Sağlı sollu park edenler yüzünden yol tek şerit olmuş. Otobüs durağa yanaşmış. O kadar kalabalık bir anda otobüsün içine ışınlanamaz ya sonuçta?Ben de otobüsün arkasındaki araçtayım. Arkamdakiler çıldırmışçasına otobü
Çılgınlar gibi yağmur yapıyor. İnsanlar otobüs durağına istif olmuş. Hava buz gibi.
Sağlı sollu park edenler yüzünden yol tek şerit olmuş. Otobüs durağa yanaşmış. O kadar kalabalık bir anda otobüsün içine ışınlanamaz ya sonuçta?
Ben de otobüsün arkasındaki araçtayım. Arkamdakiler çıldırmışçasına otobüse korna çalıyorlar.
Yahu şoför yolcuları almadan mı gitsin? Maksimum kaç dakika bekleyeceksiniz ki? Nasıl bu kadar anlayışsız olabiliyorsunuz?
Dayanamadım indim araçtan. Ağzıma ne geldiyse sövdüm. Görmüyor musunuz lan insanlar otobüse biniyor dedim. Biri camı açtı, "hızlı binsin a.na k.duklarım onlar da" diyor.
Not: Soru başlıkta.
Sağlı sollu park edenler yüzünden yol tek şerit olmuş. Otobüs durağa yanaşmış. O kadar kalabalık bir anda otobüsün içine ışınlanamaz ya sonuçta?
Ben de otobüsün arkasındaki araçtayım. Arkamdakiler çıldırmışçasına otobüse korna çalıyorlar.
Yahu şoför yolcuları almadan mı gitsin? Maksimum kaç dakika bekleyeceksiniz ki? Nasıl bu kadar anlayışsız olabiliyorsunuz?
Dayanamadım indim araçtan. Ağzıma ne geldiyse sövdüm. Görmüyor musunuz lan insanlar otobüse biniyor dedim. Biri camı açtı, "hızlı binsin a.na k.duklarım onlar da" diyor.
Not: Soru başlıkta.
0
bu sorunun cevabını öğrenmek sana ne katacak? hadi yazayım bir tane bakalım ne olacak.
cevap: kötü çalışma şartları. herkes bir an önce trafikten kurtulup rahatlamak istiyor. trafiği ve nüfusu az yerlerde bu olayları nadir görürsün.
aydınlandın mı?
cevap: kötü çalışma şartları. herkes bir an önce trafikten kurtulup rahatlamak istiyor. trafiği ve nüfusu az yerlerde bu olayları nadir görürsün.
aydınlandın mı?
0
insanımızın tepesine o kadar biniliyor, gariban halkımız vaktini o kadar verimsiz kullanmak zorunda bırakılıyor ki üç saniye beklemek bile bazen bardağı taşıran son damla oluyor. beklemeye tahammülü olmayan arabadakilerin hıyarlığını hiç tartışmıyorum zaten, otobüse binenler de kesin bekleme kardeşim ilerlesene kavgasına tutuşmuştur o sırada. eyyorlamam bu kadar.
0
kiroluk, gorgusuzluk, az gelismislik (beynen) ve bunu cesitli bahanelerle, kiliflara sokarak bertaraf etme, normal sayma cabasi.
0
Bir şey merak ediyorum, kornaya basan insanlara küfür ettiniz mi? Yani sövmek kelimesini gerçek anlamıyla mı kullandınız?
0
Adam sana doğru cevabı vermiş. “Ben hayvanoğlu hayvanım” diyor. Sen daha kime ne söyleyebilirsin ki?
0
medeni bir ülkede o yola araç park edilmemesi lazım. park edene ceza verilmesi lazım.
0
içinde yaşadığımız toplumun çoğunluğu kötü ve cahil insanlardan oluşuyor temel sebep bu.
ha bu hale nasıl geldiler o ayrı ama şu anda yaşadığımız toplumun çoğu kötü insanlar. ya kötülük yapıyolar ya da yapılan kötülüklere kayıtsız kalıyorlar ki o da kötü bir insan olmak bir anlamda.
ha bu hale nasıl geldiler o ayrı ama şu anda yaşadığımız toplumun çoğu kötü insanlar. ya kötülük yapıyolar ya da yapılan kötülüklere kayıtsız kalıyorlar ki o da kötü bir insan olmak bir anlamda.
0
karamell
bu küçük cadının ismi yok henüz,o yüzden isim önerisi rica ediyorum. dişi kendisi.
bu küçük cadının ismi yok henüz,o yüzden isim önerisi rica ediyorum. dişi kendisi.
0
paspas, fosfos, fosur(dak) ne bileyim ya böyle bol tüylü diş kamaştıran bişey buuuu (bilenler ne demek istediğimi anladı) YA BUNU YİYEBİLİYOR MUYUZ ALLAHIM ÇOK TATLIIIII *berserk atar*
0
Sour
şimdi elma yerken aklıma geldi. yasaklı meyve değil mi sonuçta, neden kültürel açıdan böyle bir şey gelişmemiş hayret. bugün bu konu hakkında düşüneceğim.
şimdi elma yerken aklıma geldi. yasaklı meyve değil mi sonuçta, neden kültürel açıdan böyle bir şey gelişmemiş hayret. bugün bu konu hakkında düşüneceğim.
0
@stavro o zaman yasak yememiz neden günah değil?
edit: s değil r olacaktı pardon .s
edit: s değil r olacaktı pardon .s
0
@stravo diğer yasakları metafor olarak almamışız ama.
@bruce'un dediğine geliriz ve aristotalian logic akar.
@bruce'un dediğine geliriz ve aristotalian logic akar.
0
havva neden elma yerine yilani yememis diye dusunuyorum ben de.
sorunun cevabini bilmiyorum. elma gunah olsa, musluman ulkelerde elma agaci yetistirmek gunah sayilirdi. agacin dunya'ya ve insanlara ne zarari olabilir ki? bu durum mantiksiz oldugundan gunah kategorisinde olmamis olabilir.
edit: dinde mantik aranmaz. yok cunku. sorry. gec oldu yatayim.
sorunun cevabini bilmiyorum. elma gunah olsa, musluman ulkelerde elma agaci yetistirmek gunah sayilirdi. agacin dunya'ya ve insanlara ne zarari olabilir ki? bu durum mantiksiz oldugundan gunah kategorisinde olmamis olabilir.
edit: dinde mantik aranmaz. yok cunku. sorry. gec oldu yatayim.
0
@leonardo, caner taslaman gibi adamsın. mantığa aykırı olduğundan değildir. elma ağaçları, arkamızda yahudi saklanıyor diye bağıracaktı sanırım. o yüzden günah olmayabilir.
0
Elma yemek cennette yasakti. Bizi dunyaya postaladilar. Burada yasak degil.
0
@dont eat me ölünce cennete gittiğimizde yine yasak mı olacak? tekrar yiyip geri döner miyiz dersin? :D bug buldum.
0
@sour sen cennete gidemeyeceksin cunku cok sorguluyorsun. Dinden cikmissin zaten. :D
0
Elma SEx metaforudur. Elma yemiyeceksin yani cima etmiyeceksin denilmiştir ama zaafli Adem ve Havva yani insanoğlu nefsine yenik düşmüştür
Elma yani cinsellik yasaktir Ortadoğu dinlerinde.
Elma yani cinsellik yasaktir Ortadoğu dinlerinde.
0
yanlis bilmiyorsam kuran'da dogrudan elma olarak bir kullanip yok. yasak agacin meyvesi olarak gecer(bakara 36, araf 20, taha 121). bana gore bu bi metafor. yasak agaci ve meyveyi, sehvet ve zina bana gore. yasak meyvenin yenmesinden sonra edep yerlerinin acilmasini bu sekilde yorumluyorum.
www.kuranmeali.org
www.kuranmeali.org
www.kuranmeali.org
diyelim ki gercekten elma idi. elma cennette yasakmis, bu dunyada yasak olduguna dair bir sey yok. bu dunyadaki yasaklar: alkol, zina, yalan, domuz, faiz vs vs.
www.kuranmeali.org
www.kuranmeali.org
www.kuranmeali.org
diyelim ki gercekten elma idi. elma cennette yasakmis, bu dunyada yasak olduguna dair bir sey yok. bu dunyadaki yasaklar: alkol, zina, yalan, domuz, faiz vs vs.
0
İncil'de "iyiliği ve kötülüğü bilme ağacı" olarak geçiyor yanılmıyorsam. Sadece cinsellikle alakalı olmaması lazım.
0
@kartallar
şeytanın kovulması hadisesi kuran'da da var. şeytana insana secde etmediği için allah huzurundan kovuyor. bunun üzerine şeytan "görürsün sen. ben senin kullarını kışkırtacağım." diye ant içiyor.
şeytanın kovulması hadisesi kuran'da da var. şeytana insana secde etmediği için allah huzurundan kovuyor. bunun üzerine şeytan "görürsün sen. ben senin kullarını kışkırtacağım." diye ant içiyor.
0
Elma gene iyi, Muhammed Suresi 15. Ayet'de cennetteki şarap ırmağından bahsediliyor. Sorguladıkça dinden uzaklaşılması da bu yüzden. Biri çıkıp diyecek "ama orada şöyle denmek istemiş". şimdiden cevabım : "he"
Ben baştan sona okudum, bi allah a inancım kaldı, din, kitap, peygamber gitti.
Ben baştan sona okudum, bi allah a inancım kaldı, din, kitap, peygamber gitti.
0
hiçbir dini metinde elma diye bir şey geçmiyor zaten. bilgelik meyvesi diyen de var, yasaklı meyve de, ancak elma lafı geçmiyor.
elma metaforunu avrupalı bi ressam kullanıyor ilk defa, şimdi ismini hatırlayamadım. o sahneyi resmederken yasak meyveyi elma olarak tasvir ediyor (belki elmayı çok seviyordu ressam, veya hiç sevmiyordu, belki de elmayı güzel resmedebildiği için onu tercih etti, bilmiyoruz). ondan sonra elma diye yayılıyor, yoksa işin orijinalinde elma diye bir şey yok.
elma metaforunu avrupalı bi ressam kullanıyor ilk defa, şimdi ismini hatırlayamadım. o sahneyi resmederken yasak meyveyi elma olarak tasvir ediyor (belki elmayı çok seviyordu ressam, veya hiç sevmiyordu, belki de elmayı güzel resmedebildiği için onu tercih etti, bilmiyoruz). ondan sonra elma diye yayılıyor, yoksa işin orijinalinde elma diye bir şey yok.
0
@yemrem işte gerçek bir entelektüel. nasıl bulacağız? ne yaptıysam bulamadım. ressamı değil, konuyla ilgili herhangi bir yazı.
0
baldan kaymak
Cok mu zor? Sb.
Cok mu zor? Sb.
0
Çok zor.
Linux bile hala yaygınlaşmadı. Mantıken başarılı olması ve genel olarak kullanılması lazım.
Donanım üreticilerini ikna edip donanım iletişimini sağlamak lazım. En basiti yazıcıdan çıktı almak vb.
Linux bile hala yaygınlaşmadı. Mantıken başarılı olması ve genel olarak kullanılması lazım.
Donanım üreticilerini ikna edip donanım iletişimini sağlamak lazım. En basiti yazıcıdan çıktı almak vb.
0
çok zor değil ama Amerika'yı tekrar keşfetmek gibi bir şey bu; lakin kablolarla kendi bilgisayarını yapıp kendi işletim sistemini de ona yüklemek gibi deneysel bir şey bayağı öğretici olur işleyişi öğrenmek açısından.
0
zorluktan kastettigin sey nedir? ortalama ustu bir bilgisayar muhendisi ufak capli bir isletim sistemi yazabilir. ama feasible midir? degildir. zorluktan daha ziyade vakit alici bir surec. universitede system design dersinde donem odevi olarak islemci tasarlamistik. ama su anki islemciler gibi 64bitlik degil, 4 bitlikti ve frekans hizi dogal olarak yerlerde surunuyordu. ama sonucta islemciyi tasarladik. ayni sekilde isletim sistemi de yazilir ama deneysel olur.
0
çok zor ve en önemlisi gereksiz. 5 yıl, günde 14 saat çalıştın ve bir işletim sistemi yazdın. peki sonra? kim alacak senin işletim sistemini? kim program yazacak? elbette ki o kadar emeğinin karşılığını almak istersin.
0
evet, çok zor.
sadece bir işletim sisteminin kapatılması gereken güvenlik açıklarının sıralı tam listesini yapmak bile çok zor. her bir donanım için driver yazmak lazım falan derken eziyet bir iş. tam bir angarya. bir de üzerine yazılması şart olan programlar var ki, sen o zaman gör şenliği. kelime işlemcisinden tarayıcıya, e-posta istemcisinden takvime kadar her bir şeyi tek tek yazmak zorunda kalacaksın.
bu yüzden çok zor. aşırı zor.
sadece bir işletim sisteminin kapatılması gereken güvenlik açıklarının sıralı tam listesini yapmak bile çok zor. her bir donanım için driver yazmak lazım falan derken eziyet bir iş. tam bir angarya. bir de üzerine yazılması şart olan programlar var ki, sen o zaman gör şenliği. kelime işlemcisinden tarayıcıya, e-posta istemcisinden takvime kadar her bir şeyi tek tek yazmak zorunda kalacaksın.
bu yüzden çok zor. aşırı zor.
0
Yoo cok zor degil. Ama bilgisayardan anladigin nedir o onemli. Kolundaki saatin de isletim sistemi var buzdolabinin da var.
Dis arabirimleri cok az olan 90lardan kalma olan bir bilgisayara linux benzeri bisey yazarsin. Zaten linux boyle cikti.
Ama driver yazmak falan cok zor ses karti calissan diye gotun cikabilir.
Pardus zamani bizim bolumdekiler(bilg.muh) eklenti yazip duruyordu. Daha 2.siniftaydik.
Dis arabirimleri cok az olan 90lardan kalma olan bir bilgisayara linux benzeri bisey yazarsin. Zaten linux boyle cikti.
Ama driver yazmak falan cok zor ses karti calissan diye gotun cikabilir.
Pardus zamani bizim bolumdekiler(bilg.muh) eklenti yazip duruyordu. Daha 2.siniftaydik.
0
Günlük kullanım için zor. Öğrenmek veya hobi için o kadar da zor değil. xv6 gibi üniversitelerde eğitim amaçlı kullanılan işletim sistemleri var.
0
ati alan uskudari gecti sur esegini nigde'ye
cok bos ve gec kalinmis bir mesgale. bunun yerine varolmamis harika seyler uzerinde calisiyor olmak daha akillica.
cok bos ve gec kalinmis bir mesgale. bunun yerine varolmamis harika seyler uzerinde calisiyor olmak daha akillica.
0
zor olan işletim sistemini yazmak değil, donanım driverlarını yazmak. Tek bir makinede boot edecek bir işletim sistemini yazman 1 ayını almaz aslında ama ardından dosya sistemi, disk sürücüleri, çoklu kullanıcı desteği falan derken düzgünce çalışması 4/5 ay sürer (tabii ki bu ne kadar bilgin ve tecrüben olduğuna göre değişir)
yukarıdaki yorumlarda dendiği gibi ne yıllarını alır nede milyonların kullanması gerekir bir sürü işletim sistemi var yazılmış, kimisi sadece tek bir iş için var.
Misalen minix nerede ise her sunucuda çalışan, sunucuyu denetleyen bir işletim sistemi, ama çoğu kimse bilmez arka planda ayrı bir donanım üzerinde minix çalıştığını, muhattabları değil çünkü, sadece realtime işler yapmak için aynı işletim sistemleri var, tek bir donanım içinde çalışan ve yüzbinlerin kullandığı işletim sistemleri var. işletim sistemi dediğin sadece masa üstümü olmak zorunda sanki?
yukarıdaki yorumlarda dendiği gibi ne yıllarını alır nede milyonların kullanması gerekir bir sürü işletim sistemi var yazılmış, kimisi sadece tek bir iş için var.
Misalen minix nerede ise her sunucuda çalışan, sunucuyu denetleyen bir işletim sistemi, ama çoğu kimse bilmez arka planda ayrı bir donanım üzerinde minix çalıştığını, muhattabları değil çünkü, sadece realtime işler yapmak için aynı işletim sistemleri var, tek bir donanım içinde çalışan ve yüzbinlerin kullandığı işletim sistemleri var. işletim sistemi dediğin sadece masa üstümü olmak zorunda sanki?
0
ilgilenebileceğin döküman ve örnekler.
users-cs.au.dk
tssurya.wordpress.com
mikeos.sourceforge.net
www.instructables.com
www.programering.com
github.com
users-cs.au.dk
tssurya.wordpress.com
mikeos.sourceforge.net
www.instructables.com
www.programering.com
github.com
0
gezegen olan pluton
Arada bir fark görmediğim hatta "youtube + kulaklıkla" daha kaliteli ses aldığım için artık konserde hoparlör kullanılıyorsa gitmiyorum, mantıklı değil mi?Mesela Ludevico konserine sırf bu hoparlör kullanımı sebebi ile gitmekten vazgeçtim, fazıl say konser'ine gidip pişman oldum. Açık hava konserler
Arada bir fark görmediğim hatta "youtube + kulaklıkla" daha kaliteli ses aldığım için artık konserde hoparlör kullanılıyorsa gitmiyorum, mantıklı değil mi?
Mesela Ludevico konserine sırf bu hoparlör kullanımı sebebi ile gitmekten vazgeçtim, fazıl say konser'ine gidip pişman oldum. Açık hava konserleri zaten müzik, ses kalitesi açısından çöp. Barlarda konser veren şeylere hiç girmiyorum.
Mesela Ludevico konserine sırf bu hoparlör kullanımı sebebi ile gitmekten vazgeçtim, fazıl say konser'ine gidip pişman oldum. Açık hava konserleri zaten müzik, ses kalitesi açısından çöp. Barlarda konser veren şeylere hiç girmiyorum.
0
Konserlere eargasm için gidiyorsanız haklısınız. Böyle şeyler çok nadir oluyor. Ancak konserlerin amacı biraz daha farklı: sosyal aktivite.
0
"- sevişelim mi?
- olur."
Kızlar bu kadar basit canlılar olsaydı bir sürü sektör biterdi.
- olur."
Kızlar bu kadar basit canlılar olsaydı bir sürü sektör biterdi.
0
belli ki hiç stadyum konserine gitmemişsin, ya da sahne şovu muhteşem olan rammstein gibi grupların canlı performansını çıplak gözle izlememişsin.
çok afedersin ama bahsettiğim şeyi yaşamış insanlarla birlikte söylediğin şeye gülüyoruz.
32 yaşındayım, 20'den fazla konsere gitmişimdir, en kötüleri kapalı alanlarda olanlardı. konser dediğin stadyum gibi açık alanlarda olmalı. kapalı alanlarda ses bombok oluyor çünkü. ha ses kalitesi olarak; stereo vs gibi efektlerden bahsediyorsan ben sileyim direkt bu yazdıklarımı.
ek olarak, youtube'dan müzik dinlemem ve sennheiser pxc 550 ile müzik dinliyorum.
çok afedersin ama bahsettiğim şeyi yaşamış insanlarla birlikte söylediğin şeye gülüyoruz.
32 yaşındayım, 20'den fazla konsere gitmişimdir, en kötüleri kapalı alanlarda olanlardı. konser dediğin stadyum gibi açık alanlarda olmalı. kapalı alanlarda ses bombok oluyor çünkü. ha ses kalitesi olarak; stereo vs gibi efektlerden bahsediyorsan ben sileyim direkt bu yazdıklarımı.
ek olarak, youtube'dan müzik dinlemem ve sennheiser pxc 550 ile müzik dinliyorum.
0
işimdeyim gücümdeyim
Ek iş olarak freelance yazılım işiyle uğraşıyorum. Web tasarımı ve programlanması vs. gibi. Bir organizasyon şirketine amele gibi düşük fiyatlarla iş yapıyorum. Bir ajansa yaptırsalar 20 bin verecekleri projeyi 3000 liraya yaptım mesela.Şimdi de nispeten daha basit bir proje istiyorlar. Büyük bir ma
Ek iş olarak freelance yazılım işiyle uğraşıyorum. Web tasarımı ve programlanması vs. gibi. Bir organizasyon şirketine amele gibi düşük fiyatlarla iş yapıyorum. Bir ajansa yaptırsalar 20 bin verecekleri projeyi 3000 liraya yaptım mesela.
Şimdi de nispeten daha basit bir proje istiyorlar. Büyük bir markanın yapacağı bir sempozyumun web sayfası. Çok detaylı değil. Fiyat istiyorlar, 300 falan diyeceğim geliyor.
Ama sonra düşünüyorum, lan bu işi ajansa yaptırsalar adamlar mesela 2000'den aşağı kod yazmazlar diyorum. Kerizlik mi yapıyorum yoksa fiyatı biraz arttırsam çalışmaktan vazgeçerler mi? Kod yazıp, beden işçiliği ücreti almış gibi oluyorum.
Şimdi de nispeten daha basit bir proje istiyorlar. Büyük bir markanın yapacağı bir sempozyumun web sayfası. Çok detaylı değil. Fiyat istiyorlar, 300 falan diyeceğim geliyor.
Ama sonra düşünüyorum, lan bu işi ajansa yaptırsalar adamlar mesela 2000'den aşağı kod yazmazlar diyorum. Kerizlik mi yapıyorum yoksa fiyatı biraz arttırsam çalışmaktan vazgeçerler mi? Kod yazıp, beden işçiliği ücreti almış gibi oluyorum.
0
kerizlik değil. fiyatını arttır. vereceğin yeni fiyat da piyasa fiyatı ile 300 arasında 300'e yakın olsun.
0
işin ederi on bin mi bin mi?
ajansa on bin vererek yaptırdıkları işin sonucu ile sana bin vererek yaptırdıkları işin sonucu aynı mı oluyor? bence pek mümkün değil bu.
ajansa on bin vererek yaptırdıkları işin sonucu ile sana bin vererek yaptırdıkları işin sonucu aynı mı oluyor? bence pek mümkün değil bu.
0
Bu bir ikilem. Fiyatı çok yukarı çekerseniz "bu kadar fiyat versem zaten ajansa yaptırırım der". Bu arada sizin tek rakibiniz ajans değil. Sizin gibi başka freelance'ler de var.
0
@elorelia
mümkün. hatta ben çok daha ince eleyip sık dokuyorum. istedikleri en ufak detayı bile layıkıyla, estetik bir şekilde tamamlıyorum ve hatta istemedikleri halde ekstra özellik dahi ekliyorum.
@Cesario
muhtemelen onlar 2 katı falan istiyordur fakat ben işimi iyi yaptığıma eminim.
@SiyamkedisiZoro
"bu kadar fiyat versem zaten ajansa yaptırırım" diyeceklerinden eminim evet.
mümkün. hatta ben çok daha ince eleyip sık dokuyorum. istedikleri en ufak detayı bile layıkıyla, estetik bir şekilde tamamlıyorum ve hatta istemedikleri halde ekstra özellik dahi ekliyorum.
@Cesario
muhtemelen onlar 2 katı falan istiyordur fakat ben işimi iyi yaptığıma eminim.
@SiyamkedisiZoro
"bu kadar fiyat versem zaten ajansa yaptırırım" diyeceklerinden eminim evet.
0
Sen sadece kendine değil, işinin katma değerine de zarar veriyorsun. Eğer kendine güveniyorsan işin konusunda, daha iyisini elde etmek mümkün değilse piyasa şartlarında, saatlik ücret koyacaksın. Benim saatim bu kadar, bu iş bu kadar sürer, o halde bu kadar diyeceksin fiyat belirleyeceksin.
0
kendinle kıyaslaman gereken ajanslar değil, senin gibi çalışan diğerleri bence. onların ücretlendirmesinin çok aşağısında çalışıyorsan kerizlik demeyelim de işinin değerini düşürmek bu. Kendi emeğine ve kendi değerine biçtiğin fiyat önemlidir. ona göre imaj yaratır. bir de kendine neyi layık görüyorsan fazlasını şimdi ya da ileride kim sana neden versin diye düşünmek lazım.
0
fiks fiyat verme. saatlik ucret ver. boylece isin boyutu degisirse tutar da ona gore degismis olur. tek fiyat verirsen surekli degisiklik gelir, scope ufak ufak genisler. yaptigina pisman olursun.
ajans ile karsilastirmaya gelirsek orada isin icine biraz isim/marka, pazarlama vs giriyor. piyasada isim yapabilirsen ajanstan daha yuksek fiyata da is alabilirsin
ajans ile karsilastirmaya gelirsek orada isin icine biraz isim/marka, pazarlama vs giriyor. piyasada isim yapabilirsen ajanstan daha yuksek fiyata da is alabilirsin
0
insanlar sana güzel tavsiyelerde bulunmuş buna ek olarak 1-2 bir şey de ben ekliyeyim. sektörler farklı olsa da freelance olarak çalışmaya başladığımda başlarda aynı senin gibi hissediyor ve düşünüyordum çünkü işin ajans kısmından evrilme biriydim fiyatları biliyordum. 3-5 işi komik rakama yapınca daha çok iş geldi ama çok yoruluyor ve emeğim karşılıksız kalıyor gibi hissediyordum. ben de acemiliğimden belirlediğim saatlik ücrete göre daha yüksek fiyat vermeye başladım ama hataydı çünkü öncekiler neydi o zaman sorusu müşteride belirdi olsa gerek o insanlar bir daha dönmedi.
gel zaman git zaman yaptığım işlerin ayarında fiyatları arkadaşlara diğer meslektaşlara sorduğumda genel bir ortalama yakaladım. tabi bu vakte kadar küçük rakamlara da iş yapmaya devam ettim sonuçta ihtiyaç. fiyat da senin iş prensibin ve çıkardığın sonuca göre değişken tabiki. ama kesinlikle portfolyo güçlendirmeye ihtiyacın varsa işleri kaçırmamaya özen göstermelisin. yarın bir gün çalışma ücretini onaylayan şeyler elinde olsun.
gel zaman git zaman yaptığım işlerin ayarında fiyatları arkadaşlara diğer meslektaşlara sorduğumda genel bir ortalama yakaladım. tabi bu vakte kadar küçük rakamlara da iş yapmaya devam ettim sonuçta ihtiyaç. fiyat da senin iş prensibin ve çıkardığın sonuca göre değişken tabiki. ama kesinlikle portfolyo güçlendirmeye ihtiyacın varsa işleri kaçırmamaya özen göstermelisin. yarın bir gün çalışma ücretini onaylayan şeyler elinde olsun.
0
benim anlamadığım sonuçta aynı ürün çıkacak olmasına rağmen neden freelancer'a ajansın onda biri ücreti veriyorlar. sen aynı işi ajansın onda biri fiyatına yapıyorsan mantıken herkesin sana yönelmesi lazım.
0
@nickini degistiren yazar
aslında her şey bir ajansın elinde çok iş olup bana iş paslamasıyla başladı. aracılık yapmaya çalışırken iletişimi sağlayamadılar ve beni asıl müşteriyle iletişim kurmamı sağladılar. o günden sonra o asıl müşteri de "lan bu adam hem ucuza hem kaliteli iş yapıyor" diyerek işleri bana yaptırmaya başladı.
1'e 10 belki abartıdır ama sonuç olarak ortaya çıkan projeyi bir ajansa gösterip aynısını sıfırdan kaça yazarsınız deseniz kat be kat fazlasını söyleyeceklerdir. aslında hakkı da odur. hatalı olan, düşük fiyat veren benim.
aslında her şey bir ajansın elinde çok iş olup bana iş paslamasıyla başladı. aracılık yapmaya çalışırken iletişimi sağlayamadılar ve beni asıl müşteriyle iletişim kurmamı sağladılar. o günden sonra o asıl müşteri de "lan bu adam hem ucuza hem kaliteli iş yapıyor" diyerek işleri bana yaptırmaya başladı.
1'e 10 belki abartıdır ama sonuç olarak ortaya çıkan projeyi bir ajansa gösterip aynısını sıfırdan kaça yazarsınız deseniz kat be kat fazlasını söyleyeceklerdir. aslında hakkı da odur. hatalı olan, düşük fiyat veren benim.
0
acemi
Simdi efendim ortalama guzellikte turk kizlarinin hepsinin sevgilisi var.Olmayan var diyorsunuz da kesin var, yok diyenin de var ama kiz kabullenmiyor karsi tarafa gecip erkege sorsak 2 seneye evlenecekler.Bu durumda bizim bosta kiz bulmamiz imkansiz, ha ama kizi tutup biraz silkelesen, yuzune gulse
Simdi efendim ortalama guzellikte turk kizlarinin hepsinin sevgilisi var.
Olmayan var diyorsunuz da kesin var, yok diyenin de var ama kiz kabullenmiyor karsi tarafa gecip erkege sorsak 2 seneye evlenecekler.
Bu durumda bizim bosta kiz bulmamiz imkansiz, ha ama kizi tutup biraz silkelesen, yuzune gulsen, biraz fingirdessen ayrilip geliyorlar hemen.
Bunu mu yapmaliyiz yani?
Yapiyorum ama bir yandan da empati yapiyorum elemana uzuluyorum. Cunku birileri de bana yapti/yapacak.
Olmayan var diyorsunuz da kesin var, yok diyenin de var ama kiz kabullenmiyor karsi tarafa gecip erkege sorsak 2 seneye evlenecekler.
Bu durumda bizim bosta kiz bulmamiz imkansiz, ha ama kizi tutup biraz silkelesen, yuzune gulsen, biraz fingirdessen ayrilip geliyorlar hemen.
Bunu mu yapmaliyiz yani?
Yapiyorum ama bir yandan da empati yapiyorum elemana uzuluyorum. Cunku birileri de bana yapti/yapacak.
0
Acıma saldır, sen efendi olsan da sana acımayacaklar çünkü. Öyle boş değil, lisans mezunu evli barklı iki çocuk babası olarak yazıyorum.
Gençken yapacan aga...
Gençken yapacan aga...
0
@ vampir
adam genç değil yalnız.
yapma "abi", iki güldün diye ayrılıp gelen (at mı bu) hatundan sana ne hayır gelcek Allasen?
adam genç değil yalnız.
yapma "abi", iki güldün diye ayrılıp gelen (at mı bu) hatundan sana ne hayır gelcek Allasen?
0
Kafana göre takıl. Gerçekten seven zaten mesafe koyup seninle fingirdeşmez. Yolluları ayıklarsın.
0
üzülen yine sen olursun. gidersin gözüne kestirdiğin hatunlar hep sevgilisine sadık tipler çıkar canın sıkılır ulan ben niye bulamıyorum böyle bi tane diye.
0
senden zengin ve yakışıklı birinin de senin sevgilini tavlayacağını kabül ediyosan neden olmasın.
0
Sen yine coştun sanki bu ara :).
Cinsiyetten bağımsız, iki yanlış bir doğru etmez acemi. İnsan kendi zeminini, etik anlayışını kendi değerlerine göre oluşturmalı.
Cinsiyetten bağımsız, iki yanlış bir doğru etmez acemi. İnsan kendi zeminini, etik anlayışını kendi değerlerine göre oluşturmalı.
0
Mobilden editleyemedim. Bak erkek/erkeklik demedim, insan dedim, dikkatini çekerim.
0
aynen abi ''sen yüzüne güldün diye fingirdeyip sevgilisinden ayrılan kız'' en tutulan sevgili modelidir. yakışır sana.
0
O bize yakisir mi bu bizi bozar mi dersen cok beklersim haci abi.
Iki muhabbete ayrilip geliyorsa (at gibi) zaten sevmiyordur, senlik bir durum yok.
Kizlar bosta kalamaz knk o yuzden kor topal ne bulduysa idare ediyor bazen. Adamla takiliyor ama sevgilisi falan degil adam, ortada kalmamak icin vakit geciriyor kiz. Boyle bir anda karsisina acemi abimiz cikinca "off mis gibi erkek" diyip kucagina atlayabiloyor kiz. Gayet normal bu da.
Ortamin ortlamasi kadar etik ol knk. Mutlak erdem seviyesine ulasmaya zorlama yazik olur.
Iki muhabbete ayrilip geliyorsa (at gibi) zaten sevmiyordur, senlik bir durum yok.
Kizlar bosta kalamaz knk o yuzden kor topal ne bulduysa idare ediyor bazen. Adamla takiliyor ama sevgilisi falan degil adam, ortada kalmamak icin vakit geciriyor kiz. Boyle bir anda karsisina acemi abimiz cikinca "off mis gibi erkek" diyip kucagina atlayabiloyor kiz. Gayet normal bu da.
Ortamin ortlamasi kadar etik ol knk. Mutlak erdem seviyesine ulasmaya zorlama yazik olur.
0
bencede ilgin alakan varsa saldir. sevgiliyi birak evli olan insanlara bile yapiyolar tabii ki tasvip etmiyorum ama kendisini gozeten ilk once kadindir erkeginden once.
burda son karar kadinda
burda son karar kadinda
0
jack of hearts
Geçen sene Kasım ayında bir stüdyo daireye taşındım. 1 yıllık sözleşme ile 2100 liraya anlaşmıştım. Ben evi tuttuğumda öbür dairelerin kira bedelleri 2000 civarında değişiyordu. Hareketli bir döneme denk geldiği için biraz yüksekten girmek zorunda kaldım.Şimdi bu ay kirayı artırmam gerekiyor. Güncel
Geçen sene Kasım ayında bir stüdyo daireye taşındım. 1 yıllık sözleşme ile 2100 liraya anlaşmıştım. Ben evi tuttuğumda öbür dairelerin kira bedelleri 2000 civarında değişiyordu. Hareketli bir döneme denk geldiği için biraz yüksekten girmek zorunda kaldım.
Şimdi bu ay kirayı artırmam gerekiyor. Güncel daire fiyatlarını araştırdım biraz, 2200-2400 arası değişiyor bu aylarda. Artışı Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi üzerinden yapsam 500 liraya yakın fazla kira vermem gerekecek. Ev sahibiyle babamın daha çok muhabbeti olduğu için ne yapmam gerektiğini pek bilmiyorum. 2250'ye çıkaralım diye konuşmuştuk ama iki ev sorunca 2200'e kiralandığını öğrendiğimde, zaten geçen sene yüksekten girdiğim için 2200'ün yeterli olduğunu düşünüyorum. 2100 kira bedeli olan bir ev için de mevcut enflasyon sebebiyle 100 lira artışı az bulabilir ev sahibi. Ne önerirsiniz?
Şimdi bu ay kirayı artırmam gerekiyor. Güncel daire fiyatlarını araştırdım biraz, 2200-2400 arası değişiyor bu aylarda. Artışı Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi üzerinden yapsam 500 liraya yakın fazla kira vermem gerekecek. Ev sahibiyle babamın daha çok muhabbeti olduğu için ne yapmam gerektiğini pek bilmiyorum. 2250'ye çıkaralım diye konuşmuştuk ama iki ev sorunca 2200'e kiralandığını öğrendiğimde, zaten geçen sene yüksekten girdiğim için 2200'ün yeterli olduğunu düşünüyorum. 2100 kira bedeli olan bir ev için de mevcut enflasyon sebebiyle 100 lira artışı az bulabilir ev sahibi. Ne önerirsiniz?
0
100 liradan fazla yapmayın. ev sahipleri iyi kiracıları kaybetmek, kaybederken de vakit kaybetmek istemez. civardaki evleri de pazarlıkla 2000 e bile çekersiniz.
en son 2300 den 2000 e çekmiştim bi evi. ev zaten 2300 bile değilmiş, emlakçı bilerek arttırmış filan.
en son 2300 den 2000 e çekmiştim bi evi. ev zaten 2300 bile değilmiş, emlakçı bilerek arttırmış filan.
0
zamanında ödüyorsan, sorunlu bir kiracı değilsen bu sene ekonomik kriz var artırmayalımla başlat pazarlığı 100 TL ye ikna edersin ;)
0
@blue_serenity %23,73 ev sahibinin kirayı en fazla arttırabileceği oran. Bu oranda arttırırsam, aynı daireleri yeni kiralayanların verdiği en yüksek meblağ ile bir olacak vereceğim rakam. -Ki o da emlakçıların şişirdiği, pazarlıksız hali. Hiçbir şey demem, üç aylık yasal hakkımı kullanıp çıkarım bu durumda. Ev sahibine de 2600 lirayı 67 metrekarelik eve verecek kiracı arayışında başarılar dilerim.
+@elorelia Geçen sene zaten yüksekten girdiğimin altını çiziyorum. Ben Kasım'da girdikten bir iki ay sonra aynı evler 1900 civarına kiracı bulabiliyordu. Ev sahibi emekli mi, değil mi bilmiyorum ama Avrupa'da yaşıyor. Artışa tamah eder mi, etmez mi bilemiyorum.
+@elorelia Geçen sene zaten yüksekten girdiğimin altını çiziyorum. Ben Kasım'da girdikten bir iki ay sonra aynı evler 1900 civarına kiracı bulabiliyordu. Ev sahibi emekli mi, değil mi bilmiyorum ama Avrupa'da yaşıyor. Artışa tamah eder mi, etmez mi bilemiyorum.
0
Eğer gerçekten 2200'e ev varsa onu söyleyip.
2200'den fazla veremem, eğer istemezseniz 2200'lük eve geçeceğim dersin olur biter.
Kabul etmezse de gerçekten geçersin ama zaten yakın yer olduğu için 500 civarı masrafla taşınmayı halledersin elbette.
Tabi ki taşınmak da, abonelikleri açtırmak-kapattırmak da zor ve gıcık işler ama bir sene boyunca fazla ödediğinin içine oturması daha can sıkıcı olabilir.
Sen bir konuş, ev sahibinin cevabına göre yeniden karar verirsin taşınıp taşınmamak işine.
2200'den fazla veremem, eğer istemezseniz 2200'lük eve geçeceğim dersin olur biter.
Kabul etmezse de gerçekten geçersin ama zaten yakın yer olduğu için 500 civarı masrafla taşınmayı halledersin elbette.
Tabi ki taşınmak da, abonelikleri açtırmak-kapattırmak da zor ve gıcık işler ama bir sene boyunca fazla ödediğinin içine oturması daha can sıkıcı olabilir.
Sen bir konuş, ev sahibinin cevabına göre yeniden karar verirsin taşınıp taşınmamak işine.
0
nivoandmira
Bugün sık sık gittiğim markete Bim'e gittim reyonlara bakarken elime aldığım cam şerbeti takımının kapağını kırdım ne olduğunu anlamadım oranın çalışanları yanıma geldi ve ürünü almam gerektiğini söylediler. Ürün 50 liraydı yanımda para o kadar yoktu 13 lira kalmıştı kimliğimi istediler. Benim param
Bugün sık sık gittiğim markete Bim'e gittim reyonlara bakarken elime aldığım cam şerbeti takımının kapağını kırdım ne olduğunu anlamadım oranın çalışanları yanıma geldi ve ürünü almam gerektiğini söylediler. Ürün 50 liraydı yanımda para o kadar yoktu 13 lira kalmıştı kimliğimi istediler. Benim param olmayabilirdi koskoca market beni bu duruma düşürmeye hakkı yoktu. Bende markette çalıştım ama biz müşteriyi o duruma hiç düşürmedik. Yanımda kızım vardı oda çok üzüldü etkilendi o zaman yazı yazsınlar kırılan ürünlerden biz sorumlu değiliz diye ellemezdik bile şikayetçiyim lütfen ilgilenen.
www.sikayetvar.com
Sizin başınıza böyle bir durum gelirse ücretini ödermisiniz ?
www.sikayetvar.com
Sizin başınıza böyle bir durum gelirse ücretini ödermisiniz ?
0
kolonya kırmıştım Bim'de ve ücretini ödemiştim. Şerbet takımını da kırsaydım öderdim.
0
yani konulmuş olduğu yerden bi ürünü alıp düşürdüyseniz mantıken sizin ödemeniz lazım. yok ortalığa bırakılmıştır, zaten emniyette değildir, takılır düşürürsünüz. o zaman ödememe yoluna gidebilirsiniz.
siz de elinize aldığınız ürünü düşürmüşsünüz. personelin ödeme talep etmesi normal geldi bana. yanınıza para yokmuş, sonra ödeyeyim dediğinizde size nasıl güvenebilirler ki?
siz de elinize aldığınız ürünü düşürmüşsünüz. personelin ödeme talep etmesi normal geldi bana. yanınıza para yokmuş, sonra ödeyeyim dediğinizde size nasıl güvenebilirler ki?
0
nasıl kırıldı ayrıntı yok. düştü mü, zorlandı mı? yanına geldilerse düşüp ses çıktı herhalde. hata sizde. ben değerli eşya raflarına yaklaşmam bile öyle yerlerde. kolum takılır düşer bi şey diye.
0
Uğraşmamak için ödetmişler, bu tür mağazalarda sigortalar bunu kapsar.
Bence kırılan ürünün parasını değil bim hiç bir mağaza talep etmemeli, o zaman müşteriyi içeri sokmadan müşterinin istediği ürünü raftan alıp gelerek (eski bakkal usulü) satış yapsınlar.
Bence kırılan ürünün parasını değil bim hiç bir mağaza talep etmemeli, o zaman müşteriyi içeri sokmadan müşterinin istediği ürünü raftan alıp gelerek (eski bakkal usulü) satış yapsınlar.
0
Ben Migros'ta bisiklet elimde dolaşırken büyük boy San Pellegrino maden suyu devirdim birkaç ay önce.
Abi süpürgeyle geldi, önemli değil dedi, ben birkaç kez özür diledim, mahçup oldum, ücretini ödeyebilirim dedim, kibarca gerek olmadığını söyledi ve alışverişi yaptım çıktım.
Daha önce de (10 yıldan fazla oluyor) yine götümle birkaç cam sürahi devirmiştim, kimse bir şey talep etmedi. Gelip temizlediler, önemli değil dediler.
Bim'de işler böyle yürüyor olabilir ben de sizin gibi düşünüyorum, 50 liralık ürün için müşteriyi küçük düşüreceklerse bi daha gitmem. Her gittiğimizde 50-100 bi şeyler bırakır hale geldik sonuçta. Kendimce protesto ederim.
Abi süpürgeyle geldi, önemli değil dedi, ben birkaç kez özür diledim, mahçup oldum, ücretini ödeyebilirim dedim, kibarca gerek olmadığını söyledi ve alışverişi yaptım çıktım.
Daha önce de (10 yıldan fazla oluyor) yine götümle birkaç cam sürahi devirmiştim, kimse bir şey talep etmedi. Gelip temizlediler, önemli değil dediler.
Bim'de işler böyle yürüyor olabilir ben de sizin gibi düşünüyorum, 50 liralık ürün için müşteriyi küçük düşüreceklerse bi daha gitmem. Her gittiğimizde 50-100 bi şeyler bırakır hale geldik sonuçta. Kendimce protesto ederim.
0
Bim'de A101'de öderim, sebebi düşük kar marjı ile çalışmalarıdır, yani bu tip müşteri memnuniyeti gerektiren şeyler için bütçe ayırmakla uğraşamazlar, adamlar içeriye giren çıkan havanın hesabını yapıyorlar.
Migros'ta arkadaşım 2 bira alıyor, elinden poşeti düşürüyor biralar marketten çıkmadan kırılmış oluyor. Kendisinin öyle bir beklentisi olmamasına rağmen direkt çalışanlar 2 bira getirip veriyorlar. migrosun bunu yapabilecek gücü var bu memnuniyeti sağlamak için çalışıyorlar ona göre para talep ediyorlar ama bim yapamaz.
Migros'ta arkadaşım 2 bira alıyor, elinden poşeti düşürüyor biralar marketten çıkmadan kırılmış oluyor. Kendisinin öyle bir beklentisi olmamasına rağmen direkt çalışanlar 2 bira getirip veriyorlar. migrosun bunu yapabilecek gücü var bu memnuniyeti sağlamak için çalışıyorlar ona göre para talep ediyorlar ama bim yapamaz.
0
Kanka sen bime girip herşeyi kırıp elini kolunu sallayarak çıkacağını mı hayal ediyordun? Tamamen marketin insiyatifinde, isterlerse ödemek zorundasın. Hayatımda gördüğüm en saçma duyuru :(
0
büyük kar marjlarıyla çalışan firmalar müşteriye böyle bir lüks sağlıyor kırsan da ödemeni istemiyor fakat bunu yapmak zorunda değiller. Kırdığınız ürünün bedelini ödemeniz normalidir. Ha eğer adamlar ortada kolilerle falan bırakır sizde ona yanlışlıkla takılıp kırarsanız o ayrı, kaldırsalarmış o zaman yerden. Fakat elinize alıp kırmışsınız. normali ödemeniz.
0
Bence normalde talep edilmemesi lazım ücretin, 8000 tane mağazası olan bir kurum için kırılan ürünler mağaza giderlerinden karşılanmalı. Ama ücret sizden talep edildiyse bunu dramatize etmek yerine çocuğunuza da 'bir şeye zarar verdik ve şimdi bunu telafi etmemiz gerekiyor' şeklinde açıklayabilirdiniz. O da bunun böyle olması gerektiğini öğrenirdi.
0
Kırılan şeyin bedelini çalışanlardan kesmeye çalışabilirler. Sizin hatanızdan dolayı onlar mağdur olabilir.
0
Kırılan şeylerin bedeli düşünülerek o fiyatlar konuluyor.
Burada herkes mal mal gurur yapmış da saçma kesinlikle. Kırfığınız şeyin parasını ödemek zorunda değildiniz. Bunlar depoya Geri yollananbiliniyor Tutanak tutulup.
Olay komple saçma.
gurur yapıp ödeyenler de saçmalıyor.
Bim daha çok kar yapmısın diye çabalıyorsunuz komikler sizi :)
Burada herkes mal mal gurur yapmış da saçma kesinlikle. Kırfığınız şeyin parasını ödemek zorunda değildiniz. Bunlar depoya Geri yollananbiliniyor Tutanak tutulup.
Olay komple saçma.
gurur yapıp ödeyenler de saçmalıyor.
Bim daha çok kar yapmısın diye çabalıyorsunuz komikler sizi :)
0
madame cocoda kırılanların bedeli çalışanlardan kesiliyor. belki öyle bi durum vardır.
0
Arkadaşlar olayı yaşayan ben değilim , Şikayetvar da gördüm bu konuda fikrinizi merak ettim sadece. Bu durumu yaşarsam şahsen ödeme taraftarı değilim , migros ve carrefour bu konuda müşteri memnuniyetini dikkate aldıkları için ödeme talep etmezler.
0
İşte bu yüzden asla bim’den alışveriş yapmam hep migrostan yapıyorum. Ödetmemesi lazım normalde ama bim bu ödetir.
0
markette çalışmış ama polyanna gibi yazıyor ne güzel.
böyle bim-a101-şok gibi mağazalar sigorta falan varsa bile kıran müşteriye ödetmeye çalışırlar, yoksa o şubenin sorumlusuna yıkarlar maliyeti. legal mi? hayır. personel olarak sıkıyorsa git şikayet et.
müşteri gidip bir şekilde şikayetçi olursa da ilgili personeli kovarlar, sorunu yaşayan müşteriye de kibar bir "kusura bakmayın" bile demezler.
ben ücretini öderim, benim sakarlığım yüzünden başkası niye sıkıntı çeksin.
yanımda çocuk varken kart falan alırım markete gidiyorsam, 13 lira nedir ya.
böyle bim-a101-şok gibi mağazalar sigorta falan varsa bile kıran müşteriye ödetmeye çalışırlar, yoksa o şubenin sorumlusuna yıkarlar maliyeti. legal mi? hayır. personel olarak sıkıyorsa git şikayet et.
müşteri gidip bir şekilde şikayetçi olursa da ilgili personeli kovarlar, sorunu yaşayan müşteriye de kibar bir "kusura bakmayın" bile demezler.
ben ücretini öderim, benim sakarlığım yüzünden başkası niye sıkıntı çeksin.
yanımda çocuk varken kart falan alırım markete gidiyorsam, 13 lira nedir ya.
0
böyle durumlarda iki tarafında kolaylık yapması gerekir. bim bildiğiniz gibi üzerine kar koyarak satıyor, yanlışlıkla kırılan ürünü kar payı ile satması gerçekten ayıp bir durum en azından ücreti düşürerek satması gerekir ki bence müşteri memnuniyeti kapsamında ücret de almaması gerekir.
burada girip herşeyi kırıp çıkbileceğini mi sanıyorsun diyen cahilleri pek sallamayın, taş devrinden kalma zihinleriyle 21.yüzyılda yaşamaya çalışıyorlar.
burada girip herşeyi kırıp çıkbileceğini mi sanıyorsun diyen cahilleri pek sallamayın, taş devrinden kalma zihinleriyle 21.yüzyılda yaşamaya çalışıyorlar.
0
Sacmalik. Tutumlarima bagli odeyip odemem. Vicdanima kalmis tamamen yasal boyutu yok diye biliyorum. Ödeyeceksin bunu, kimligi ver falan deseler hass..lan oradan diyip cikarim marketten.
0
Türk insanının sorumluluklarından ne kadar uzak olduğunu gösteren bir yazı olmuş. BİM değil başka bir market de olsa, insan bilerek/bilmeyerek kırdığı ürünün parasını öder. O ürün ellerindeyken senin sorumluluğunda çünkü.
0
Zamanında carrefour'da içki seçerken bir 70'lik rom düşürdük yere. kasaya gittim dedim biz şöyle şöyle bir bok yedik. ne kadar bunun fiyatı ödeyelim. -bak bak sanki o kadar para var da. sırf. rengi güzel diye almıştık elimize- kadın ne dese beğenirsin? "hiç önemli değil beyefendi."
bunun gibi bikaç örnek var. mağazalar bu konuda müşteriyi mağdur etmez. bilinçli kır vey kırma. mağaza dedim ama işte, kurumsallıktan uzak yobaz bakkalı değil.
bunun gibi bikaç örnek var. mağazalar bu konuda müşteriyi mağdur etmez. bilinçli kır vey kırma. mağaza dedim ama işte, kurumsallıktan uzak yobaz bakkalı değil.
0
Migrosta yanlışlıkla kola şişesi devirdim 2-3 tanesi patladı parasını istemediler, isteseler öderdim. Hemen de çocuğum etkilendi ayağı yapıyorlar. Banane senin sidikli bebenden? Tabii ki ödeyeceksin parasını kimliğini bırakıcaksın gerekirse ki gelip parasını ödeyesin. Senin sidikli çocuğun etkilenicek diye belki adamlardan kesilcek para?
0
Hata benimse öderdim.
İkea’da da böyle şeyler için para istenmez müşteriden. Kasada çalışırken kuzın biri kırık mumu getirmiş. Dedim bunu niye alıyosun? Kırdım dedi. Yaa bacım var git yoluna, senin paran burda geçmez dedim. Exit kafeden buz gibi yayık ayranı ikram ettim üstüne. O kırık şeyin güvenlik gerekçesiyle ortada bile bulunmaması gerek ikea standartlarına göre. Bu gelmiş kasadan geçirmeye çalışıyo. 10 lira için oramızı buramızı kesicez ya.
Takdir etmiştim ama kızı.
Size kötü muamele etmeleri büyük yanlış. Paranız çıkışmamış olabilir. Ne var bunda. İşte köy bakkalı gibi adamları işe alırsan olacağı bu. Mecbur kalmadıkça gitmiyorum şok bim a101 vasatlarına
İkea’da da böyle şeyler için para istenmez müşteriden. Kasada çalışırken kuzın biri kırık mumu getirmiş. Dedim bunu niye alıyosun? Kırdım dedi. Yaa bacım var git yoluna, senin paran burda geçmez dedim. Exit kafeden buz gibi yayık ayranı ikram ettim üstüne. O kırık şeyin güvenlik gerekçesiyle ortada bile bulunmaması gerek ikea standartlarına göre. Bu gelmiş kasadan geçirmeye çalışıyo. 10 lira için oramızı buramızı kesicez ya.
Takdir etmiştim ama kızı.
Size kötü muamele etmeleri büyük yanlış. Paranız çıkışmamış olabilir. Ne var bunda. İşte köy bakkalı gibi adamları işe alırsan olacağı bu. Mecbur kalmadıkça gitmiyorum şok bim a101 vasatlarına
0
John Bloor +1
bu kadar saf olmanız inanılmaz. ödemiyorum yanlışlıkla oldu deyip elini kolunu sallaya sallaya çıkıp gitseydin hiçbir şey olmazdı, seni kibar görmüşler yüklenmişler. devir kibarlık devri değil.
bu kadar saf olmanız inanılmaz. ödemiyorum yanlışlıkla oldu deyip elini kolunu sallaya sallaya çıkıp gitseydin hiçbir şey olmazdı, seni kibar görmüşler yüklenmişler. devir kibarlık devri değil.
0
La sen bakma bunlara, ben eski migros personeliyim. Bizde kırılan mal eğer personel tarafından kırıldıysa kesinlikle ücret talep edilmezdi, hatta bir arkadaş 2 koli rakı kırmıştı sıkıntı çıkmadı. Ama müşterinin kırdığına her zaman olmasa da laf edilirdi, müşteriler zaten genelde maden suyu kırar ona birşey denmez ama non-food reyonundan birşey kırılırsa ödenmesi talep edilirdi. Abi o mağazaya her gün biri gelip bir tabak kırsa mağaza ya****ı yer. Kırdım ama ödemem diye iş mi olur. Çoluğu çocuğu alıp gidin dağıtın kırın herşeyi o zaman, pardon dersiniz (:
Özet: vicdanen ödemen lazımdı, ayrıca @curukturpkokusu çok haklı, çocuk için de öylesi daha iyi olurdu.
Özet: vicdanen ödemen lazımdı, ayrıca @curukturpkokusu çok haklı, çocuk için de öylesi daha iyi olurdu.
0
glutamin
Merhaba, sb. aslında. İstanbul'da minibüse binsem öğrenci ücreti versem adam sorar mı hangi okuldasın diye. Üniversitelilerden tam para alıyorum falan der mi? Bilmem ne lisesinde son sınıfı okuyorum diye sallasam kimlik falan ister mi?Teşekkürler.
Merhaba, sb. aslında. İstanbul'da minibüse binsem öğrenci ücreti versem adam sorar mı hangi okuldasın diye. Üniversitelilerden tam para alıyorum falan der mi? Bilmem ne lisesinde son sınıfı okuyorum diye sallasam kimlik falan ister mi?
Teşekkürler.
Teşekkürler.
0
Üniformalı isen öğrenci olarak sayılırsın, minibüs şöförü tipe bakarak bunun ayrımını yapmaz. o zaman herkes öğrenci parası versin?
0
@xdenizx okullarda sivil giyim olayı başladığı için formasız öğrenciler de yok mu sonuçta? Bence formasızsan tipe bakıyordur illa ki.
0
İstanbulda benim bildiğim minibüs şoförlerinin hepsi üniversitelilerden tam para alıyor
0
İşte bu yüzden öğrenci akbilimle otobüse biniyorum. Minibüslerle hiç uğraşmıyorum.
0
astıkları tabelada üniformalı öğrenci x tl yazıyor genelde. geçen gün maltepe fındıklı hattında üniversite öğrencisi diye para uzatıldığını duydum. kaç para oluyor, her hatta var mı böyle bir olay onu bilmiyorum.
0
istanbulda hayır yani sadece üniformalı öğrenciler(ilk-orta-lise) indirimli biniyor. Tekirdağ ve Kocaeli'nde üniversite kimliğini gösterip öğrenci indirimli yolculuk yapılabiliyor.
0
xdenizx
e-devlet şifremi bilen (kötü niyetli diyelim) biri ne yapabilir?İş gereği bazı başvurular için e devlet şifremi şirket çalışanlarına vermek zorundayım, maaşımı görmekten başka ne yapabilirler?Edit : vermek zorundayımEdit2 : ithalat işlemleri yatırım teşvik için
e-devlet şifremi bilen (kötü niyetli diyelim) biri ne yapabilir?
İş gereği bazı başvurular için e devlet şifremi şirket çalışanlarına vermek zorundayım, maaşımı görmekten başka ne yapabilirler?
Edit : vermek zorundayım
Edit2 : ithalat işlemleri yatırım teşvik için
İş gereği bazı başvurular için e devlet şifremi şirket çalışanlarına vermek zorundayım, maaşımı görmekten başka ne yapabilirler?
Edit : vermek zorundayım
Edit2 : ithalat işlemleri yatırım teşvik için
0
Selam, is geregi kimseye e devlet sifrenizi vermek zorunda degilsiniz.
0
borclarinizi, cezalarinizi, aileninizin soy agacini, askerlik durumunuzu, uzerinize kayitli cep telefonlarini ve numaralarini vb. e devlet sitesine girerseniz sundugu tum hizmetlerin listesi mevcut
0
Iş geregi e devlet şifresini baskalarina vermek zorunda olmak diye bir sey var evet. Iş tanımı geregi olmasa da iş baska türlü yurumeyebiliyor. Bircok kişisel bilginize ulasabilirler ama e devlet uzerinden cok mühim işler cevirmeleri mumkun degil bence. Emin degilim yine de.
0
hiç kimseye e devlet şifreni verme. öyle bir zorunluluk yok. ne yapmak istiyormuş senin edevlet şifrenle. nereye başvurulacaksa bana söyleyin ben yaparım de. hiç kimseye verme o şifreyi.
banka bilgilerine ulaşabilir. Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve askeriye gibi kurumlarla direkt yazışma yapılabilir. bunlar ciddi konular.
banka bilgilerine ulaşabilir. Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı ve askeriye gibi kurumlarla direkt yazışma yapılabilir. bunlar ciddi konular.
0
bir sürü başvuralacak yerler var devletle ilgili. onlara başvursa al başına belayı.
0
örneğin; cimer'e girip sağa sola sizin adınıza hakaret edebilir ki, bu bence maddi kayıplardan daha büyük bir kayıp olur.
ailenize ait kişisel bilgleri ve dökümleri alabilir. hatta bunu 1900'lerin başına kadar öğrenebilir.
sağlık bilgilerinizi öğrenebilir. bu da genelde maddi kayıptan büyük bir kayıptır.
çalışma geçmişinizi sorgulayabilir.
ailenize ait kişisel bilgleri ve dökümleri alabilir. hatta bunu 1900'lerin başına kadar öğrenebilir.
sağlık bilgilerinizi öğrenebilir. bu da genelde maddi kayıptan büyük bir kayıptır.
çalışma geçmişinizi sorgulayabilir.
0
çalıştığım tüm işlerde bütün patronlarımın ve eşlerinin e-devlet şifrelerini bilirdim. bilirdim derken bir yerde yazılı olur lazım olduğunda kullanırım. ama hiç birini ezbere bilmem. hiçbirini de yapmam gereken şey dışında kullanmadım. güvenmediğiniz kişiye mail adresinizi bile vermeyin. mail falan gönderir maazallah.
0
nasil kaniksanmis ya is geregi sifrenin verilmesi gerektigi. oyle birsey olabilir mi? e-devlet zaten bireysel isler icin. is ile nasil bi alakasi olabilir ki. sirket icin gerekliyse ilgili kisiye yetki verirsiniz, kendi e-devlet'inden girer yapar isi.
0
patronumun elektronik imzasını birkaç çalışan kullanıyoruz. artık Kosgeb destekleri için bile e-devlet şifresi ile giriş yapılıyor. bu işlemleri patron yapmakla uğraşamaz. ekonomi bakanlığının teşviklerinde de (dahilde işleme gibi) elektronik imza gerekiyor.
hergün patronun e-devlet hesabına giriyorum, ancak yapmam gereken iş dışında hiçbir sayfaya girmedim. işlerin yürümesi için çalışanlara şifresini vermek ve güvenmek durumunda.
kötü niyetli biri ne yapabilir kestiremiyorum ama ben üzerine kayıtlı büyükbaş hayvan var mı acaba geyiğinden öteye gitmiyorum. kimse kötü birşey yapmaz umuyorum. güvenmeyi tercih edin.
hergün patronun e-devlet hesabına giriyorum, ancak yapmam gereken iş dışında hiçbir sayfaya girmedim. işlerin yürümesi için çalışanlara şifresini vermek ve güvenmek durumunda.
kötü niyetli biri ne yapabilir kestiremiyorum ama ben üzerine kayıtlı büyükbaş hayvan var mı acaba geyiğinden öteye gitmiyorum. kimse kötü birşey yapmaz umuyorum. güvenmeyi tercih edin.
0
Tahlil sonuçlarını öğrenir e nabızdan tc ni biliyorsa. Yukardaki arkadaş gibi seni geyik malzemesi yapabilir.
0
yemrem
hangi alanda uzmanlaşarak özel sektörde para kazanılabilir? sizin gördüğünüz veya keşke bilsem neler neler yapardım diyeceğiniz bir uzmanlık alanı var mı?mesela AB ticaret mevzuatına hakim olursan dış ticarette aranan kişi olursunveya falanca konuda uzmanlaşırsan kişilere-kurumlara eğitim verebilirs
hangi alanda uzmanlaşarak özel sektörde para kazanılabilir? sizin gördüğünüz veya keşke bilsem neler neler yapardım diyeceğiniz bir uzmanlık alanı var mı?
mesela AB ticaret mevzuatına hakim olursan dış ticarette aranan kişi olursun
veya
falanca konuda uzmanlaşırsan kişilere-kurumlara eğitim verebilirsin, sektörde ihtiyaç var
veya
falanca yazılımı öğrenirsen burda para var
veya
grafik dizaynın şu konusunda uzmanlaşırsan aranan eleman olursun gibi
mesela AB ticaret mevzuatına hakim olursan dış ticarette aranan kişi olursun
veya
falanca konuda uzmanlaşırsan kişilere-kurumlara eğitim verebilirsin, sektörde ihtiyaç var
veya
falanca yazılımı öğrenirsen burda para var
veya
grafik dizaynın şu konusunda uzmanlaşırsan aranan eleman olursun gibi
0
İyi bir uzmanlik her iste para kazandirir. Su aralar yapay zeka ile ugrasanlar iyi para kazanacak gibi duruyor.
0
tam ne deniyor bilmiyorum da bu big data işleme, veri madenciliği, yapay zeka konularında manyak para olacak.
0
Su tesisatında bile uzmanlaşsan günde en az 700 tl kazanırsın.
Ama her ne olursa olsun yıllarını vermen gerekiyor. Hatta kan, ter ve gözyaşı dökmeden hiçbir konuda uzmanlığa erişemiyorsun. Hiç programcılık demeyin dostlar, gözünüz 1.5 miyop olmadan, baş ağrısı için 5 kilo ağrı kesici bitirmeden, nerd neck çıkmadan o da mümkün değil.
Ama her ne olursa olsun yıllarını vermen gerekiyor. Hatta kan, ter ve gözyaşı dökmeden hiçbir konuda uzmanlığa erişemiyorsun. Hiç programcılık demeyin dostlar, gözünüz 1.5 miyop olmadan, baş ağrısı için 5 kilo ağrı kesici bitirmeden, nerd neck çıkmadan o da mümkün değil.
0
para kazanma olayi arz talep ile birlikte sekillenir. ornegin bir konuda cok para kazanilacakmis gibi gozukur ama o kadar cok kisi o alana yonelmistir ki rekabet artar ve maaslar hizla duser. o nedenle bir konuya hizla yonelip, hizla uzmanlasan para kazanir. su anda teknoloji alaninda big data, data mining, yapay zeka, IoT, robot programlama konularinda dunyada deneyimli isci bulmak zor, o nedenle maaslar yuksek. global anlamda dusunuyorsan bu konulara yonelebilirsin. ama turkiyede bu konularda yeterli yatirim yapilmadigindan dolayi is bulmak da guc denilebilir. ama turkiyede kisa surede ilerlenebilecek teknoloji cloud teknolojiler olabilir, ornegin AWS konusunda uzman olmak iyi kazanc saglayabilr cunku bircok sirket sistemlerini cloud sistemlere tasiyor ve bu konuda danismanlara ihtiyac duyuyor.
kisaca hangi alan olursa olsun hizla uzmanlik koltugunu kapan para kazanir, bu is islek bir yerde bufe kapmak ile ayni sayyilir.
kisaca hangi alan olursa olsun hizla uzmanlik koltugunu kapan para kazanir, bu is islek bir yerde bufe kapmak ile ayni sayyilir.
0
insan ilişkilerinde uzmanlaşır satış alanında kendini geliştirirsen teknik alanlar ile kazanamayacağın parayı kazanırsın.
insan kafalama sanatı, mal satma sanatı her zaman daha fazla kazandırır. bu yüzden galericiler teknik insanlardan zengindir.
insan kafalama sanatı, mal satma sanatı her zaman daha fazla kazandırır. bu yüzden galericiler teknik insanlardan zengindir.
0
sektor cok onemli degil, iyi para kazanabilmen icin iyi para kazandirman lazim.
bir de su var: herseyi bileceksin, bir seyi cok iyi bileceksin :)
bir de su var: herseyi bileceksin, bir seyi cok iyi bileceksin :)
0
exodussian
3 ay sonra çocuğum olacak ve benim bir fikrim var4 yaşına kadar ben çocuğa sadece ingilizce konuşayım, annesi türkçe konuşsun. çocuk iki dil bilerek büyüsün istiyorum.azerbaycan'da böyle yapıyorlar diye gözlem yapmıştım. rusça azerice yapıyorlar.siz ne düşünüyorsunuz ?
3 ay sonra çocuğum olacak ve benim bir fikrim var
4 yaşına kadar ben çocuğa sadece ingilizce konuşayım, annesi türkçe konuşsun. çocuk iki dil bilerek büyüsün istiyorum.
azerbaycan'da böyle yapıyorlar diye gözlem yapmıştım.
rusça azerice yapıyorlar.
siz ne düşünüyorsunuz ?
4 yaşına kadar ben çocuğa sadece ingilizce konuşayım, annesi türkçe konuşsun. çocuk iki dil bilerek büyüsün istiyorum.
azerbaycan'da böyle yapıyorlar diye gözlem yapmıştım.
rusça azerice yapıyorlar.
siz ne düşünüyorsunuz ?
0
Mantikli Hatta ikiniz ingilizce konussaniz bile olur, turkceyi okuldan da ogrenir
0
önceki mesajınıza bir ton cevap yazdım, silmeseydiniz okurdunuz.
özetle: "benim de ingilizcem iyidir" seviyesindeyseniz, yapmayın, daha beter edersiniz.
ingilizce anadillerinizden biriyse veya değilse dahi gerek telaffuz gerekse basit ve kompleks her türlü duygu ve düşüncenizi hem kolay hem karmaşık yapılarda karşınızdakine aktarabileceğinizden emin olduğunuz bir seviyedeyseniz yapılabilir. Benim arkadaşlarımın hepsinin çocukları en az iki dille büyüyorlar (anneyle lehçe, babayla türkçe, okulda danca, ortak dil olarak ingilizce gibi...) ve hepsi gayet normal çocuklar.
Daha detay verecek enerjim yok.
özetle: "benim de ingilizcem iyidir" seviyesindeyseniz, yapmayın, daha beter edersiniz.
ingilizce anadillerinizden biriyse veya değilse dahi gerek telaffuz gerekse basit ve kompleks her türlü duygu ve düşüncenizi hem kolay hem karmaşık yapılarda karşınızdakine aktarabileceğinizden emin olduğunuz bir seviyedeyseniz yapılabilir. Benim arkadaşlarımın hepsinin çocukları en az iki dille büyüyorlar (anneyle lehçe, babayla türkçe, okulda danca, ortak dil olarak ingilizce gibi...) ve hepsi gayet normal çocuklar.
Daha detay verecek enerjim yok.
0
bu ilk doğduğu andan itibarenmi yapılmalı acaba ?
çünkü çocuk daha sesin ne olduğunu bile bilmiyor.
başlama zamanı için bi öneriniz var mı ?
çünkü çocuk daha sesin ne olduğunu bile bilmiyor.
başlama zamanı için bi öneriniz var mı ?
0
Tam da bu donem ikidillilik dersi aliyorum doktorada. Kesinlikle oneririm. Bu konuda binlerce kitap var. Ingilizce ogretmeni bir komsum da var sitede. Kocasiyla oyle yapiyorlar, kadin Ingilizce konusuyor adam Turkce. Cocuklar TV ve internetin de yardimiyla anadilleri Ingilizce ve Turkce olmus.
0
Cocuk iki dili da ana dili gibi tek dilli yasitlarindan 6 kadar gec ogrenecek ama toplam dil bilgisi 6 ay sonra tekdilli yasitlarinin iki kati olacak. Ayrica yasitlarina gore odaklanma becerisi daha yuksek olacak. Zekayi da gelistiriyor kisaca.
0
Babayla olacak iş değil bu(sıradan bir ailede genel olarak çocukla annenin vakit geçirdiğini varsayıyorum). Çocuğun anneyle farklı, diğer insanlarla farklı dil konuşması lazım. Yoksa bi noktadan sonra günde bi saat geçirdiği adamdan kaçıyor dil öğrenmek yerine. Örneklerini gördüm. Ama anne farklı dil konuşunca ikisini de öğreniyor.
0
daha önce söylenmiş ama gene tekrar edeyim. eğer ingilizceniz gerçekten iyi değilse yapılmasının ilerde çocuğun ingilizce öğrenmesini zorlaştıracağı uzmanlar tarafından söyleniyor.
tecrübelerime gelince. bizim evde durum şöyle; ben çocuklarla türkçe konuşuyorum, anneleri fransızca, eşimle karşılıklı konuşmalarımız da ingilizce kullanıyoruz. çocukların yaşları da birbirine çok yakın 3 ve 4. şu ana kadar en büyük sorun konuşmaya geç başlamaları oldu. şimdilik okul ve çevre etkisiyle çoğunlukla fransızca konuşuyorlar. anlama konusunda ise 3 dili de anlıyorlar.
tecrübelerime gelince. bizim evde durum şöyle; ben çocuklarla türkçe konuşuyorum, anneleri fransızca, eşimle karşılıklı konuşmalarımız da ingilizce kullanıyoruz. çocukların yaşları da birbirine çok yakın 3 ve 4. şu ana kadar en büyük sorun konuşmaya geç başlamaları oldu. şimdilik okul ve çevre etkisiyle çoğunlukla fransızca konuşuyorlar. anlama konusunda ise 3 dili de anlıyorlar.
0
teknik olarak mümkün olsa da bir zorluğu var. sizin çocuğunuzla Türkçe konuşmamanız lazım.Bunun ne demek olduğunun farkındasınızdır umarım.Kimse beni çocuğumla Türkçe konuşmamaya ikna edemezdi.
0
saçma sapan bir şey; son çalışmalarda çocuğa belirli yaşa kadar anadili ile yaklaşılması tavsiye ediliyor, ayrıca sizin İngilizceniz ne kadar iyi olsa anadil olmadığı için sizle iletişimi uzun vadede anadildeki kadar güçlü olamayabilir, uzman bir pedagogdan yardım alın böyle konularda, kulaktan doğma işler doğru değil.
0
yuvarlanantencereninkapagi
montlarinizi vs nereden alıyorsunuz? internet üzerinden nereden alıyorsunuz? bu işlere dehşet paralar dökmeyen beylere sorum
montlarinizi vs nereden alıyorsunuz? internet üzerinden nereden alıyorsunuz? bu işlere dehşet paralar dökmeyen beylere sorum
0
Gönül ister rag and bone'dan alalım ama alamıyoruz :( Zara'dan alıyorum ben.
*internetten beğenip, mağazadan alıyorum.
*internetten beğenip, mağazadan alıyorum.
0
Kıyafeti internetten almam genelde kaliteli olduğunu düşündüğüm markaların outlet mağazaları olabilir. Üstümde denemeden almam.
0
en son aldığım montu 2-3 sene önce decathlondan aldım. Bu sene yenisini de yine ordan alırım muhtemelen.
0
en son montumu internetten kırk yerin fiyatını karşılaştırıp aldım. ondan öncekileri hep mağazadan almıştım.
0
North Face ve Nike gibi markaları (ve türevlerini) outlet mağazaları ile Amazon'dan takip ediyorum. Sezon dışında ciddi indirimler olabiliyor.
0
Geçtiğimiz bahar ayından beri 67 kilo vermiş olduğumu ve montumu değiştirmem gerektiğini acı acı hatırlatan duyuru sahibine teşekkürler...
Decathlon'a bakarım sanırım. Deri bir pardesüsü vardı annemin giymediği, onun düğme yerlerini değiştirip etek kestirerek de giyebilirim şimdi düşündüm de (bu kilo verme sürecini hep eş dost akrabanın eskileriyle geçirdim :D).
Decathlon'a bakarım sanırım. Deri bir pardesüsü vardı annemin giymediği, onun düğme yerlerini değiştirip etek kestirerek de giyebilirim şimdi düşündüm de (bu kilo verme sürecini hep eş dost akrabanın eskileriyle geçirdim :D).
0
@Farabi, ergen mi doğurdunuz naptınız. Tebrikler. :)
Ben de boynerden üstümde deneyip online mağazadan aldım geçen kış. Online mağaza çok daha ucuzdu. (Altınyıldız, neredeyse 100 lira oynamıştı) Bedeni ve rengi de denemiş bulunduğum için gönül rahatlığıyla aldım. Pantolon boyum standart olduğu için bir de pantolon alırım online. Diğer ürünleri mağazadan anca.
Ben de boynerden üstümde deneyip online mağazadan aldım geçen kış. Online mağaza çok daha ucuzdu. (Altınyıldız, neredeyse 100 lira oynamıştı) Bedeni ve rengi de denemiş bulunduğum için gönül rahatlığıyla aldım. Pantolon boyum standart olduğu için bir de pantolon alırım online. Diğer ürünleri mağazadan anca.
0
Son montumu geçen sene bershkadan 250 liraya almıştım. şu an yoktur o paraya. koton ve lcw yönelmelisin
0
Avmlerde colombiaydı,north facedi denerim,etiketi fotolarım,her ülke amazonunda aynı ürünü takibe alırım,ucuza düştüğünde alırım.Ancak bu yıl bu kurlarla ve vergilendirmeyle zor gibi,geçen senekilerle idare edicem.
0
:)
Ya ben çok tuhaf buluyorum bu club işlerini. Geçen gün zorla götürdü bi arkadaş, resmen işkence gibiydi, anlamsız geldi yüksek tekno müzik. Zaten içki de sevmem, yüksek müzik dayanılmaz gelir. Benim gibi sevmeyen var mı, acaba dünyada babanne gibi yalnız ben mi kaldım..
Ya ben çok tuhaf buluyorum bu club işlerini. Geçen gün zorla götürdü bi arkadaş, resmen işkence gibiydi, anlamsız geldi yüksek tekno müzik. Zaten içki de sevmem, yüksek müzik dayanılmaz gelir. Benim gibi sevmeyen var mı, acaba dünyada babanne gibi yalnız ben mi kaldım..
0
Eskiden çok severdim artık benim de kafa kaldırmıyor.
0
Gece hayatından kastın saçma sapan müzikler eşliğinde dans edilen ortamlarsa babaaneliğe +1 olarak ben de varım. Bir kere her şeyi geçtim sanırım müzik konusunda çok faşist bir insanım. Yeni nesil kopma amaçlı yapılmış müziklere bir mağazada denemek istediğim kıyafete bakarken maruz kalınca bile tahammül edemeyip çıkıyorum çoğu zaman. Kaldı ki o müziklerle dans etmek...
Ama güzel müzikler çalan bir yerde gece muhabbet eşliğinde oturup bir şeyler içmeyi severim.
Ama güzel müzikler çalan bir yerde gece muhabbet eşliğinde oturup bir şeyler içmeyi severim.
0
ben de sevmiyorum. 3-5 kere çeşitli sebeplerle gitmişliğim var. ben de sevmiyorum.
0
Traveller+1 bi de o mesele var. Oralarda millet gece kulubüne eğlenmeye gidiyor. Bizde kızlar ego şişirmeye erkekler kavga etmeye gidiyor.
0
Ukrayna ve Rusya'da seviyorum.Türkiye'de sevmiyorum. Klein hariç. Gerçi oraya da gitmeyeli 1 sene falan oldu.
0
clubdaki insanlar gibi dans edemiyorum, daha doğrusu dans etme konusunda sıfırdan öte eksilerdeyim. içki kullanmıyorum. club müziklerini hiç mi hiç sevmiyorum.
bu sebeplerden ötürü olsa gerek ben de çok sıkılıyorum.
bu sebeplerden ötürü olsa gerek ben de çok sıkılıyorum.
0
ms brownstone +1
ayrıca sevmeyişim evrensel. dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir club'a gitmektense millet kıraathanesine gitme fikri daha cazip geliyor zihnime.
ayrıca sevmeyişim evrensel. dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir club'a gitmektense millet kıraathanesine gitme fikri daha cazip geliyor zihnime.
0
Türkiyede hiç sevmiyorum
başka yerde de ortama, müziğe, benim moduma vs. bağlı
bir de insan hayatının değişik dönemlerinde değişik şeyler arıyor olabilir.
25 yaşındayken kokteyller denemek, sabaha kadar dans etmek filan yapardım, severdim de, şimdi bünyem kaldırmaz, heves de yok. alkol de almıyorum.
bir de benim için klüp hiçbir zaman "keşişme ve ötesi" amaçlar için gittiğim bir yer olmadı hep kendi eğlencem, kafa dağıtmam için gittim, arkadaşlarla gittim vb.
şimdi o arkadaş ortamım da yok kalabalık/gürültü çekecek beyin de kalmadı.
yarın ortam değişir, arkadaş grubu değişir, şehir değişir, sevdiğim bir yer olur giderim, kim bilir.
başka yerde de ortama, müziğe, benim moduma vs. bağlı
bir de insan hayatının değişik dönemlerinde değişik şeyler arıyor olabilir.
25 yaşındayken kokteyller denemek, sabaha kadar dans etmek filan yapardım, severdim de, şimdi bünyem kaldırmaz, heves de yok. alkol de almıyorum.
bir de benim için klüp hiçbir zaman "keşişme ve ötesi" amaçlar için gittiğim bir yer olmadı hep kendi eğlencem, kafa dağıtmam için gittim, arkadaşlarla gittim vb.
şimdi o arkadaş ortamım da yok kalabalık/gürültü çekecek beyin de kalmadı.
yarın ortam değişir, arkadaş grubu değişir, şehir değişir, sevdiğim bir yer olur giderim, kim bilir.
0
genelde sevmem ancak yılda 2-3 defa olunca güzel oluyor konser vs alkol tüketmiyorum su yada soda içiyorum
0
ben de sevmem; lakin emir büyük yerden gelince(büyük yer= hatun) niyeyse kendimi club'da çok iyi vakit geçiriyorken buluyorum :)
0
Kalabalık ve gürültülü yerleri, saçma sapan müziklerin çaldığı yerleri sevmiyorum. Kendimi bu tür ortamlarda çok yabancı hissediyor derhal terk etmek istiyorum.
0
BIr party animal degilim ama yasim ilerleyip gece hayati islerine veda etmek zorunda kalmaktna cok korkuyorum. Dusuncesi bile rahatsz ediyor. Muzik, hareket, cosku severim ben. Techno zaten severim.
Ama Turkiye'de kafama silah dayasan gelmem gece hayatina. Turkiye'de eglence hayati falan yok. Eglence kulturu yok Turkiye'de.
Ama Turkiye'de kafama silah dayasan gelmem gece hayatina. Turkiye'de eglence hayati falan yok. Eglence kulturu yok Turkiye'de.
0
Hiçbir türlüsünü sevmem. Yüksek sesle müzik tecavüzden farklı bir şey değil zorla götürüldüyseniz.
0
bana her yer cehennem
Dün bear grylls programı izliyordum. Konuk olarak olimpiyat şampiyonu Lindsey Vonn vardı. Hayat hikayesini anlatıyor.Dedi ki. 16 yaşına kadar antrenmanlarımı babamla yapıyordum. Sonra anlaşamayınca evden ayrıldım ve kendi yolumu çizdim. Vs vsŞimdi hepimiz biliyoruz ABD de 18 yaşına gelince çoğunluk
Dün bear grylls programı izliyordum. Konuk olarak olimpiyat şampiyonu Lindsey Vonn vardı. Hayat hikayesini anlatıyor.
Dedi ki. 16 yaşına kadar antrenmanlarımı babamla yapıyordum. Sonra anlaşamayınca evden ayrıldım ve kendi yolumu çizdim. Vs vs
Şimdi hepimiz biliyoruz ABD de 18 yaşına gelince çoğunlukla çocuklar evden ayrılır.
Bizde de çoğunlukla evlenene kadar aileyle yaşanır
16 yaşındaki kız çocuğu baba ben kendi yoluma gidiyorum diyip evden ayrılsa, polis çocuğu bulup ailesine teslim eder.
(En iyi ihtimali yazdım)
E bakıyorum şimdi kız erkek geliyor 30 yaşına hala öz güven sorunu vs var ülkemizde
Nedir peki bizim türk çocuklarını böyle yapan. Ana kuzusu olarak yetiştirilmek mi ?
Gerçekten merak ediyorum.
Dedi ki. 16 yaşına kadar antrenmanlarımı babamla yapıyordum. Sonra anlaşamayınca evden ayrıldım ve kendi yolumu çizdim. Vs vs
Şimdi hepimiz biliyoruz ABD de 18 yaşına gelince çoğunlukla çocuklar evden ayrılır.
Bizde de çoğunlukla evlenene kadar aileyle yaşanır
16 yaşındaki kız çocuğu baba ben kendi yoluma gidiyorum diyip evden ayrılsa, polis çocuğu bulup ailesine teslim eder.
(En iyi ihtimali yazdım)
E bakıyorum şimdi kız erkek geliyor 30 yaşına hala öz güven sorunu vs var ülkemizde
Nedir peki bizim türk çocuklarını böyle yapan. Ana kuzusu olarak yetiştirilmek mi ?
Gerçekten merak ediyorum.
0
amerikada basit işlerde para kazanmak ayıp değil, ama memur çocukları bile burada garsonluk yapmak istese ailesi izin vermez. para kazanma konusu önemli.
burada aile çocuğuna çok koruyucu yaklaşıyor ve özgürlükçü değil.
burada aile çocuğuna çok koruyucu yaklaşıyor ve özgürlükçü değil.
0
Devlet çocuklara değer veriyor ve çocuk bunu görüyor. O sebeple gerektiğinde ailesine karşı gelse bile ecel'in bahsettiği gibi köprüaltına düşmeyeceğini biliyor.
Bizde durum iki uçta; bir kısımda sebebi bilinmez sonsuz bir özgüven var; çocuk biliyor ki anası-babası onun için canını verir, onun üzerinde etrafına, ana-baba da dahil (buna özgüven mi demeliyiz bilemiyorum) sataşıyor. Bir grup sa farkında ki ana-babası düşse yerden kaldırmayacak pısıp kalıyor.
Bizde durum iki uçta; bir kısımda sebebi bilinmez sonsuz bir özgüven var; çocuk biliyor ki anası-babası onun için canını verir, onun üzerinde etrafına, ana-baba da dahil (buna özgüven mi demeliyiz bilemiyorum) sataşıyor. Bir grup sa farkında ki ana-babası düşse yerden kaldırmayacak pısıp kalıyor.
0
Özgüven var ama taşak yok bizimkilerde.
Otur konuş herkeste ego 1500 ama sor anasıyla oturuyor halen.
Sebeplerinden biri ekonomik tabi. Bizde genç yaşta işe girip çalışsan asgari ücret bile vermezler. Kaldı ki asgari ücret verseler bile ev oda tutup yaşaman imkansız gibi bir şey.
Abd'de falan gidip McDonald's da bile çalışsan saati 9-12 dolar arası kazanırsın. O parayla da en pahalı şehirde bile boktan bir oda tutup yaşama şansın var. Bizde erkek çocuğuna bile tecavüz ederler o yaşta sahipsiz kalınca.
Otur konuş herkeste ego 1500 ama sor anasıyla oturuyor halen.
Sebeplerinden biri ekonomik tabi. Bizde genç yaşta işe girip çalışsan asgari ücret bile vermezler. Kaldı ki asgari ücret verseler bile ev oda tutup yaşaman imkansız gibi bir şey.
Abd'de falan gidip McDonald's da bile çalışsan saati 9-12 dolar arası kazanırsın. O parayla da en pahalı şehirde bile boktan bir oda tutup yaşama şansın var. Bizde erkek çocuğuna bile tecavüz ederler o yaşta sahipsiz kalınca.
0
Bence maddiyattan önce aile ile olan ilişkiler, kültür vs.
Hele ki kadınlar için. Bekar bir kadının ailesiyle aynı şehirde olduğu halde ayrı ev tutup yaşaması (maddi durumu müsait olsa dahi) hala İstanbul' gibi bir metropolde bile çok zor. Yapan kadınlar tabii ki var ama çoğunluğu bunu yapamıyor.
Hele ki kadınlar için. Bekar bir kadının ailesiyle aynı şehirde olduğu halde ayrı ev tutup yaşaması (maddi durumu müsait olsa dahi) hala İstanbul' gibi bir metropolde bile çok zor. Yapan kadınlar tabii ki var ama çoğunluğu bunu yapamıyor.
0
özgüven ne alaka ya?
ben çok yüksek maaş alsam çok param olsa niye ailem ile yaşayayım ki?
yaş 18 olur olmaz ayrılırım.
ben çok yüksek maaş alsam çok param olsa niye ailem ile yaşayayım ki?
yaş 18 olur olmaz ayrılırım.
0
1- ülkenin ekonomik koşulları buna izin vermiyor. Yurtdışında işsizlik düşük. millet her tarafta iş bulur. sosyal haklarıda devlet güvencesinde.
2-anne-babanın çocukken aşırı koruyucu tutum sergilemesi. "onu yapma ayıp, bunu yapma ayıpi el alem ne der?" diye diye millet özgüvensiz yetişiyor.
2-anne-babanın çocukken aşırı koruyucu tutum sergilemesi. "onu yapma ayıp, bunu yapma ayıpi el alem ne der?" diye diye millet özgüvensiz yetişiyor.
0
gelişmiş ülkelerde ülke dinamikleri herhangi bir bireyin orta ve üst düzey hayat yaşayabileceği bir standart sunuyor. amerika, avrupa gibi ülkelerde bir dükkan kirala zeytinyağı sat 5 yılda 15. dükkanı açarsın. ben tuğladan değil ahşaptan ev yapıyorum de 6.yılda site kurabilirsin. şaraba bal katıp satıyorum de 7.yılda kralsın. sistem ve ülkelerin dinamikleri bu şekilde. şimdi mesela kore, Taiwan bu şekilde.
orta ve düşük gelişmişlik seviyesindeki ülkelerde ise bu dinamikler yok. paran olsa bile batma ihtimalin yüksek. örneğin türkiye. dev gibi firmalar iflas eşiğinde.
yani ülkenin dinamikleri ile alakalı. kişiler ile bir alakası yok.
bunu memur çocukları neden hep çalışan oluyor zengin çocukları neden hep patron oluyor gibi de düşünebilirsin.
zenginde baba'dan gelmezse dayıdan gelir olmazsa amcandan haladan teyzeden gelir para.
memurda ise zaten en okumuş adam odur sülalede.
peki çözüm nedir? sorarsanız söylerim.
not : 5 yıldır eu ve tr'deki startuplara danışmanlık veren bir firma sahibiyim. görüşlerim eu ve tr'den neredeyse aynı işi başlatıp eu'da yürüyen tr'de yerinde sayan firmalardan oluşuyor.
orta ve düşük gelişmişlik seviyesindeki ülkelerde ise bu dinamikler yok. paran olsa bile batma ihtimalin yüksek. örneğin türkiye. dev gibi firmalar iflas eşiğinde.
yani ülkenin dinamikleri ile alakalı. kişiler ile bir alakası yok.
bunu memur çocukları neden hep çalışan oluyor zengin çocukları neden hep patron oluyor gibi de düşünebilirsin.
zenginde baba'dan gelmezse dayıdan gelir olmazsa amcandan haladan teyzeden gelir para.
memurda ise zaten en okumuş adam odur sülalede.
peki çözüm nedir? sorarsanız söylerim.
not : 5 yıldır eu ve tr'deki startuplara danışmanlık veren bir firma sahibiyim. görüşlerim eu ve tr'den neredeyse aynı işi başlatıp eu'da yürüyen tr'de yerinde sayan firmalardan oluşuyor.
0
Benim annemler 5 kardes, 4 u sorunlu mesela benim annem babam ayri, kuzenimin babasi ayyaş, otekinin annesi manyak, digerinin metresi var. Olaylar, olaylar. Aileler hep sorunlu.
En duzgun olmasi gereken, sorunsuz aileye sahip kuzenlerimin buyuk olani uyusturucu kullaniyor ailesi bas edemedi. Kardesi de annesiz hic birsey yapamaz, tikleri var, belki aylik 5 bin harclikla uyduruk bi ozelde okuyamadi, 3. Sinifa gecemedigi icin birakti.
Digerlerinde ise basarili olan da var ama olmayanda ama herkes kendi yolunda ilerliyor. Kendini kurtarmak icin cabaliyor. Aileye bagimlilik yok. Annem bize hep, calisirsaniz kendinize, bana mi okuyosunuz, calismazsaniz ben 100 lira harclik veririm evde oturursunuz der.
Teyzemse, 25 yasinda dersaneye gidecek ogluna araba alacak (lise kursu icin, kpss kursu falan degil). Bi dukkan acin, calissin dedim, ogullarini kiskaniyor durumuna dustum. Bu adam ailesini birakir mi? Ben de olsam birakmam.
Aslinda demek istedigimi tam anlatamadim ama, aileler cocuklarini kendilerine bagimli hale getiriyorlar. Bir de egitimsiz insanlar olunca yönlendiremiyorlar. Cocuklarinda bir amaclari olmuyor oyle mal gibi yasiyolar.
En duzgun olmasi gereken, sorunsuz aileye sahip kuzenlerimin buyuk olani uyusturucu kullaniyor ailesi bas edemedi. Kardesi de annesiz hic birsey yapamaz, tikleri var, belki aylik 5 bin harclikla uyduruk bi ozelde okuyamadi, 3. Sinifa gecemedigi icin birakti.
Digerlerinde ise basarili olan da var ama olmayanda ama herkes kendi yolunda ilerliyor. Kendini kurtarmak icin cabaliyor. Aileye bagimlilik yok. Annem bize hep, calisirsaniz kendinize, bana mi okuyosunuz, calismazsaniz ben 100 lira harclik veririm evde oturursunuz der.
Teyzemse, 25 yasinda dersaneye gidecek ogluna araba alacak (lise kursu icin, kpss kursu falan degil). Bi dukkan acin, calissin dedim, ogullarini kiskaniyor durumuna dustum. Bu adam ailesini birakir mi? Ben de olsam birakmam.
Aslinda demek istedigimi tam anlatamadim ama, aileler cocuklarini kendilerine bagimli hale getiriyorlar. Bir de egitimsiz insanlar olunca yönlendiremiyorlar. Cocuklarinda bir amaclari olmuyor oyle mal gibi yasiyolar.
0
Bir genç iş arkadaşım var. 24 yaşında. 19’undan beri anne-babasının evinde oturduğu odaya kira veriyor, çocukluğundan beri büyüdüğü evde. Ötesinde, annesinin yaptığı yemekten yiyemiyor. Buzdolabında rafları ayrı. 19 yaşındaki bir öğrencimi de annesi evden kovmuş “Babanla sevişemiyoruz sen doğduğundan beri. Bağıramıyorum. Git de düzgün düzgün sevişelim. Evliliğimi mahvettin” diye. Haliyle genç yaşta çalışmak zorundasın. Öyle, bıçağın ucuna meyve takıp veren anne baba yok. Geçenlerde bir kadın beş yaşındaki çocuğuna harçlık verip harçlığından kira parayı kesmiş i, kira ayı öğretmeye çalışıyormuş. Büyük tartışmaya yol açtı, beş yaş erken mi zamanı mı diye.
Türkiye bir uçsa, Amerika’da başka bir uç. Türkiye’nin ucu özgüvensizliğe beden oluyorsa, Amerika’nı ucı da zalimleşmeye ve yalnızlığa yol açıyor. Türkiye’de kutuplaşma çok olsa bile insanlar birbirine destek oluyor en azından. Amerika’da zınk diye kendini evsiz bulabiliyorsun. Amerika’da devlet çocuklara değer falan vermiyor. Bir tek ailen seni dövüyorsa falan Sosyal Hizmetler elinden alır, yetimhane gibi yerde daha kötü şartlarda yetişir. Ya ölür ya ölmez.
Türkiye bir uçsa, Amerika’da başka bir uç. Türkiye’nin ucu özgüvensizliğe beden oluyorsa, Amerika’nı ucı da zalimleşmeye ve yalnızlığa yol açıyor. Türkiye’de kutuplaşma çok olsa bile insanlar birbirine destek oluyor en azından. Amerika’da zınk diye kendini evsiz bulabiliyorsun. Amerika’da devlet çocuklara değer falan vermiyor. Bir tek ailen seni dövüyorsa falan Sosyal Hizmetler elinden alır, yetimhane gibi yerde daha kötü şartlarda yetişir. Ya ölür ya ölmez.
0
Türk insanı tembel. Hepsinin kafa az iş yapıp çok para kazanayım diye çalışıyor. Ailesinden ayrılıp kira fatura ödemek zor geliyor. Üşeniyorlar. Sorsan müthiş zekiyiz, müthiş çalışkanız ama adam daha çamaşırını yıkamaktan aciz.
Ayrıca anandan babandan ayrı eve çıkıp tek başına yaşamak zorunda değil herkes. Ev arkadaşı diye bir şey var. Kaldı ki bahsettiğiniz amerika ve avrupada da insanlar ev arkadaşları ile yaşıyor. Bu şekilde eve çıkmak zor bir şey değil.
Ama bizimkiler alışmış aileden bağımsız yaşamamaya. Sorsan ana babaları izin vermiyor. 25 yaşını geçtikten sonra hala anne babadan izin alıyorlarsa diyecek söz bulamıyorum zaten. Sen nasıl ilişki yaşıcan. Sen nasıl bi kadın ya da bir erkekle çift olucan. Sen nasıl evlencen. Oldu olacak sevişirken de izin al ki evet onu da yapıyorlar kısmen. Biraz ağır konuşcam ama belli bi yaştan sonra ailesiyle yaşayan erkeğe erkek demem ben. Alıştırıyolar çocuklarını bu şekilde. Sonra adam 60 yaşına geliyor hala ana babasından para istiyor. Misal dayım. Çok var böyle insanlar.
Ha demiyorum ki anana babana karşı gel. Ama bunun bi usulü var. Yavaş yavaş aileyi alıştırırsın bu şekilde yaşamaya. Ama bu konuda bile tembeller bizimkiler. Aileden ayrıldıktan sonra tabiki zorlanacaksın. Zamanla düzeliyor durum. Biraz az lüks yaşamayı ve bişeylerden feragat etmeyi öğren.
Ayrıca anandan babandan ayrı eve çıkıp tek başına yaşamak zorunda değil herkes. Ev arkadaşı diye bir şey var. Kaldı ki bahsettiğiniz amerika ve avrupada da insanlar ev arkadaşları ile yaşıyor. Bu şekilde eve çıkmak zor bir şey değil.
Ama bizimkiler alışmış aileden bağımsız yaşamamaya. Sorsan ana babaları izin vermiyor. 25 yaşını geçtikten sonra hala anne babadan izin alıyorlarsa diyecek söz bulamıyorum zaten. Sen nasıl ilişki yaşıcan. Sen nasıl bi kadın ya da bir erkekle çift olucan. Sen nasıl evlencen. Oldu olacak sevişirken de izin al ki evet onu da yapıyorlar kısmen. Biraz ağır konuşcam ama belli bi yaştan sonra ailesiyle yaşayan erkeğe erkek demem ben. Alıştırıyolar çocuklarını bu şekilde. Sonra adam 60 yaşına geliyor hala ana babasından para istiyor. Misal dayım. Çok var böyle insanlar.
Ha demiyorum ki anana babana karşı gel. Ama bunun bi usulü var. Yavaş yavaş aileyi alıştırırsın bu şekilde yaşamaya. Ama bu konuda bile tembeller bizimkiler. Aileden ayrıldıktan sonra tabiki zorlanacaksın. Zamanla düzeliyor durum. Biraz az lüks yaşamayı ve bişeylerden feragat etmeyi öğren.
0
bu aslında özgüvensizlik değil. bunun birçok sebebi var.
1) türkiye'de iş bulmak amerika'dan çok daha zor. türkiye'de kelli felli adamlar bile iş bulamıyor. sen diyorsun ki çocuk 18 yaşından önce işte çalışsın. bu çocuk işte çalışsa bu sefer ev geçindirme derdinde olan kelli felli adamlar iş bulamayacak. o yüzden ev geçindirme derdi olmayan gençlerin çalışmaması türkiye şartlarında mantıklı. örneğin bizde pizza getirenler kelli felli adamlarken amerika'da çocuklar. garsonlar da öyle. bir de bizde sömürü düzeni var. adam asgari ücret veriyor, günde 12 saat çalışmasını istiyor. her anne/baba çocuğunun bu düzende çalışmasına itiraz eder. çocuğunun okuyup büyük adam olmasını ve insanca şartlarda çalışmasını ister.
2) özgürlük/konfor ikilemi var. özgürlüğün arttıkça konforun azalıyor. biz tembel insanız. özgürlüğümüzden taviz verme pahasına konforumuzu düşünüyoruz.
3) elalem ne der anlayışı. bizim aile ve toplum yapımız evi terk etmeye hoş bakmaz. evini terk etsen polisi ararlar. ailen dışındaki insanlar da hoş karşılamaz. etrafta sürekli senin dedikodun yapılır. sürekli sorular sorarlar sana, neden terk ettin evi diye. sevgilin/eşin de yadırgar bu durumu.
1) türkiye'de iş bulmak amerika'dan çok daha zor. türkiye'de kelli felli adamlar bile iş bulamıyor. sen diyorsun ki çocuk 18 yaşından önce işte çalışsın. bu çocuk işte çalışsa bu sefer ev geçindirme derdinde olan kelli felli adamlar iş bulamayacak. o yüzden ev geçindirme derdi olmayan gençlerin çalışmaması türkiye şartlarında mantıklı. örneğin bizde pizza getirenler kelli felli adamlarken amerika'da çocuklar. garsonlar da öyle. bir de bizde sömürü düzeni var. adam asgari ücret veriyor, günde 12 saat çalışmasını istiyor. her anne/baba çocuğunun bu düzende çalışmasına itiraz eder. çocuğunun okuyup büyük adam olmasını ve insanca şartlarda çalışmasını ister.
2) özgürlük/konfor ikilemi var. özgürlüğün arttıkça konforun azalıyor. biz tembel insanız. özgürlüğümüzden taviz verme pahasına konforumuzu düşünüyoruz.
3) elalem ne der anlayışı. bizim aile ve toplum yapımız evi terk etmeye hoş bakmaz. evini terk etsen polisi ararlar. ailen dışındaki insanlar da hoş karşılamaz. etrafta sürekli senin dedikodun yapılır. sürekli sorular sorarlar sana, neden terk ettin evi diye. sevgilin/eşin de yadırgar bu durumu.
0
bunu formülize etmek zor bence.
-aile yapısı
-kültür
-çalışma koşulları
-yaşam standartları
bizim gurbetçiler mesela orada gençlerin meyve-sebze toplamaya gittiğini söyler, nice zengin ailelerin evlatlarına kuruş koklatmadığını anlatır.
benim genç bir akrabam; kendisi inşaat işçisi, yeni evlendi, arsa aldı, ev yaptı. 400 bin euroya mal etti, kredi ile ödeyecek. kredi almak maliyetsiz.
şimdi burda bi inşaat işçisi o tarz bahçeli çift katlı on numara dekore edilmiş bir villayı kaça diker nasıl diker?
-aile yapısı
-kültür
-çalışma koşulları
-yaşam standartları
bizim gurbetçiler mesela orada gençlerin meyve-sebze toplamaya gittiğini söyler, nice zengin ailelerin evlatlarına kuruş koklatmadığını anlatır.
benim genç bir akrabam; kendisi inşaat işçisi, yeni evlendi, arsa aldı, ev yaptı. 400 bin euroya mal etti, kredi ile ödeyecek. kredi almak maliyetsiz.
şimdi burda bi inşaat işçisi o tarz bahçeli çift katlı on numara dekore edilmiş bir villayı kaça diker nasıl diker?
0
büyük oranda ekonomik şartlar diyorum.
İngiltere'de yaşadım, gördüğüm şey şu: Oradaki genç istese gidip markette, kafede barda asgari ücretle iş bulabiliyor ve asgari ücret yaşamasına ve hatta birkaç ay para biriktirip araba almasına falan yetiyor. E tabii ki "kendi kendine yeten" insan oluyorsun.
Türkiye'de asgari ücretin 2-3 katı maaş alanlar o alım gücüne sahip değil be. Tabii ki ya ev arkadaşı buluyor ya ailesiyle kalıyor bir şeylerden feragat ediyor yani.
Proje üretmek açısından dersen, batıdaki adam/kadın yaptığı proje batarsa basit bir işle yine hayatını geçindirebileceğine güveniyor. Bizde git bir şey üret ve bat, sonra markette iş bulup hayatıma devam ederim diyebiliyor musun?
Aynı şey orada yaşlılar ev almıyor dünyayı geziyor muhabbetinde de geçerli. Avrupa'da da bir yılda paraları %60 değer kaybetsin sonra konuşalım onları. Bizde de para-enflasyon stabil olsun (yıllarca) sonra bizimkiler dünyayı gezmeye başlıyor mu hala taşınmaz mı alıyor o zaman bakarız.
İngiltere'de yaşadım, gördüğüm şey şu: Oradaki genç istese gidip markette, kafede barda asgari ücretle iş bulabiliyor ve asgari ücret yaşamasına ve hatta birkaç ay para biriktirip araba almasına falan yetiyor. E tabii ki "kendi kendine yeten" insan oluyorsun.
Türkiye'de asgari ücretin 2-3 katı maaş alanlar o alım gücüne sahip değil be. Tabii ki ya ev arkadaşı buluyor ya ailesiyle kalıyor bir şeylerden feragat ediyor yani.
Proje üretmek açısından dersen, batıdaki adam/kadın yaptığı proje batarsa basit bir işle yine hayatını geçindirebileceğine güveniyor. Bizde git bir şey üret ve bat, sonra markette iş bulup hayatıma devam ederim diyebiliyor musun?
Aynı şey orada yaşlılar ev almıyor dünyayı geziyor muhabbetinde de geçerli. Avrupa'da da bir yılda paraları %60 değer kaybetsin sonra konuşalım onları. Bizde de para-enflasyon stabil olsun (yıllarca) sonra bizimkiler dünyayı gezmeye başlıyor mu hala taşınmaz mı alıyor o zaman bakarız.
0
silver apple
Nedeniyle yazarsanız
Nedeniyle yazarsanız
0
Yesildir. Insaligin rahat 55-70bin yillik omru var. Bu periyodun %99.9'u falan her tarafin yemyesil oldugu yapilasmanin modern yasamin olmadigi donmelerdir. EN cok yesil gormuslerdir.
Gokyuzune ozel bir durum olmadikca kafani kaldirip bakmazsin.
Gokyuzune ozel bir durum olmadikca kafani kaldirip bakmazsin.
0
Eigengrau olduğuna kesinlikle katılmıyorum. Uyurken bilincimiz de kapalı olduğundan, bir renk görüyor olmaktan bahsetmek garip oluyor. Görmek sonuçta bir şeyi "seçme" sonucu gerçekliğini kazanıyor. Yani işin bir tarafında algı oluyor olmalı. Ama uyurken bu yok.
Yeşil +1 diyorum. İnsanlık tarihinde yeşil çok daha fazla yer almıştır. Daha sonra da mavidir diye düşünüyorum. Sadece gökyüzü değil su da var işin içinde. Gökyüzünün rengi denize yansıdığından mavi de fazladır ama yeşil kadar değil.
Yeşil +1 diyorum. İnsanlık tarihinde yeşil çok daha fazla yer almıştır. Daha sonra da mavidir diye düşünüyorum. Sadece gökyüzü değil su da var işin içinde. Gökyüzünün rengi denize yansıdığından mavi de fazladır ama yeşil kadar değil.
0
İnsanlık tarihi diyince açıkçası yeşilden ziyade çöl, toprak rengi daha mantıklı geldi bana. Önceden ağaç mı vardı Allah aşkına. Ağaç dediğin yeşil şey son 100-150 yıldır insanoğlunun aklına geldi. Çorak araziler tarihin son evrelerinde yeşile dönüştürüldü.
0
@€xpolerer
Mavi diyenlere gelsin demişsiniz ama yazıda mavinin görülmediğinden bahsedilmemiş ki aslen. En sonunda da aslında bir cümlelik özet geçmiş.
"bu nedenle mavi rengi dillere yerleşmeden önce insanlar tarafından sıkça görüldü, fakat büyük olasılıkla insanlar ne gördüğünü bilemedi veya ne gördüklerinin farkında değillerdi."
Bu yazı durumu dil bilimi odağında incelemiş biraz. Güzelmiş ama.
Mavi diyenlere gelsin demişsiniz ama yazıda mavinin görülmediğinden bahsedilmemiş ki aslen. En sonunda da aslında bir cümlelik özet geçmiş.
"bu nedenle mavi rengi dillere yerleşmeden önce insanlar tarafından sıkça görüldü, fakat büyük olasılıkla insanlar ne gördüğünü bilemedi veya ne gördüklerinin farkında değillerdi."
Bu yazı durumu dil bilimi odağında incelemiş biraz. Güzelmiş ama.
0
ya ben lan neyse
1. atomu parçalamak imkansız vs. diye duyarm çocukluğumdan beri. parçalandı mı atom? atomu parçalamaktan kasıt fizyon mudur onu da bilmiyorum. sayısalcı değilim.2. ben lise 1'e kadar fen dersi gördüm. 2001 yılında ders kitaplarında atom altı parçacıklardan bahsedildiğini hatırlamıyorum. var mıydı o
1. atomu parçalamak imkansız vs. diye duyarm çocukluğumdan beri. parçalandı mı atom? atomu parçalamaktan kasıt fizyon mudur onu da bilmiyorum. sayısalcı değilim.
2. ben lise 1'e kadar fen dersi gördüm. 2001 yılında ders kitaplarında atom altı parçacıklardan bahsedildiğini hatırlamıyorum. var mıydı o zaman lise 1 kitaplarında?
3. insanlığın elindeki en güçlü mikroskop ile en uç noktada neyi görüntüleyebiliyoruz?
2. ben lise 1'e kadar fen dersi gördüm. 2001 yılında ders kitaplarında atom altı parçacıklardan bahsedildiğini hatırlamıyorum. var mıydı o zaman lise 1 kitaplarında?
3. insanlığın elindeki en güçlü mikroskop ile en uç noktada neyi görüntüleyebiliyoruz?
0
Kuantum mikroskobuyla hidrojen atomu görülebiliyor.
physicsworld.com
Atom altı parçacıklar üniversite sınavında yoktu o yıllarda. Daha sonra eklendi müfredata.
physicsworld.com
Atom altı parçacıklar üniversite sınavında yoktu o yıllarda. Daha sonra eklendi müfredata.
0
1. Atom parcalandi tabi yillar once. Atom bombasi atomun cekirdeginin parcalanmasiyla olusuyor.
2. Atomalti parcaciklar mufredata 2007 civari girdi. O da lise son siniftaydi sanirim.
3. Atomalti parcaciklar mikroskopla görülmüyor. Bıraktığı izler ile teapit ediliyor.
2. Atomalti parcaciklar mufredata 2007 civari girdi. O da lise son siniftaydi sanirim.
3. Atomalti parcaciklar mikroskopla görülmüyor. Bıraktığı izler ile teapit ediliyor.
0
1) Atomu parçalamak aslında eksik bir tanım. Atom dediğimiz şey çekirdekteki nötron ve protonlar ile onların etrafında ışık hızına yakın hızlarda dolanan elektronların oluşturduğu elektron bulutudur. Bu açıdan bakarsak atomdan bir elektron almak da atomu parçalamak olarak kabul edilebilir. Ve bildiğiniz üzere bu görece kolay bir durum (basit bir kimyasal reaksiyonda veya elektriklenme durumlarda bu gerçekleşiyor). Asıl sorun atomun çekirdeğini parçalamak, ki bu da atom bombasının temeli olan fisyon reaksiyonuyla olur. Büyük bir atom çekirdeği (uranium gibi) parçalanarak daha küçük çekirdeklere dönüşür (kripton ve baryum gibi). Günlük hayatta radyasyon dediğimiz şey de aşağı yukarı bunun çok çok yavaş gerçekleşen hali. Yani kısaca, evet, atomu parçalamak mümkün. Fakat daha alt parçacıklar (quarklar, leptonlar veya elektronun kendisi) teorik ve pratik olarak parçalanabiliyor mu bilmiyorum, fizikçi değilim.
3) Scanning probe microscope isimli bir mikroskop türü var. Bu metal bir yüzey üzerinde kayıyor ve yüzeye bir lazer gönderiyor. Bu lazerin gittiği mesafeyi çok hassas olarak ölerek 3 boyutlu bir render ile atomun dolaylı görüntüsü çıkarılabiliyor şuan. Fakat teknoloji sürekli geliştiği için bu soruya kesin bir cevap vermek mümkün değil. scaleofuniverse sitesine göre bir elektron mikroskobunun görebileceği en küçük yapı 1 ansgtorm'dan (santimetrenin yüz milyonda biri) biraz daha küçük bir çapa sahip (scaleofuniverse.com).
3) Scanning probe microscope isimli bir mikroskop türü var. Bu metal bir yüzey üzerinde kayıyor ve yüzeye bir lazer gönderiyor. Bu lazerin gittiği mesafeyi çok hassas olarak ölerek 3 boyutlu bir render ile atomun dolaylı görüntüsü çıkarılabiliyor şuan. Fakat teknoloji sürekli geliştiği için bu soruya kesin bir cevap vermek mümkün değil. scaleofuniverse sitesine göre bir elektron mikroskobunun görebileceği en küçük yapı 1 ansgtorm'dan (santimetrenin yüz milyonda biri) biraz daha küçük bir çapa sahip (scaleofuniverse.com).
0
1- evet. çok oldu o. atomu parçalayınca ortaya çıkan parçaları dahi parçaladılar.
2- evet. vardı.
3- en küçük atomu görebiliyoruz. onun altı için mikroskop çok da lazım değil zaten.
2- evet. vardı.
3- en küçük atomu görebiliyoruz. onun altı için mikroskop çok da lazım değil zaten.
0
red toy
Bazen ankara - istanbul otoyolu üzerinde tenha alanlarda emniyet şeridine çekmiş araçlar görüyorum. Sebebi olarak aklıma araçların arızalanma ihtimalinden başka birşey gelmiyor. Dinlenme amacıyla olsa birsürü servis alanı var yol üstünde, bu da değildir diyorum. Başka ne sebep olabilir ki?
Bazen ankara - istanbul otoyolu üzerinde tenha alanlarda emniyet şeridine çekmiş araçlar görüyorum. Sebebi olarak aklıma araçların arızalanma ihtimalinden başka birşey gelmiyor. Dinlenme amacıyla olsa birsürü servis alanı var yol üstünde, bu da değildir diyorum. Başka ne sebep olabilir ki?
0
telefonla konuşuyor olabilir, çiş molası olabilir, yol kenarından hayat kadını almış takılıyor olabilir, daha önce aldığı bir şey atıştırıyor olabilir...
0
ankara cevreyolundakiler icki icmek icin duruyor ama otobandakiler telefon icin duruyordur.
0
Tatmin edici bi cevap ben de bulamadim. Sanırım yol durumu vs için dicem ama bizim millet telefondan bisi bakmak için falan durmaz.
0
%40 telefon (telefon görüşmesi yada navigasyon)
%40 araç arızası
%10 hayat kadını pazarlığı
%10 yiyişmek (gece)
%40 araç arızası
%10 hayat kadını pazarlığı
%10 yiyişmek (gece)
0
Arkadaşlarımdan ortalama hız limitini aştıklarında zaman geçmesi için sağa çektiklerini duymuştum ama detayını hatırlamıyorum.
0
Ankara icin, sikca rastladigim: Ankara havasi dinlemek ve akabinde tepinmek icin. Yaz/kis farki yapilmadan. Iyi türkünün ne zaman radyoda cikacagi kestirilemiyor, malum.
0
İki gişeden arası geçiş zamanına göre ceza geliyor, bu nedenle yol kenarında yarım saat durup cezayı önlüyorlar. Ya da benzin istasyonunda duraklıyorlar
0
Leonardo~Da~Vinci
o cocuk bendim. hala da bir cocuk sayilirim aslinda. simdi soyle efendim, cocuklugumda elime bir oyuncak verin, icinde ne var diye parcalar bakardim. elime makas gectiginde de bilincsizce etrafimda plastik, kagit falan ne varsa farketmez, alir bir guzel keserdim. sokaktan gecen arabalarin tekerlerin
o cocuk bendim. hala da bir cocuk sayilirim aslinda.
simdi soyle efendim, cocuklugumda elime bir oyuncak verin, icinde ne var diye parcalar bakardim. elime makas gectiginde de bilincsizce etrafimda plastik, kagit falan ne varsa farketmez, alir bir guzel keserdim. sokaktan gecen arabalarin tekerlerinin altina ayakkabi, terlik, oyuncak veya tas koyardim, sonra da beni gormeyecekleri bir yere gizlenir, teker o seyin uzerinden gecerken o seye ne oldugunu gozlemlerdim. bilincsizce. neden yapiyordum bilmiyorum. simdi buyudum ve cocuklugumda o seyleri ne gerekce ile yaptigimi merak ediyorum.
sorum su: siz de cocuklugunuzda boyle miydiniz? psikolojik bir problemden mi yapmisim acaba?
ekleme: ilkoul ve ortaokulu yatili okulda okudum(2002-2010). 2 haftada 1 eve gelme iznimiz vardi. bazen de 1 ayi bulurdu eve gelmedigimiz. 2 gun kalir tekrar okula giderdim. bu negatif gorunen huyumun okulla bir iliskisi var midir bilmiyorum, belki de vardir. ama okulda 400 kisiydik, herkesin benim gibi bu negatif huya sahip olmadigini varsayarsak, bence okulla bir baglantisi yok. yine de yazdim, psikolojiden anlayanlariniz icin bir ipucu olur belki. tesekkur ederim.
ekleme 2: tamir yetenegim 0. en son laptopumu tamir edecegim derken, beceremedim ve sinirden parcaladim. yeni bir tane aldim. bir seyi tamir etmeye calisirken, o seyi kiriyorum her seferinde. yetenegim yok:(
simdi soyle efendim, cocuklugumda elime bir oyuncak verin, icinde ne var diye parcalar bakardim. elime makas gectiginde de bilincsizce etrafimda plastik, kagit falan ne varsa farketmez, alir bir guzel keserdim. sokaktan gecen arabalarin tekerlerinin altina ayakkabi, terlik, oyuncak veya tas koyardim, sonra da beni gormeyecekleri bir yere gizlenir, teker o seyin uzerinden gecerken o seye ne oldugunu gozlemlerdim. bilincsizce. neden yapiyordum bilmiyorum. simdi buyudum ve cocuklugumda o seyleri ne gerekce ile yaptigimi merak ediyorum.
sorum su: siz de cocuklugunuzda boyle miydiniz? psikolojik bir problemden mi yapmisim acaba?
ekleme: ilkoul ve ortaokulu yatili okulda okudum(2002-2010). 2 haftada 1 eve gelme iznimiz vardi. bazen de 1 ayi bulurdu eve gelmedigimiz. 2 gun kalir tekrar okula giderdim. bu negatif gorunen huyumun okulla bir iliskisi var midir bilmiyorum, belki de vardir. ama okulda 400 kisiydik, herkesin benim gibi bu negatif huya sahip olmadigini varsayarsak, bence okulla bir baglantisi yok. yine de yazdim, psikolojiden anlayanlariniz icin bir ipucu olur belki. tesekkur ederim.
ekleme 2: tamir yetenegim 0. en son laptopumu tamir edecegim derken, beceremedim ve sinirden parcaladim. yeni bir tane aldim. bir seyi tamir etmeye calisirken, o seyi kiriyorum her seferinde. yetenegim yok:(
0
parçalama, kırma değil de; elime makas geçince yatak örtüsü dahil her şeyi keserdim. çok da uslu bi çocuktum halbuki. hiç bu tür başka abuk, zarar verici hareketlerim yoktu.
ben de merak ettim şimdi sebebini.
ben de merak ettim şimdi sebebini.
0
makasla çarşaf kesme bende de olmuş küçükken, yalnız değilmişim :)
Ben de annemin lenslerini yırtmıştım merak edip, onu hatırlıyorum.
Ben de annemin lenslerini yırtmıştım merak edip, onu hatırlıyorum.
0
bence çok üstüne düşülecek bir şey değil. entropiyi fazla seven bir çocukmuşsunuz sadece.
0
bazı erkeklerde olan bir şey. alınan her oyuncağı parçalardım. içini incelerdim. sadece oyuncak da değil. televizyon, radyo, saat, ... her türlü elektronik eşya. elektrik devrelerinden bilgisayar yapma gibi bir tutkum vardı. çocukken çok meraklıydım.
0
Oyuncaklarin ve elektronik esyalarin icini acama takintisi bende de vardi da ben tornavidayla falan acmaya calsirdim kirmadan. Icindeki mekanizmayi merak ettigimden.
Bana oyuncak almayi birakmisti bizimkiler hepsini acip dagitiyorum diye.
Onun disinda parcalamadan ziyade patlatmayi cok severdim ben. Atese bayilirdim. Bir seylerin patlamasina hayran kalirdim. 30 yasindayim hala atese bayilirim:)
Bana izin ver bir seyleri atese vereyim havaya ucurayim. Cocukken surekli kolonya, cakmak benzini gibi seylerle sagda solda ates yakardim, bir seylerin icine torpil koyup patlatirdim. Ama ise yaramaz seyleri secerdim bunun icin.
Sebebini falan bilmem, huyum boyle. Hala seviyorum sadece cocuk olamdigim icin boyle seylerle ugrasmiyorum:) Herhangi bir yaralanma ve vukuat olmadan atlattim cocuklugumu neyse ki.
Bana oyuncak almayi birakmisti bizimkiler hepsini acip dagitiyorum diye.
Onun disinda parcalamadan ziyade patlatmayi cok severdim ben. Atese bayilirdim. Bir seylerin patlamasina hayran kalirdim. 30 yasindayim hala atese bayilirim:)
Bana izin ver bir seyleri atese vereyim havaya ucurayim. Cocukken surekli kolonya, cakmak benzini gibi seylerle sagda solda ates yakardim, bir seylerin icine torpil koyup patlatirdim. Ama ise yaramaz seyleri secerdim bunun icin.
Sebebini falan bilmem, huyum boyle. Hala seviyorum sadece cocuk olamdigim icin boyle seylerle ugrasmiyorum:) Herhangi bir yaralanma ve vukuat olmadan atlattim cocuklugumu neyse ki.
0
Bende yoktu da abim öyleymiş. Eşyaların içini açmayı, fincanları kırnayı çok severmiş. Şimdi tamirden anlıyor, bilmem ilgisi var mı?
0
Bazı bireylerde tepki davranışı diye yorumlanıyor. Mesela aile tarafından kurallarla yetiştirilen, sürekli annenin ya da otoriter öznenin çizdiği sınırlarda yaşamak zorunda bırakılan çocuklarda daha fazla gözleniyor. Bir nevi kurallardan uzaklaşma gibi olduğu için çocuğu bilinçdışında rahatlatıyor. İleri yaşlarda devam etmesi beyninizin bunu bir savunma mekanizması olarak kullanmaya başlaması da olabilir.
0
sinifogretmenidegilokulogretmeni
arkadaşlar babam 2 yıl önce topraktan ev aldı. şimdiye kadar 50 bin tl verdi. müteaahhit iflas etmiş parayı vermiyor. Başkalarına kendi hesabındaki paraya ipotek koydurmuş. Ev alanlara ipoteği kaldırın inşaata devam edeyim falan demiş. Dolandırıcı olduklarını düşündüğüm için para falan vermedik. şim
arkadaşlar babam 2 yıl önce topraktan ev aldı. şimdiye kadar 50 bin tl verdi. müteaahhit iflas etmiş parayı vermiyor. Başkalarına kendi hesabındaki paraya ipotek koydurmuş. Ev alanlara ipoteği kaldırın inşaata devam edeyim falan demiş. Dolandırıcı olduklarını düşündüğüm için para falan vermedik. şimdi de ben iflas ettim komisyon kurun kendiniz yapın evi diyor. 100 kişi falan var mağdur olan. bu sorun mahkemede nasıl çözülebilir? sonuçta nitelikli dolandırıcılık bu. adamın üzerinde beş kurulu yok güya. başkalarına göndermiş.
0
bi halt yapamazsınız, adam iflas ettim ben diyip üstüne de hiçbir mal yok ise yapabileceğiniz hiçbirşey yok. alacak için sıraya girin diyecekler.
bir yerlerde tanıdıklarınız vs. var ise birşeyler yaptırabilirsiniz onun dışında sıradan vatandaşın pek şansı yok.
eğer inşaat belli bir aşamaya geldiyse oradan yürüyüp başka firma arayışı içine girebilirsiniz.
bir yerlerde tanıdıklarınız vs. var ise birşeyler yaptırabilirsiniz onun dışında sıradan vatandaşın pek şansı yok.
eğer inşaat belli bir aşamaya geldiyse oradan yürüyüp başka firma arayışı içine girebilirsiniz.
0
Arsa payını aldıysanız üzerinize oradan devam edersiniz almadıysanız o zaman başka alternatifler düşünmek lazım dava icra savcılık şikayeti gibi
0
ablam ve eniştem 200.000tl kaptırdı bu müteahhit tayfasına. hiçbir şey alamadılar.
0
her gece aç
Mesela samimiyetin olmadığı birine yemeğe çıkalım diyebilirsin rahatça fakat aylardır muhabbetin olduğu bir kıza opuselim diyemiyorsun. Cildiracagim bu zevkli eylemi yapmak neden bu kadar zor?
Mesela samimiyetin olmadığı birine yemeğe çıkalım diyebilirsin rahatça fakat aylardır muhabbetin olduğu bir kıza opuselim diyemiyorsun. Cildiracagim bu zevkli eylemi yapmak neden bu kadar zor?
0
Sesli guldum. Opusmenin fonksiyonu ve degeri kizlarda sendekiyle ayni degil de ondan ;)
0
“Gereksiz prosedürler dostum! Önce güzel sözler söylemen, hatta yemek yemen, romantik bir ortam yaratman gerekiyor maalesef. Halbuki bunlar hep amaca giden yoldaki engeller. Ah... Minik dostum... Her şey seks için. Herkes biliyor bunu ama yine de prosedürler...”
0
hocam bazı tensel temaslar lazım öncelikle, dokunduğunda irkilmediği bi sınır olur ordan sonrası bayır aşşağı gidiyor, öpüşme kısmı da iyi bir göz teması sonrası spontane geliyor zaten, sorma olayı yok, sorunca hakkı sevişelim mi gibi bişi oluyor.
0
Ben anlamadım. Sevgiliyde niye birkaç ayda öpüşülmüyor, muhabettinin olduğu rasgele bir kızsa neden öpüşülüyor. Aradaki ilişki nedir?
Kız arkadaş, flört falan olduğunda zaten sormuyorsun; o an öyle gelişiyor. Arkadaşlıktan fazla bir durum varsa ztaen kız sen öpesin diye bekliyordur.
Sadece muhabbetinin olduğu bir kızsa zaten ya hoşuna gider ya tokat atar ve sapık diye bağırır. Yemeğe çıkmak o kadar da özel bir eylem değil.
Kız arkadaş, flört falan olduğunda zaten sormuyorsun; o an öyle gelişiyor. Arkadaşlıktan fazla bir durum varsa ztaen kız sen öpesin diye bekliyordur.
Sadece muhabbetinin olduğu bir kızsa zaten ya hoşuna gider ya tokat atar ve sapık diye bağırır. Yemeğe çıkmak o kadar da özel bir eylem değil.
0
spontane gelişen bir olay bu. hele ki bir kızla henüz yeni tanıştıysan. cevaplarda verilmiş, güzel sözler, şahane bir akşam yemeği yada sahilde otururken sakin ve romantik bir ortam lazım. bunun dışında arabanla eve bırakıp son bir öpücük de olur. genelde bu olay kadının isteğiyle oluyor. genelde diyorum bak altını çizerim. erkeğe kalırsa bu olay onun biraz dominantlığına ve karizmasına kalıyor :p
0
tabudeviren
ekşi sözlük'teki "rezalet" başlıklarından dolayı bir firmayı tercih etmeniz gereken bir durumda (sözlükteki rezaleti hatırlayarak) tercih etmediğiniz oluyor mu?veya firmalarla ilgili okuduğunuz yazılarda okuduklarınızdan dolayı aldığınız/vazgeçtiğiniz oluyor mu?varsa, hangi firmalar?
ekşi sözlük'teki "rezalet" başlıklarından dolayı bir firmayı tercih etmeniz gereken bir durumda (sözlükteki rezaleti hatırlayarak) tercih etmediğiniz oluyor mu?
veya firmalarla ilgili okuduğunuz yazılarda okuduklarınızdan dolayı aldığınız/vazgeçtiğiniz oluyor mu?
varsa, hangi firmalar?
veya firmalarla ilgili okuduğunuz yazılarda okuduklarınızdan dolayı aldığınız/vazgeçtiğiniz oluyor mu?
varsa, hangi firmalar?
0
Tercihimi en son etkileyecek şey olurdu sanırım sözlük kullanıcılarının şikayeti. Ekşici olmak zaten biraz da her şeyden şikayet etmek demektir.
0
Direkt olarak etkilemese de bağdat baharat gibi bazı önde gelen rezaletleri hatırlıyorum, her gün baharat almasam da alırken belki bağdat almam mesela
Bu seviyede bi etki var
Bu seviyede bi etki var
0
çok az bir etkisi vardır ama mal/hizmet alacağım zaman o markalara olan ilgim artıyor ve o zaman araştırmaya başlıyorum. araştırmanın ekşi ayağında da rezalet başlıkları yerine markanın başlığına uğrayınca normal başlıkta o rezalet başlığına referans olmazsa bana etkisi yüksek olmaz.
tamamen odaklanma ile alakalı yani. atıyorum bir vodafone rezaleti başlığının kendime operatör aramazken bana etkisi çok sınırlı olur. operatör arama anında da solda o başlık yoksa ve daha önce dediğim gibi marka başlığında referans yoksa isterse 100 tane referans başlığı olsun benim için etkisi düşük kalır.
tamamen odaklanma ile alakalı yani. atıyorum bir vodafone rezaleti başlığının kendime operatör aramazken bana etkisi çok sınırlı olur. operatör arama anında da solda o başlık yoksa ve daha önce dediğim gibi marka başlığında referans yoksa isterse 100 tane referans başlığı olsun benim için etkisi düşük kalır.
0
bazı rezalet başlıkları... pejo rezaleti, şu özel hastane rezaleti, bağdat baharat rezaleti etkiledi. oysa yoğurtlu sosun içimi ferahlatması gerekiyordu hiç etkilemedi.
bir de thy'nin duygusal destek köpeğimi yolcu koltuğunda götürmeme izin vermemesi, rezaleti vardı. orda da thy yi daha bir sevdim.
bir de thy'nin duygusal destek köpeğimi yolcu koltuğunda götürmeme izin vermemesi, rezaleti vardı. orda da thy yi daha bir sevdim.
0
Rezaletin buyuklugune bagli olarak Koru Hastanesi, Bagdat Baharat gibi rezaletler etkiliyor.
0
Ekşi Sözlük'teki rezalet başlıklarının kendileri genelde rezalet oluyor. Ekşi sözlük kullanıcıları kendilerini genelde bir şey sanan garip tipler zaten. Onun dışında bağdat baharat arada unutsam da hala kaçındığım bir ürün. Eminim o arkadaş o olayı çoktan aşmıştır, belki evindeki baharatların çoğu bağdat'tır. O arkadaşa da laf etmem çünkü ülkedeki işverenlerin %90'ı o kişi gibi ve işletmelerin %90'ı şikayet edildiği gibi. hepsini boykot etsen aç kalırsın.
0
bir konuda çok çok kararsız kaldıysam, o konu hakkındaki ekşici'lerin görüşlerine başvururum. ne diyolarsa tam tersini yaparım.
ekşi sözlük'ün hayatımdaki yeri %1'dir ve orada yazılıp çizilen de bana bu kadar etki eder. 2012 ekşi fest'te oraya yazan kişileri kanlı canlı görmeden önce bu oran yine %30 civarındaydı. eheheh daha da bi şey yazmayayım
ekşi sözlük'ün hayatımdaki yeri %1'dir ve orada yazılıp çizilen de bana bu kadar etki eder. 2012 ekşi fest'te oraya yazan kişileri kanlı canlı görmeden önce bu oran yine %30 civarındaydı. eheheh daha da bi şey yazmayayım
0
pınar ürünlerini boykot, bağdat baharat aklıma gelenler.
bunlar dışında önceden çok çok memnun olduğum ürünler, web siteleri vs ile ilgili çıkan rezillikler etkilemez, etkilemiyor.
bunlar dışında önceden çok çok memnun olduğum ürünler, web siteleri vs ile ilgili çıkan rezillikler etkilemez, etkilemiyor.
0
mutlusismankedi2015
Soru başlıkta...
Soru başlıkta...
0
Sondaj şirketinde şantiye şefi olarak çalışıyordu arkadaşım. Ayrıldı sonra ordan iş bakıyor şimdi.
0
Kendim çalışıyorum hocam. Mühendislik ve müşavirlik hizmeti veren bir firmada zemin etüdü yapıyoruz.
0
nickini degistiren yazar
sb. cep telefonunun kamerasında görebiliyorum ama. orda gecikme olduğu için sanırsam.
sb. cep telefonunun kamerasında görebiliyorum ama. orda gecikme olduğu için sanırsam.
0
Gerçekten mi?
E aynada direk gözlerine bakıyorsun da kendini öyle görüyorsun,
Onlar Hareket ederken bisi göremiyor olman lazım.
E aynada direk gözlerine bakıyorsun da kendini öyle görüyorsun,
Onlar Hareket ederken bisi göremiyor olman lazım.
0
eğer soru ciddiyse cevap vereyim :)
çünkü gözlerini görmek için gözlerine bakıyorsun. dolayısı ile sabitlediğin gözlerin hareket etmiyor :)
çünkü gözlerini görmek için gözlerine bakıyorsun. dolayısı ile sabitlediğin gözlerin hareket etmiyor :)
0
@teritori
aynaya bakarken göz bebeklerini hareket ettirsen bile bu hareketi göremiyorsun.
aynaya bakarken göz bebeklerini hareket ettirsen bile bu hareketi göremiyorsun.
0
gözbebeklerinizi hareket ettirdiğiniz zaman baktığınız nokta (aynada gözlerinizin yansıması) değiştiği için bu hareketi görmeniz teorik olarak mümkün değil.
iki gözünüzü ayrı ayrı oynatabiliyorsanız (yapan arkadaşım var) ancak bu şekilde yakalayabilirsiniz.
arz ederim.
iki gözünüzü ayrı ayrı oynatabiliyorsanız (yapan arkadaşım var) ancak bu şekilde yakalayabilirsiniz.
arz ederim.
0
göz odaklandığı yeri görür. gözbebeklerini hareket ettirirken göz kısa süreli görmez, görülen noktalar atlanır ya da beyin bu geçiş sırasındaki görüntüleri iyi bir şekilde birleştiremez. bu yüzden film izliyormuş gibi, sürekli "cut" yaparak gören bir mekanizmaya sahibiz. sadece aynada gözlerini değil, gözü oynattığın zaman aynı şekilde (iyi bir şekilde!) hiçbir şeyi görmemen lazım.
0
her gece aç
Bence öyle gibi. İstediğin kadar bilgili çalışkan efendi biri ol insan ilişikilerin yani sosyal yönün zayıfsa bi yere kadar gelebiliyorsun bence. Belki mühendissen falan bilgisayara gömülüp mağara hayatı yasarsin ve sorun yasamazsın ama diğer türlü kesinlikle prezentabl ama içi boş kişi bilgili çalı
Bence öyle gibi. İstediğin kadar bilgili çalışkan efendi biri ol insan ilişikilerin yani sosyal yönün zayıfsa bi yere kadar gelebiliyorsun bence. Belki mühendissen falan bilgisayara gömülüp mağara hayatı yasarsin ve sorun yasamazsın ama diğer türlü kesinlikle prezentabl ama içi boş kişi bilgili çalışkan efendi ama sadece kendi işine bakan insanlara yaranma kaygısı gütmeyen kişiden daha çok tutuluyor. Bu durumda sosyal olmayanlar ölsün mü?
0
Basarili cakal sosyal nedir burda onemli ama az cok anlayisin anlasiliyor baslik sorunun cevabi evet son sorunun cevabi hayir komuniteler halinde yasadigimiz icin en onemli sey diger insanlarla iliski bize yakin turlerde de oyle ozellikle en yakin tur sempanzelerde cok oyle.
0
Bu yazdiklarina cakal olmak degil sosyal zekasi yuksek olmak deniyor. Ayrica asiri cakallik dikkat ceker rahatsiz eder.
0
Perspektifini değiştir bence bu bakış açısı çok sağlıklı değil.
Bilgili, çalışkan, efendi birisi olarak sosyal olmak zorunda değilsin. Kimseye terbiyesizlik yapmayan, sessiz sedasız işini yapan kişileri herkes sever.
Mesele kendini satmak ise, bunu da artık yüz yüze yapmana gerek yok teknoloji sayesinde.
Ayrıca kendini bilgili, çalışkan, efendi olarak düşünüyorsun ama belki de olmak istediğin ile olduğun arasında farklar vardır. Kendini bilmek önemli. Trafikte, sırada, iş yerinde yükselmede insanlar önüne çakallıkla geçiyor diye sen başarısız olmuş olmazsın. Anlık edinimleri başarı olarak görmek doğru değil nitekim.
Hayatı komple bir tecrübe olarak görmek daha doğru. Tamam olmadı şimdi, şurda burda eksikliklerim vardı diyip bunu bilerek denemeye devam etmek önemli.
Bilgili, çalışkan, efendi birisi olarak sosyal olmak zorunda değilsin. Kimseye terbiyesizlik yapmayan, sessiz sedasız işini yapan kişileri herkes sever.
Mesele kendini satmak ise, bunu da artık yüz yüze yapmana gerek yok teknoloji sayesinde.
Ayrıca kendini bilgili, çalışkan, efendi olarak düşünüyorsun ama belki de olmak istediğin ile olduğun arasında farklar vardır. Kendini bilmek önemli. Trafikte, sırada, iş yerinde yükselmede insanlar önüne çakallıkla geçiyor diye sen başarısız olmuş olmazsın. Anlık edinimleri başarı olarak görmek doğru değil nitekim.
Hayatı komple bir tecrübe olarak görmek daha doğru. Tamam olmadı şimdi, şurda burda eksikliklerim vardı diyip bunu bilerek denemeye devam etmek önemli.
0
aynen de öyle.
ama buradaki arkadaşların dediğinin meali ise şöyle oluyor, "hayat tecrübesi" kazandıkça sen de artık çakal oluyorsun, en azından kendini ezdirmiyorsun. ama bu durumu artık kanıksadığın için sana gayet normal geliyor. sosyal becerileri kuvvetliymiş gibi gözüküyorsun.
unutma bıyık burula burula kaytan, insan sevile sevile şeytan olur demişler.
ama buradaki arkadaşların dediğinin meali ise şöyle oluyor, "hayat tecrübesi" kazandıkça sen de artık çakal oluyorsun, en azından kendini ezdirmiyorsun. ama bu durumu artık kanıksadığın için sana gayet normal geliyor. sosyal becerileri kuvvetliymiş gibi gözüküyorsun.
unutma bıyık burula burula kaytan, insan sevile sevile şeytan olur demişler.
0
Traveller + 1
Sosyal olmayanlar işçi karınca/arı. Bazen bu sebeple iş bile bulamazsın. Sosyallik şart. Not: ben bir sosyal kelebek değilim ama planlı sosyallik yapıyorum.
Sosyal olmayanlar işçi karınca/arı. Bazen bu sebeple iş bile bulamazsın. Sosyallik şart. Not: ben bir sosyal kelebek değilim ama planlı sosyallik yapıyorum.
0
bu biraz kültürden kültüre ve sektörden sektöre değişiyor.
biz türkler sıcak kanlı bir millet olduğumuz için insan ilişkilerine çok önem veriyoruz. bu da daha birikimli yerine daha ağzı laf yapanın kazanmasına neden oluyor olabilir.
bir de sektör faktörü var. hemen hemen herkesin yapabileceği hizmet sektöründeki işlerde sosyal zeka çok önemli. çünkü rakiplerin çok fazla, onların arasından sıyrılmak için dikkat çekmen lazım.
biz türkler sıcak kanlı bir millet olduğumuz için insan ilişkilerine çok önem veriyoruz. bu da daha birikimli yerine daha ağzı laf yapanın kazanmasına neden oluyor olabilir.
bir de sektör faktörü var. hemen hemen herkesin yapabileceği hizmet sektöründeki işlerde sosyal zeka çok önemli. çünkü rakiplerin çok fazla, onların arasından sıyrılmak için dikkat çekmen lazım.
0
başarılı olmak için kesinlikle dürüst olmak gerekli. ama uyanık olmak da önemli. çakallıkla uyanık olmak farklı şeyler tabi. uyanık olmaktan kastım antenleri açık olmak. ilgili ve meraklı olmak. ha bir de iş hayatında başarı için en önemli şeylerden biri de "bu benim işim değil" kafasından çıkıp çok absürt bişey olmadıkça kendisinden beklenen/istenen işleri yapmak diyorum.
0
Çakal olmak ile sosyal yönünün güçlü olması ayrı şeyler. Gavurlar buna "soft skills" derler. Ve evet, eğer sosyal yönün zayıfsa arkada bilgisayar başında oturan ve görünmeyen birisi olmak dışında bir kaderin olmaz. Özellikle türkiye gibi doğu toplumlarında üstüne toprak atarlar, herkes tekmeyi basar.
Tamamen teknik bir iş yapmama rağmen, eleman seçeceksem, bayi, distribütör seçeceksem, takım kuracaksam ilk baktığım şey muhabbeti, sosyalliği iyi olsun. Çünkü benim gözümde "teknik" öğrenilebilen bir şey, ama kötü niyetli, veya tepkisiz, veya heyecansız, veya sosyal becerisi düşük birini adam etmekle uğraşamam.
Tamamen teknik bir iş yapmama rağmen, eleman seçeceksem, bayi, distribütör seçeceksem, takım kuracaksam ilk baktığım şey muhabbeti, sosyalliği iyi olsun. Çünkü benim gözümde "teknik" öğrenilebilen bir şey, ama kötü niyetli, veya tepkisiz, veya heyecansız, veya sosyal becerisi düşük birini adam etmekle uğraşamam.
0
kör gözüne çakal olmak degil, hayatta cidden cakal olman gereken bir kac durum cikar onune, o durumlari anlayip oralarda cakal olabilmek mesele. herkesin ustune basan hep kendi cikarini gozeten adam yalniz olur, tuttugu sey kurur neden oldugunu anlamaz bile, ruhu duymadan baskalari onune engel koyar. ne zaman verici ne zaman cakal olmasi gerektigini cozen adama kapilar acilir.
0
komando kani var bende
Diyelim adam 15-20 yıl önce adam öldürmüş elini kolunu sallayarak geziyor. böyle bişey olabilir mi? yoksa böyle şeyler filmlerde mi olur? Polis cinayetlerin hepsini çözüyor mu?
Diyelim adam 15-20 yıl önce adam öldürmüş elini kolunu sallayarak geziyor. böyle bişey olabilir mi? yoksa böyle şeyler filmlerde mi olur? Polis cinayetlerin hepsini çözüyor mu?
0
@mabesa bence yakalıyordur bir şekilde. Bana ütopik geliyor ya da ben çok safım.
0
Eskiye göre daha az vardır. Artık her yerde kamera var. 90'lı yıllarda güvenlik kameraları bu kadar yaygın değildi. Adli tıp ve kriminoloji bugünkü kadar gelişmiş değildi. O yıllarda adam öldürüp bir şekilde yakalanmamayı başarmış insan mutlaka vardır.
0
@komando Siz söylediğiniz için söylüyorum, çok safça.
Sayısız devrimcinin katili meçhul. Uğur Mumcu ona kezâ. Polisin dava kapatmak için suçsuz birini tıktığı vâki. Suçsuz kişilerin de hapse girdiği çok oluyor.
Sayısız devrimcinin katili meçhul. Uğur Mumcu ona kezâ. Polisin dava kapatmak için suçsuz birini tıktığı vâki. Suçsuz kişilerin de hapse girdiği çok oluyor.
0
emniyetin kimligi teshis edilemeyen kurbanlar icin websayfasi var. oradaki kisilerin faillerinin yakalandigini sanmiyorum, sucluyu yakalasalar zaten cesedin kime ait oldugunu da bilirler
0
@Farabi siyasal ya da ideolojik suçluları demiyorum. Herhangi bir insanın işlediği ya da planlayarak adam öldürme olaylarını diyorum.
0
Bırakın faili bulmayı insanlar çocuklarının kemiklerine bile ulaşamıyor. Hangi ülkede yaşıyorsunuz acaba?
0
Ankara'da ortalama her iki günde bir cinayet işlenir. Bunların yarısına yakınının faili bulunamaz.
0
Tonla. Jitem Emniyet Mit 3lüsünün birbirine düştüğü dönemleri okuyun.
0
egm kimliği belirsiz cesetler sayfası polisin bulduğu ama hiç kimsenin kayıp ihbarında bulunmadığı cesetleri içeriyor. bunun en az 10 katı kadar polisin failini bulamadığı cinayet vardır.
0
konudan bağımsız olacak ama şöyle bir haber okumuştum. ingiltere'de tecavüz vakalarının %90'ı polise bildirilmiyor, polise bildirilenlerin %90'ı tutuklanmıyor, tutuklananların %90'ı hüküm giymiyor. yani ingiltere'de bir kadına tecavüz edersen hapis yatma ihtimalin binde 1. ki ingiltere hukukun en düzgün işlediği ülkelerden biri. türkiye'deki, afganistan'daki, pakistan'daki durumu sen düşün.
0
Siyasi cinayetleri kenara koyarsak kalan cinayetlerde katilin yakalanma oranları son 10-20 senede arttı teknoloji sağolsun (%95 gibi bir istatistik hatırlıyorum). Eskiden hem teknolojinin geri olmasından, hem de polis/jandarma'nın ilgisizliğinden yakalanamayan bir sürü katil oluyordu.
0
binder dandet
iyidir kötüdür orası konu dışı vefakat VEFAT etmiş, yenilmiş, sürgün olmuş bir ideolojiyi nasıl hala savunabiliyorlar?özellikle üniversitelerde. öğrenciyken.ben acımasız bir şekilde parasızlığın verdiği bir isyan duygusuna bağlıyorum. Ceplerine her ay 2 bin girse susarlar gibime geliyor.Karl Marx ol
iyidir kötüdür orası konu dışı vefakat VEFAT etmiş, yenilmiş, sürgün olmuş bir ideolojiyi nasıl hala savunabiliyorlar?
özellikle üniversitelerde. öğrenciyken.
ben acımasız bir şekilde parasızlığın verdiği bir isyan duygusuna bağlıyorum. Ceplerine her ay 2 bin girse susarlar gibime geliyor.
Karl Marx olsa o bile vazgçerdi.
özellikle üniversitelerde. öğrenciyken.
ben acımasız bir şekilde parasızlığın verdiği bir isyan duygusuna bağlıyorum. Ceplerine her ay 2 bin girse susarlar gibime geliyor.
Karl Marx olsa o bile vazgçerdi.
0
İyiliğini kötülüğünü konu dışı bırakıyorsan tartışacak diğer konular önemini yitiriyor ama misal adamın taraftarı olduğu takım beşinci ligde oynuyor ama yine de destekliyor, onun gibi düşün.
0
komünizmi savunduğumdan değil de "ceplerine her ay 2 bin lira girse susarlar gibi geliyor" diyen bir adama kimsenin komünizmi niye savunduğuna dair bir şey anlatma zahmetine dahi katlanacağını sanmıyorum. bu kafayla devam. komünistlerin hepsi ceplerinde para olmadığı için savunuyor zaten.
0
Üsluba bak. Biraz okumanı tavsiye ediyorum. uzun bir cevap yazmak isterdim fakat mobilim.bilgisayara erişimim olduğu ilk an editleyeceğim bu cevabı. Yine de şimdilik tek bir cevap vereyim, bu duzenin içinde yapamayacağın, insanlık onuruna yakışır bir yaşam için
0
@birakahve
Bana okumayı tavsiye edebilecek konumda olduğunu düşünmüyorum. Sorduğum şey ÖLÜ bir ideoloji neden takip ediliyor. Bu çok mu garip bir soru? pi sayısının milyonuncu rakamını mı sordum?
Bana okumayı tavsiye edebilecek konumda olduğunu düşünmüyorum. Sorduğum şey ÖLÜ bir ideoloji neden takip ediliyor. Bu çok mu garip bir soru? pi sayısının milyonuncu rakamını mı sordum?
0
Materyalizmle bağlantısı var. Bu da bütün dinlerin yok sayılmasını kolaylaştırıyor.
Bu arada komünizm yanlısı olup hac organizasyonunda çalışan bile görebilirsin. bazı kaynaklar komünizmin önde gelenlerininin yahudilikle bağlantısı olduğundan bahsediyordu.
Bu arada komünizm yanlısı olup hac organizasyonunda çalışan bile görebilirsin. bazı kaynaklar komünizmin önde gelenlerininin yahudilikle bağlantısı olduğundan bahsediyordu.
0
öğrenci tayfası lenin-stalin-mao gibi fügürlerin karizmasına, gücüne hayran. boru değil bu adamların etrafında şekillenen kişi kültü. ek olarak ufak partiler sosyalleşme için kullanılıyor. dinciler nasıl tarikatlar üzerinden evlenip ticaret falan yapıyorsa, ufak vasıfsız sol gruplar da bu partiler üzerinden kız-erkek arkadaş buluyor, normalde göremeyecek saygıyı görüyor.
daha yaşlıları ya 6'li-78'li tayfadan -geçmişe özlem yani-, ya da bu komünizm muhabbetinden para kazanıyor -özellikle leş tiyatrocu tayfa iş bulamadığından bari bu komünist öğrencilerden üç beş kapayım havasında-. yine partili öğrencilerden her ay 20-30-50 allah ne verdiyse aidat toplanır, saçma sapan köşe yazısı yazan vasıfsız 60-70 yaşındaki dandik tiplere maaş bağlanır parti yöneticileri olarak.
daha yaşlıları ya 6'li-78'li tayfadan -geçmişe özlem yani-, ya da bu komünizm muhabbetinden para kazanıyor -özellikle leş tiyatrocu tayfa iş bulamadığından bari bu komünist öğrencilerden üç beş kapayım havasında-. yine partili öğrencilerden her ay 20-30-50 allah ne verdiyse aidat toplanır, saçma sapan köşe yazısı yazan vasıfsız 60-70 yaşındaki dandik tiplere maaş bağlanır parti yöneticileri olarak.
0
türkiye'de komünist hareketin içerisinde çok sayıda aristokrat aile üyesi var diye biliyorum. geçmişte de bu böyleydi. hepsi bu durumda değil elbette ama birkaç kişinin cebine 2 bin koyacak komünistler var. dolayısıyla o teori çöker kurulmadan.
(materyalizme bağlayan, adnan oktar gibiler. kızıl sultan galiyev'i bilmezler mesela bunlar. şeyh bedrettin'i de...)
hiçbir ideoloji ölmez! komünizm çin'de de, sscb'de de yanlış uygulandı. arnavutluk, yugoslavya ve diğerlerinde de, der ve geçer. en iyi örneği küba'dır kanımca, ki onun da eksiği gediği çoktur.
islamcılar, iran gibi bir örnek; ondan önce emevilerden tut, memlüklere, osmanlılara (atlayarak gidiyorum) bir düzine örnek varken, iktidar mücadelelerinden yani ideolojilerinden vazgeçmezler. hakeza milliyetçiler, liberaller, sosyal demokratlar...
benim ölçüm skor tabelası değil! geminin limana varması da değil. hayat mücadeledir. öyle olmasa, biz de "reyiz" deyip üç beş sebeplenirdik bu düzenden. düzene itirazımız var. rte'den önce de vardı, hep vardı. bunda tuhaf, anlaşılmaz bir şey yok.
komünist değilim ama çıkış noktasını çok anlamlı ve değerli buluyorum. tkp de değil benim ölçüm, komünüzmi yargılamak için ve diğer devletleşmiş örnekleri de...
bugün liberal/kapitalist batıdaki hak ve özgürlüklerin birçoğu marksizm temelli itirazlar sonucu bu hale gelmiştir. ama kanıksandığı için değeri bilinmiyor. köle düzenini yıkamasa da kısmen insanileştiren bir ideolojidir konuştuğumuz.
yalnız şu var ki, taha akyol yazmıştı: "marksizm batıda felsefe, doğuda doktrindir." belki devrim ilk olarak bir batı ülkesinde (ah keşkem keşkem) olsa (mesela ingiltere, ki orada bekleniyordu) bugün bambaşka bir tarih okuyor ve bambaşka bir dünyada yaşıyor olacaktık. doğu toplumları otoriter (ve otorite sever) ve totaliter(ve totaliter sever)'dir.
(materyalizme bağlayan, adnan oktar gibiler. kızıl sultan galiyev'i bilmezler mesela bunlar. şeyh bedrettin'i de...)
hiçbir ideoloji ölmez! komünizm çin'de de, sscb'de de yanlış uygulandı. arnavutluk, yugoslavya ve diğerlerinde de, der ve geçer. en iyi örneği küba'dır kanımca, ki onun da eksiği gediği çoktur.
islamcılar, iran gibi bir örnek; ondan önce emevilerden tut, memlüklere, osmanlılara (atlayarak gidiyorum) bir düzine örnek varken, iktidar mücadelelerinden yani ideolojilerinden vazgeçmezler. hakeza milliyetçiler, liberaller, sosyal demokratlar...
benim ölçüm skor tabelası değil! geminin limana varması da değil. hayat mücadeledir. öyle olmasa, biz de "reyiz" deyip üç beş sebeplenirdik bu düzenden. düzene itirazımız var. rte'den önce de vardı, hep vardı. bunda tuhaf, anlaşılmaz bir şey yok.
komünist değilim ama çıkış noktasını çok anlamlı ve değerli buluyorum. tkp de değil benim ölçüm, komünüzmi yargılamak için ve diğer devletleşmiş örnekleri de...
bugün liberal/kapitalist batıdaki hak ve özgürlüklerin birçoğu marksizm temelli itirazlar sonucu bu hale gelmiştir. ama kanıksandığı için değeri bilinmiyor. köle düzenini yıkamasa da kısmen insanileştiren bir ideolojidir konuştuğumuz.
yalnız şu var ki, taha akyol yazmıştı: "marksizm batıda felsefe, doğuda doktrindir." belki devrim ilk olarak bir batı ülkesinde (ah keşkem keşkem) olsa (mesela ingiltere, ki orada bekleniyordu) bugün bambaşka bir tarih okuyor ve bambaşka bir dünyada yaşıyor olacaktık. doğu toplumları otoriter (ve otorite sever) ve totaliter(ve totaliter sever)'dir.
0
der meister +1
sosyalizmin (sonraki aşama olarak komunizmin) amacı eşit imkanlara sahip olan toplumdur. kapitalizmin amacı nedir? herkesin eşit fırsatlara sahip olduğu ancak daha çok çalışanın daha çok kazandığı, ücret ödemeden hiçbir şeye sahip olamadığınız, kimsenin kimseye acımadığı vahşi bir sistem. evet sosyalizm denemeleri başarılı olamamış görünüyor ama karşısında maalesef hep kapitalizmin militarist ve ekonomik baskıcı gücünü gördüğü için. küba'ya bakın mesela. yıllardır abd ambargosu altında. zira rusya askeri açıdan abd tarafından kuşatılmaya alınmaya çalışılmıştı.
çok övdüğünüz kapitalizm başarılı mı peki? en fazla yoksulun yaşadığı abd mi başarılı? insanlar yemek kuponuyla aç kalmaktan kurtuluyor. görece daha iyi olan kapitalist batı toplumlarının ilgi çekmesinin nedeni kapitalizmi sosyalizmle birleştirmeleri, sosyalizmden ödünç aldıkları "sosyal" devlet modelini uygulayıp, işçi haklarını yukarıda tutmaları değil midir?
sosyalizmin (sonraki aşama olarak komunizmin) amacı eşit imkanlara sahip olan toplumdur. kapitalizmin amacı nedir? herkesin eşit fırsatlara sahip olduğu ancak daha çok çalışanın daha çok kazandığı, ücret ödemeden hiçbir şeye sahip olamadığınız, kimsenin kimseye acımadığı vahşi bir sistem. evet sosyalizm denemeleri başarılı olamamış görünüyor ama karşısında maalesef hep kapitalizmin militarist ve ekonomik baskıcı gücünü gördüğü için. küba'ya bakın mesela. yıllardır abd ambargosu altında. zira rusya askeri açıdan abd tarafından kuşatılmaya alınmaya çalışılmıştı.
çok övdüğünüz kapitalizm başarılı mı peki? en fazla yoksulun yaşadığı abd mi başarılı? insanlar yemek kuponuyla aç kalmaktan kurtuluyor. görece daha iyi olan kapitalist batı toplumlarının ilgi çekmesinin nedeni kapitalizmi sosyalizmle birleştirmeleri, sosyalizmden ödünç aldıkları "sosyal" devlet modelini uygulayıp, işçi haklarını yukarıda tutmaları değil midir?
0
nickini degistiren yazar
Tinder'da 1084 km uzaktaki birisiyle eşleşmişim. Bu nasıl oluyor? Tinder bana sadece yakınımdaki kişileri göstermiyor mu?
Tinder'da 1084 km uzaktaki birisiyle eşleşmişim. Bu nasıl oluyor? Tinder bana sadece yakınımdaki kişileri göstermiyor mu?
0
premium hesaplar dünyanın herhangi bir yerinden girdiğinde herhangi bir yerde gözükebiliyor.
veya aynı yerdeyken eşleşmişsinizdir daha sonra 1084 km uzaklıkta bir yere gitmiştir.
veya aynı yerdeyken eşleşmişsinizdir daha sonra 1084 km uzaklıkta bir yere gitmiştir.
0
Yani eşleşme olduğunda türkiye'de gözükmüş, sonra tekrar kendi ülkesine almış?
0
@ herkes
gercek hayatta tanidiginiz birisinin size denk gelme riski sizi rahatsiz etmiyor mu?
gercek hayatta tanidiginiz birisinin size denk gelme riski sizi rahatsiz etmiyor mu?
0
efreet sultan
Şimdi fark ettim de neredeyse 30'uma geldim ama hiç böyle önemli numaraları aramadım. Allah aratmasın.Hayır böyle atıyorum yolun ortasında bir adam kaza geçirmiştir filan o zaman bile aramadım. Gerçi böyle durumlarla da karşılaşmadım ya.Siz kaç kere, neden aradınız eğer aradıysanız?
Şimdi fark ettim de neredeyse 30'uma geldim ama hiç böyle önemli numaraları aramadım. Allah aratmasın.
Hayır böyle atıyorum yolun ortasında bir adam kaza geçirmiştir filan o zaman bile aramadım. Gerçi böyle durumlarla da karşılaşmadım ya.
Siz kaç kere, neden aradınız eğer aradıysanız?
Hayır böyle atıyorum yolun ortasında bir adam kaza geçirmiştir filan o zaman bile aramadım. Gerçi böyle durumlarla da karşılaşmadım ya.
Siz kaç kere, neden aradınız eğer aradıysanız?
0
geçen sene 112yi aradım. hatta tam bu zamanlarda olabilir. babam için aramıştım. annem için de 29 nisanda aramıştım.
0
3 yıl önce araba çarpmış bir kedi için 153'ü aramıştım sadece. Onun dışında benim de aramama gerek kalmadı bu numaraları.
0
otobus yasli teyzeye carpinca 112 aradim 10 sene once. 5 sene once de sikayet amacli 155 aradim, gurultu sikayeti icin. ambulans da polis de cok hizli aksiyon almisti.
0
valla yasim senden buyuk, bir kere cocukken heyecan olsun diye aramistim gerizekali oldugumdan. hemen kapadim.
0
sanırım 4 sene önce aramıştım 112'yi. ilk arayışımdı, sonrasında da aramadım daha. yolda yürüyordum. ara sokak demeyeyim ama "huzurlu sakin mahalle" tarzı bir yerdi, pek insan yoktu. iki araba çarpıştı. çok şiddetli bir kaza değildi ama çarpılan arabadaki adam dışarı çıkamıyordu ve kafası kanıyordu bayağı. aradım hemen. iki dakika bile geçmeden bir sürü insan toplandı zaten, kapıyı bir şekilde açıp adamı çıkarttılar dışarı. diğerinde bir şey yoktu. birkaç kişi daha aradı 112'yi. baktım en az 20-30 kişi birikmiş, gereken yerlere de haber verilmiş, yürüdüm gittim.
0
altı yedi sene önce bir akşam annemin evinin balkonunda otururken bir genç kızın çığlık attığını duydum. Baktığımda ileride bir kızın bir arabadan inmeye çalıştığını, bir erkeğin de her defasında uzanıp kapıyı kapatarak kızı çektiğini gördüm. Hemen 155'i aradım. Arabanın modelini sorduklarında bu konuda hiçbir fikrim olmadığı için üstündeki logoyu tarif etmiştim. Garip bir şekilde bir dakika gibi bir sürede bir ekip arabası önünü kesti. Olay neydi bilmiyorum.
0
geçen yıl 31 nisan'da annem için 112'yi aradım.
iki hafta önce de arkadaşımın çekilen arabası için 155'i aradık.
iki hafta önce de arkadaşımın çekilen arabası için 155'i aradık.
0
155i surekli kaldirima parkeden arabalar yuzunden ariyorum.
En son "kuehles hnm bugun zaten 3 kez aramissiniz" dedi "hala ayni araba duruyor ki dorduncuyu de ariyorum" dedim ben de.
En son "kuehles hnm bugun zaten 3 kez aramissiniz" dedi "hala ayni araba duruyor ki dorduncuyu de ariyorum" dedim ben de.
0
Bizim apartmanın yanında bir müzikhol var ve Allah'ın her günü sarhoş narası, kavga gürültü eksik olmuyordu. Arada silahlar patlıyordu. Yine bir gün böyle bir gümbürtü koptu sabahın beşinde. Uykumdan sıçradım. Baktım elinde pompalı tüfekli biri kendi arkadaşları ile deli gibi bağırıyor, bir yandan da ateş ediyor müzikholün kapısında. Ben de hem önceki günlerin sinirinden hem de can güvenliğinin bu denli hiçe sayılmasından dolayı 155'i aradım. Olayı anlattım, plaka verdim vs. Camdan izliyorum polis gelecek diye. Sonra bir daha aradım. Zaten olan olmuş herkes dağılmış, polis anca lütfedip gelebilmişti.
Zaten çok geçmeden de mühür vuruldu o müzikhole. İçkiye ve içki içemeye düzülen methiyeleri gördükçe daha bir ifrit oluyorum bu olaydan beri.
Bu olay geçen sene oluyor.
Zaten çok geçmeden de mühür vuruldu o müzikhole. İçkiye ve içki içemeye düzülen methiyeleri gördükçe daha bir ifrit oluyorum bu olaydan beri.
Bu olay geçen sene oluyor.
0
4-5 sene önce lisedeyken karşımızda oturan yaşlı komşumuz fenayım diye kapımızı çalmıştı, evde de yalnız olduğum için o sırada ben 112'yi arayıp eve kadar eşlik etmiştim.
0
112'yi 3 gün önce, 154'ü 2 hafta önce, 155'i 7-8 ay önce aradım.
112 babamın rahatsızlanması,
154 hızlı giden minibüsü şikayet,
155 gürültü şikayeti.
112 babamın rahatsızlanması,
154 hızlı giden minibüsü şikayet,
155 gürültü şikayeti.
0
Geçen yıl eve geldim arka kapının önünde bir araba var. Ev tarafındaki arka kapısı ardına kadar açık. Valla aklıma direkt cinayet falan geldi. :) polisi arayıp plakayı verdim. Pencereden de bakıyorum bu arada. 10 dakka sonra karşı komşunun kapısı açıldı meğersem misafir aracıymış çocuk kapatmadan inmiş arabandan adam da kontrol falan etmemiş. :))))
0
2015 yazindan metrodan ciktim tramvaya dogru yuruyordum, uzaktan gordgum kadariyla engelli bir vatandas ile otobus soforu arasinda tartisma vardi, sofor el kol salliyor araya birileri girmeye calisiyor falan. daha yaklasirken aradim olay var diye. sonrasinda zaten sofor iyice abartti otobusle adama carpti, adam kafasini vurdu, sofor kacmaya calisti biz tuttuk, sonrasinda polisler geldi, o ara isim vardi devam ettim yolum
0
2 sene önce, bir hırsızlık meselesi için 155'i aradım araç yok, gelemeyiz dediler. karakol ev arası 500 metre var yok.
0
112'yi 3, 155'i de hayatım boyunca sadece 2 kere aradım. İstanbul'un her günü ayrı kıyamet aslında düşününce daha fazla aramış olmam gerekiyor ama birileri arar uğraşır nasıl olsa diyerek sıyrılıyoruz.
0
112 - 7-8 ay önce bayılan ayılmayan arkadaş için aramıştım.
155- Sık sık arıyorum. Trafik güvenliğini tehlikeye atanları şikayet etmek hobim. Whatsapp hatları da var çekip çekip yolluyorum.
154- Yıllardır öyle bir numara yok, 155'i arayacaksınız.
110- 6 sene filan oldu. Okul yanmıştı. 10 sene falan önce de başka bir yangın için aramıştım.
156- Geçen yaz bir sarhoş sürücüyü şikayet etmiştim. Nereye polis nereye jandarma bakıyor bilip ona göre şikayet ediyorum. Hiç affetmem.
155- Sık sık arıyorum. Trafik güvenliğini tehlikeye atanları şikayet etmek hobim. Whatsapp hatları da var çekip çekip yolluyorum.
154- Yıllardır öyle bir numara yok, 155'i arayacaksınız.
110- 6 sene filan oldu. Okul yanmıştı. 10 sene falan önce de başka bir yangın için aramıştım.
156- Geçen yaz bir sarhoş sürücüyü şikayet etmiştim. Nereye polis nereye jandarma bakıyor bilip ona göre şikayet ediyorum. Hiç affetmem.
0
iki numarayı da çok kez aradım.
en son bir hafta kadar önce (belki o kadar da olmamıştır), gece 12 civarı, otobüs durağında yerde yatan bir vatandaş için aradım 112 ve 155'i.
112'den, olay yerinde kalmamı, ayrılmamamı söylediler. muhtemelen madde bağımlısı vatandaş bir süre sonra kalkıp gitti. sonra geri döndü, dönüşte polis ekibi gelip gbt ve üst araması yaptı ona. sonra da bırakıp gittiler. yanlarına gidip benim 155'i aradığımı söyledim, beklemem gerekip gerekmediğini sordum, "yok" dediler; ben de ardından gelen otobüsüme binip eve doğru yola çıktım. yolda 112'den aradılar, "niye ayrıldınız" diye. böyle böyle diye anlattım, hımm peki dediler, kapandı konu.
en son bir hafta kadar önce (belki o kadar da olmamıştır), gece 12 civarı, otobüs durağında yerde yatan bir vatandaş için aradım 112 ve 155'i.
112'den, olay yerinde kalmamı, ayrılmamamı söylediler. muhtemelen madde bağımlısı vatandaş bir süre sonra kalkıp gitti. sonra geri döndü, dönüşte polis ekibi gelip gbt ve üst araması yaptı ona. sonra da bırakıp gittiler. yanlarına gidip benim 155'i aradığımı söyledim, beklemem gerekip gerekmediğini sordum, "yok" dediler; ben de ardından gelen otobüsüme binip eve doğru yola çıktım. yolda 112'den aradılar, "niye ayrıldınız" diye. böyle böyle diye anlattım, hımm peki dediler, kapandı konu.
0
155: geçen ramazan sabah 5'e çalışmaya başlayan komşu inşaat için aradım en son. çözdüler. genellikle araba bulup binince erkek olan tipler tarafından taciz edildiğimde aramışımdır.
112: hiç.
112: hiç.
0
155 bir kere aradım.
alsancak'da belediye otoparkına arabayı bıraktım, parasını verdim. garip, fişi de atmamışım.
gece 1 gibi arabaya gelirken 2 kişi geldi. iyi akşamlar park ücreti alıyoruz vs. ulan zaten ben arabayı bırakmışım, çıkıp gidiyorum şimdi.
dedim ben zaten ödedim.
sonra aradım polisi zaten. 10'dan sonra ücretsiz belediyenin yeri için, arabasıın çıkartan adamdan para isteyen tipler, kim bilir neler yapar.
alsancak'da belediye otoparkına arabayı bıraktım, parasını verdim. garip, fişi de atmamışım.
gece 1 gibi arabaya gelirken 2 kişi geldi. iyi akşamlar park ücreti alıyoruz vs. ulan zaten ben arabayı bırakmışım, çıkıp gidiyorum şimdi.
dedim ben zaten ödedim.
sonra aradım polisi zaten. 10'dan sonra ücretsiz belediyenin yeri için, arabasıın çıkartan adamdan para isteyen tipler, kim bilir neler yapar.
0
de8s
İyi duyurularGeriatri dersi için anket doldurmam gerekiyor. Ödev. 3 tane kısa kısa anket var onları dolduracak bana geri gönderecek yada bunu yakınında birilerine doldurtabilecek gönüllü arıyorum.
İyi duyurular
Geriatri dersi için anket doldurmam gerekiyor. Ödev. 3 tane kısa kısa anket var onları dolduracak bana geri gönderecek yada bunu yakınında birilerine doldurtabilecek gönüllü arıyorum.
Geriatri dersi için anket doldurmam gerekiyor. Ödev. 3 tane kısa kısa anket var onları dolduracak bana geri gönderecek yada bunu yakınında birilerine doldurtabilecek gönüllü arıyorum.
0
sineklerin tanrisii
Grup, topluluk içinde hor görülen ama içten içe herkesin yerinde olmak istediği kimse. "Piç erkek" terimi gibi mesela. Bunun ingilizce karsiligi var mı? Cinsiyet belirtip belirtmedigini de yazarsanız iyi olur.Notorious uygun kelime mi?
Grup, topluluk içinde hor görülen ama içten içe herkesin yerinde olmak istediği kimse. "Piç erkek" terimi gibi mesela. Bunun ingilizce karsiligi var mı? Cinsiyet belirtip belirtmedigini de yazarsanız iyi olur.
Notorious uygun kelime mi?
Notorious uygun kelime mi?
0
fuckboy
:))
edit: tam karşılıyor mu emin değilim. fuckboylarla kadınlar ve erkekler(?) çok dalga geçerler, yine de fuckboy'ların dediği olur.......
:))
edit: tam karşılıyor mu emin değilim. fuckboylarla kadınlar ve erkekler(?) çok dalga geçerler, yine de fuckboy'ların dediği olur.......
0
lamira
Herkese merhaba,Sizce mor ve otesi'nin sultan-i yegah yorumu nasil olmus?https://open.spotify.com/track/2gQhCae6PMliWmNJXgk0Mg
0
dümdüz, standart bir şarkıya çevirmişler, şu coverı mor ve ötesi değil piyasaya yeni çıkacak ismini duyurmaya çalışan bir grup yapsa aynısı olur
0
Yabanci birisine dinlettim biraz once, kendisi cok begendigini soyledi ve "purple and beyond" adini da not aldi daha sonra bakmak icin. Kendisi orijinal halini dinlememistir buyuk ihtimalle. Bi' ara nur yoldas yorumunu da dinletip yorum yapmasini isteyebilirim belki.
Ben neredeyse uc saattir araliksiz dinliyorum, cok da begendim. Yorumlarda hem begenenleri hem de begenmeyenleri gorunce sizlere de sormak istedim. Neden sordugum sacma ama olsun. Soru sorudur :)
Ben neredeyse uc saattir araliksiz dinliyorum, cok da begendim. Yorumlarda hem begenenleri hem de begenmeyenleri gorunce sizlere de sormak istedim. Neden sordugum sacma ama olsun. Soru sorudur :)
0
orijinalin girişi, müziği o kadar güzelki çok da severdim ben, mor ve ötesini dinleyince ne yani bu dedim.
0
Giriş solosu fena değil, fakat hepsi o kadar. Nur Yoldaş'ın yorumuyla kalsaydı keşke. Felaket olmuş diyorum.
0
en sevdiğim şarkılardan biriydi zaten, Mor ve Ötesi versiyonunu da çok sevdim, bi kaç gündür sadece onları dinliyorum
0
klipteki dave grohl çakması gitariste bakmaktan odaklanamadım şarkıya youtube'da dinlerken. ben beğendim güzel olmuş da biraz boş mu kalmış nedir çözemedim tam. böyle azıcık arkaya klavye mlavye olur flüt olur efenime söyliyim çello olur bi şeyler daha olsaymış keşke.
0
maalesef bu parçanın varlığından çok geç haberdar oldum. ilk mor ve Ötesi'nden dinledim ve sevdim ama orijinali daha güzel tabi ki.
0
Bu şarkı, Nur yoldaşın sesi düşünülerek özellikle onun söylemesi için ergüder yoldaş tarafından yazılmış bir şarkı. O yüzden başkasının nur yoldaş'ın seviyesinde söylemesi son derece zor.
Ama söz konusu cover'sa, bence bu şarkını nur yoldaştan sonra en iyi söyleyen kişi özge fışkın. Dinleyin, siz karar verin;
www.youtube.com
Ama söz konusu cover'sa, bence bu şarkını nur yoldaştan sonra en iyi söyleyen kişi özge fışkın. Dinleyin, siz karar verin;
www.youtube.com
0
sarap dumani, cok tesekkurler fikriniz icin. Sarki yazimi dediginiz icin bir sey sormak istiyorum. Sarkinin sozleri attila ilhan siirinden. Bestesini erguder yoldas yapmis. Sarki yazimini erguder yoldas yapmis demissiniz ya, bestelemek demek mi sarki yazmak? Bunu birkac defa daha duydum ama soramamistim. Simdi sicak sicak sormak istedim.
0
@lamira elbette söz yazmak ayrı, sözleri bestelemek ayrı şeyler. Şarkı yazmaktan kasıt, sözleri bestelemek. Genelde sözlere beste yapıldığında, bu şarkıyı o yazmış, şu yazmış diye kullanılmasından ötürü bir ağız alışkanlığı.
0
Ben Nur Yoldaştan dinledim yıllar önce ilk. Mor ve Ötesini severim ama hiçbir farklılık yok, düz bir şarkı gibi okunmuş
0
Orijinali evvelden dinleyen, seven biri olarak beğenmedim. Yine orijinalini dinlemeye devam.
0
dedim ben sana
sb.
sb.
0
Evimde +1
Açık havada şehirden ve insanlardan uzak bir alanda yürüyüş yaparken de çok mutlu hissediyorum kendimi.
Nerede olduğum fark etmiyor aslında çevremde insan olmasın ya da istediğim insanlar olsun yeter. Orada mutluyum ben.
Açık havada şehirden ve insanlardan uzak bir alanda yürüyüş yaparken de çok mutlu hissediyorum kendimi.
Nerede olduğum fark etmiyor aslında çevremde insan olmasın ya da istediğim insanlar olsun yeter. Orada mutluyum ben.
0
şuan aylardır görmediğim ve bir daha muhtemelen görmeyeceğim biriyle uzun uzun yürürken.
0
-eğer sevgilim varsa onun yanında
-yüksek ve uçurum kenarlarında
-denizin uçsuz bucaksız göründüğü yerlerde
-sahaflarda
-tanıdık insanların olmadığı şehirlerde
-evde
-yüksek ve uçurum kenarlarında
-denizin uçsuz bucaksız göründüğü yerlerde
-sahaflarda
-tanıdık insanların olmadığı şehirlerde
-evde
0
Deniz kenarında, vapurda, gökyüzünde, yaylada, derede, bisiklette, muhtemelen motorda, adada, lunaparkta, uzun yolda, odamda, aklıma gelenler bunlar.
0
denizin açıklarında inanılmaz mutlu oluyorum, çıldırıyorum. Olimpik havuzları da severim. Sevgilimin garajında bir atölyesi var, marangozluk ve bir şeyler bir şeyler yapıyor boş zamanlarında. O orada çalışırken ben de onu görebileceğim şekilde arka bahçede oturuyorsam inanılmaz bir huzur geliyor.
Ya bir de bu üstüne yatak konabilen karavanlardan vardı. Yüksek bir yerde onda yatmıştık. Yani yatakta yatıyorsun, yorgan falan var ama açık hava, kafanın üzerinde bin yıldız. Aklın çıkar. Orada çok murluydum. Hiç ayrılmak istemezdim ordan. Böyle işte.
Ya bir de bu üstüne yatak konabilen karavanlardan vardı. Yüksek bir yerde onda yatmıştık. Yani yatakta yatıyorsun, yorgan falan var ama açık hava, kafanın üzerinde bin yıldız. Aklın çıkar. Orada çok murluydum. Hiç ayrılmak istemezdim ordan. Böyle işte.
0
koşarken. (yerden ziyade eylem oldu benimkisi ama mekandan bağımsız koşarken mutlu oluyorum.)
0
Evde genellikle mutluyum. Bisikletle güzel bir rotada ilerlerken de mutlu oluyorum. İki yıl evvel ilk kez bir bisiklet turuna çıkmıştım, 9 gün boyunca Akdeniz sahil şeridinde pedalladık, bir geceyi de Korsan Koyu'nda geçirdik. O gece özellikle anlatılmaz bir mutluluğum vardı.
0
Yatakta uyku öncesi ve sabah zamanım varsa yatak keyfi yaparken
Sevgilimle ve arkadaşlarımla
Deniz kenarında
Doğada, yeşikliklerin içinde
Yürüyüş yaparken
Sevgilimle ve arkadaşlarımla
Deniz kenarında
Doğada, yeşikliklerin içinde
Yürüyüş yaparken
0
öteki ben
Zaten öğretmenim bir müzik kursu verilecek dükkan açmak istiyorum sanat evi gibi de olabilir. Etrafta bir çok gördüğüm insan enstruman satış için bir yer açıp o şekilde kurs veriyor. Ancak milli eğitim son zamanlar bu tarz yerlere izin zorunluluğu getirmiş diye biliyorum. Ama ne derece uygulanıyor f
Zaten öğretmenim bir müzik kursu verilecek dükkan açmak istiyorum sanat evi gibi de olabilir. Etrafta bir çok gördüğüm insan enstruman satış için bir yer açıp o şekilde kurs veriyor. Ancak milli eğitim son zamanlar bu tarz yerlere izin zorunluluğu getirmiş diye biliyorum. Ama ne derece uygulanıyor fikrim Yok.
İzin alma kısmında sıkıntı Yok fakat milli eğitim bazen bu konularda aşırı yokuşa sürüyormuş durduk yere sana şuraya merdiven yap buraya ekstra wc yap vs gibi. Ben zaten büyük bir okul açmayı düşünmüyorum ufaktan başlayıp büyümek amacım. MEB’i hiç bulaştırmadan sanat-müzik evi tarzında açılışı yapsam bir yandan entruman satış vs şeklinde sonradan büyük sıkıntılar çıkar mı? Şehir İstanbul.
İzin alma kısmında sıkıntı Yok fakat milli eğitim bazen bu konularda aşırı yokuşa sürüyormuş durduk yere sana şuraya merdiven yap buraya ekstra wc yap vs gibi. Ben zaten büyük bir okul açmayı düşünmüyorum ufaktan başlayıp büyümek amacım. MEB’i hiç bulaştırmadan sanat-müzik evi tarzında açılışı yapsam bir yandan entruman satış vs şeklinde sonradan büyük sıkıntılar çıkar mı? Şehir İstanbul.
0
Yani kağıt üzerinde enstruman satış olarak görünmek için ticaret odasına normal şekilde kayıt olup şahıs işletmesi kurucam tabi
0
ben olsam önce kursu açarım bir bakarım ne oluyor nasıl gidiyor. eğer meb dan fln uyarı gelir ise ya da belediyeden, zaten zaman tanıyorlar eksiklikleri gider diye, o sırada hallederim. şimdi bir ton masraf edip istediğiniz öğrenci sayısına da ulaşamazsanız elinizde patlamasın.
0
nickini degistiren yazar
Bir paralelkenar var. Uzun kenarı kısa kenarının 2 katı. Uzun kenarlar arasındaki yükseklik belli. Bu paralelkenarın alanı bulunabilir mi?
Bir paralelkenar var. Uzun kenarı kısa kenarının 2 katı. Uzun kenarlar arasındaki yükseklik belli. Bu paralelkenarın alanı bulunabilir mi?
0
Belli değil işte uzun kenar. Sadece kısa kenarın 2 katı uzunluğunda olduğu biliniyor.
0
Sadece uzun kenarlar arasi mesafe ve uzun kenarin kisa kenarin 2 kati oldugunu biliniyor, yanlissam duzeltin ama bulunamaz diyorum ben.
Cunku uzun kenarlar arasindaki mesafeyi degistirmeden sadece kisa kenarin uzunlugunu degistirebiliriz, uzun kenarlar arasi mesafe bozulmamasi icin acilarla oynariz, Uzunkenar/kisakenar oranini sabit tutmak icin de uzun kenari uzatiriz. Bu sekilde sonsuza gider. Umarim atladigim bir nokta yoktur:)
Cunku uzun kenarlar arasindaki mesafeyi degistirmeden sadece kisa kenarin uzunlugunu degistirebiliriz, uzun kenarlar arasi mesafe bozulmamasi icin acilarla oynariz, Uzunkenar/kisakenar oranini sabit tutmak icin de uzun kenari uzatiriz. Bu sekilde sonsuza gider. Umarim atladigim bir nokta yoktur:)
0
bulunamaz arkadaşım bulunamaz.
@hep mutlu olmak istedim'ın dediği gibi dar açı 60 derece falan olmaz, @stavro haklı; yüksekliğin değerine bağlı olarak açıyı 1 ile 89 derece arası istediğin gibi değiştirebilir, paralel kenarını yamultabilirsin.
Elinde iç açılardan biri varsa alanı sayısal olarak bulabiliriz. eğer açılar da yok sadece yükseklik sayısal olarak varsa alan birim cinsinden bulunur.
Şöyle ki;
uzun kenar: 2a
kısa kenar: a
uzun kenara ait yükseklik: 5 cm olsun diyelim
Alan= 2a X 5cm= 10 birim cm2 olur.
@hep mutlu olmak istedim'ın dediği gibi dar açı 60 derece falan olmaz, @stavro haklı; yüksekliğin değerine bağlı olarak açıyı 1 ile 89 derece arası istediğin gibi değiştirebilir, paralel kenarını yamultabilirsin.
Elinde iç açılardan biri varsa alanı sayısal olarak bulabiliriz. eğer açılar da yok sadece yükseklik sayısal olarak varsa alan birim cinsinden bulunur.
Şöyle ki;
uzun kenar: 2a
kısa kenar: a
uzun kenara ait yükseklik: 5 cm olsun diyelim
Alan= 2a X 5cm= 10 birim cm2 olur.
0
nickini degistiren yazar
Soru resimde.https://i.hizliresim.com/EPOOLn.png
0
nickini degistiren yazar
Üç dijital saatten birincisi her saat 15 dakika geri kalmaktadır. İkincisi her saat 5 dakika ileri gitmektedir. Üçüncüsü ise normal çalışmaktadır. Her üç saat 21:00'de çalışmaya başlıyor.Bu saatlerin üçü birden ilk kez kaç saat sonra tekrar 21:00'i gösterir?
Üç dijital saatten birincisi her saat 15 dakika geri kalmaktadır. İkincisi her saat 5 dakika ileri gitmektedir. Üçüncüsü ise normal çalışmaktadır. Her üç saat 21:00'de çalışmaya başlıyor.
Bu saatlerin üçü birden ilk kez kaç saat sonra tekrar 21:00'i gösterir?
Bu saatlerin üçü birden ilk kez kaç saat sonra tekrar 21:00'i gösterir?
0
15 dakika "4x" ile tam saate tamamlanıyor, 5 dakika ise "12x" ile ekok ile 48saat çıkması lazım.
0
Halbuki çözümüm doğru gibi gelmişti bana :)
Biri çözerse iyi olur, hatamı anlarım ben de.
Biri çözerse iyi olur, hatamı anlarım ben de.
0
ben de başta 312 bulmuştum ama cevabı öğrendikten sonra şöyle düşündüm:
üçüncü saat her 24 saatte 1 istenen saati gösterdiği için 24 saatlik periyotları ele almamız lazım.
ilk saat günde 15 dakika geri kalıyorsa, 24 saat geri kalması için 96 saat gerekir.
ikinci saat her gün 5 dakika ileri gidiyorsa 24 saat ileri gitmesi için 288 saat gerekir.
bunların en küçük ortak katı da 288 oluyor. (24'ün de tam katı olduğu için üçüncü saat de 21:00 gösterecek.)
üçüncü saat her 24 saatte 1 istenen saati gösterdiği için 24 saatlik periyotları ele almamız lazım.
ilk saat günde 15 dakika geri kalıyorsa, 24 saat geri kalması için 96 saat gerekir.
ikinci saat her gün 5 dakika ileri gidiyorsa 24 saat ileri gitmesi için 288 saat gerekir.
bunların en küçük ortak katı da 288 oluyor. (24'ün de tam katı olduğu için üçüncü saat de 21:00 gösterecek.)
0
Tamamdır anladım şimdi.
İşte böyle böyle üni sınavlarında istediğim sonucu elde edemedim.
İşte böyle böyle üni sınavlarında istediğim sonucu elde edemedim.
0
infernal majesty'nin mantığı doğru gibi.
Herhangi bir saat geri veya ileriyse doğru saatle aynı saati göstermesi için o saatten 24 saat geri veya 24 saat ileriyi göstermesi lazım. daha doğrusu 24'ün katı kadar geri veya 24'ün katı kadar ileriyi göstermesi lazım.
birinci saat her 4 saatte bir 1 saat geri kalır.
ikinci saat her 12 saatte bir bir saat ileriyi gösterir.
ikinci saat 12 saatte 1 saat ileriyi gösteriyorsa 24 saat ileriyi göstermesi için 12*24=288 saat gerekir.
birinci saat 4 saatte 1 saat geri kalıyorsa 24 saat geri kalması için 24*4=96 saat gerekir.
bu aşamada ekok(288,96)'yı bulmamız lazım. çünkü 96 saatte 24 saat geri kalıyorsa 96*2=192 saatte 48 saat geri kalır. 48, 24'ün tam katı. bir saatten 48 saat geri kalan saat de o saatle aynı saati gösterir.
ekok(288,96)=288'dir.
Herhangi bir saat geri veya ileriyse doğru saatle aynı saati göstermesi için o saatten 24 saat geri veya 24 saat ileriyi göstermesi lazım. daha doğrusu 24'ün katı kadar geri veya 24'ün katı kadar ileriyi göstermesi lazım.
birinci saat her 4 saatte bir 1 saat geri kalır.
ikinci saat her 12 saatte bir bir saat ileriyi gösterir.
ikinci saat 12 saatte 1 saat ileriyi gösteriyorsa 24 saat ileriyi göstermesi için 12*24=288 saat gerekir.
birinci saat 4 saatte 1 saat geri kalıyorsa 24 saat geri kalması için 24*4=96 saat gerekir.
bu aşamada ekok(288,96)'yı bulmamız lazım. çünkü 96 saatte 24 saat geri kalıyorsa 96*2=192 saatte 48 saat geri kalır. 48, 24'ün tam katı. bir saatten 48 saat geri kalan saat de o saatle aynı saati gösterir.
ekok(288,96)=288'dir.
0
